Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kurumların 2026 yılı bütçeleri üzerine gerçekleşen görüşmelerin ardından, milletvekillerinin yönelttiği soru ve eleştirilere yanıt verdi.
Cumhurbaşkanlığı bütçesi ile harcamaları hakkında getirilen eleştrilere karşı Yılmaz, bu yaklaşımların isabetli olmadığını vurguladı.
Yılmaz, “Rakamlar ortada. Cumhurbaşkanlığının bütçeden aldığı pay şu anda yalnızca binde 1,1. Daha önce bu görevleri yürüten iki kurum vardı; Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık. O dönemlerde, bu kurumların bütçeden aldıkları pay ise binde 3,2. Yani mevcut Cumhurbaşkanlığı bütçesi, önceki dönemlerin oranlarının neredeyse üçte biri seviyesinde. Ayrıca, bu harcamaların yüzde 41’i diğer kurumlara transferlerden oluşmaktadır.” dedi.
Yılmaz, Türk askerinin global ölçekte görev yaptığını belirterek, “Cumhurbaşkanlığı bütçesinden bu bölgelere transferler yapıyoruz. Acil destek giderlerine bu transferler gerçekleştiriliyor.” ifadelerini kullandı.
2026 yılı bütçesinde tüm genel idareler için artış oranının yüzde 28,38 olduğunu belirten Yılmaz, “Cumhurbaşkanlığı bütçesinde bu oran ise yüzde 25,7. Yani, Cumhurbaşkanlığı bütçesi genel artış oranının altında bir artış göstermiştir.” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, NATO Zirvesi’nin gelecek yıl Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenleneceğine dikkat çekerek, bu büyük etkinliğe rağmen söz konusu bütçede belirgin bir artış yaşanmadığını belirtti.
Yılmaz, “Cumhurbaşkanlığı’nda, yapılan işin niteliğine bağlı olarak harcamalar bulunmaktadır. Ancak genel sekreterlik ve diğer birimlerimiz de tasarruf konusunda son derece hassas bir yaklaşım sergiliyor. Örneğin, Cumhurbaşkanımız yurtdışında bir ziyarette bulunurken çalışanlar ya da danışmanlar hiçbir yolluk almamaktadır.” dedi.
Bir milletvekilinin “Uçak kaldırıyor” yönündeki eleştirisine yanıt veren Yılmaz, “Elbette uçak kalkacak, başka nasıl gidilebilir? Ama burada bir yolluk ödenmiyor, bunu ifade etmek istiyorum. Yasal olarak ödenme imkanı mevcut, ancak bunun dışında bir harcama yapılmamaktadır.” diye belirtti.

“ABARTILI, ÇOK YÜKSEK BİR HARCAMA SÖZ KONUSU DEĞİL”
Örtülü ödeneğe dair eleştiriler hatırlatıldığında Yılmaz, “Örtülü ödeneğin bütçenin başlangıç ödeneğinin binde 5’ini geçemeyeceğine dair bir yasal düzenleme bulunmaktadır.” dedi.
Yılmaz, “2024 yılında ödeneğin on binde 5’i, 2025 yılında ise on binde 3’ü gerçekleşmiştir. Yani bu rakam, yasal sınırın on katı bile değildir. Bu nedenle, yüksek bir harcama söz konusu olmamaktadır. Ancak gerekli olduğunda bu kaynağın kullanıldığı da bir gerçektir.” şeklinde açıklamada bulundu.
Bütçe başlangıç ödeneğinin yüzde 10’u kadar idarenin kurumlar arası aktarım yapma imkânı olduğunu belirten Yılmaz, “2025 yılında 1 trilyon 461 milyar lira olarak belirlenen limitin bugüne kadar 475 milyar lira kullanıldığını, bu rakamın başlangıç ödeneğine göre yalnızca yüzde 3,3 oranında olduğunu belirtti.
Yılmaz, “Yıl başında belirttiğimiz gibi yıl sonunda da değişiklik olmamalıdır.” düşüncesini savundu.

“(VERGİ HARCAMALARI) OLABİLDİĞİNCE AZALTMAYA, MİKTARINI DÜŞÜRMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Vergi harcamalarıyla ilgili eleştirileri yanıtlayan Yılmaz, bu harcamaları azaltma çabası içerisinde olduklarını ifade etti. “Olabildiğince azaltmaya çalışıyoruz.” dedi.
2025 yılı vergi harcamalarının milli gelire oranının 5,1 olduğunu belirten Yılmaz, “2026’da bu oranın 4,7’ye düşeceğini ve program döneminin sonunda 4,1’i hedeflediklerini aktardı. Bu oran azalmaya devam edecek, amma bu harcamaların çoğunun sosyal unsurları olduğunu da unutmamak gerekir.” dedi.
Yılmaz, gelecek dönemlerde hangi teşvik belgeleri olursa olsun şirketlerin en azından yüzde 10 vergi ödeyebileceğini veya uluslararası bir şirketin yüzde 15 kurumlar vergisi ödemesi gerektiğini belirtti.
“CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ İYİLEŞTİRMELERE AÇIK BİR SİSTEMDİR”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üzerine eleştirilerde bulunan Yılmaz, bu konunun geçmiş dönemle günümüzdeki şartlar arasında iyi bir karşılaştırmayla değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
“Son beş yılda oldukça önemli gelişmeler yaşandı. Pandemi, 15 Temmuz darbe girişimi, büyük afetler ve bölgesel savaşlar gibi olaylar göz önünde bulundurulduğunda, bu koşullar göz ardı edilerek yönetim sisteminin eleştirilmesi doğru değildir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, buna ek olarak, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, iyileştirmelere açık bir sistemdir ve biz bunu dikkate alarak çalışmalar yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, “Ana muhalefet, ‘anayasa tartışmayız’ demekle birlikte, yönetim sisteminin değişmesini istiyor. Buradan bir çağrı yapmak istiyorum: Anayasa, tüm partilerin seçim beyannamelerinde yer almakta. Bu, Meclis’in görevidir ve her partinin hazırlık yapması gerekmektedir.” dedi.
Bir milletvekilinin “4 madde dahil mi?” sorusuna Yılmaz, “O dört madde dahil değil. Cumhurbaşkanımız bu konuyu açıkladı.” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı hakaret içerikli konuların gündeme geldiğini hatırlatan Yılmaz, bununla ilgili hukuki bir çerçeve olduğunu söyledi. “İnsanın en değerli varlık olduğunu vurgulamak isterim, kimsenin bir başkasına hakaret etme hakkı yoktur.” dedi.
Yargının bu tür süreçleri başlattığını ve bazı bireylerin beraat ettiğini, bazılarının ise ceza aldığını belirten Yılmaz, bunun fikir beyanından değil hakaret sebebiyle olduğunu ifade etti.
“İÇ CEPHEMİZİ GÜÇLENDİRME VURGUSU BOŞ YERE YAPILMIŞ BİR VURGU DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Terörsüz Türkiye sürecine yönelik sorulara yanıt verirken, bu sürecin Türkiye’yi terörden kurtarmayı ve “terörsüz bölge”yi hedeflediğini dile getirdi. Terörle mücadele konusunun Türkiye’nin devlet politikası ve stratejik bir hedefi olduğunu vurguladı.
Bu süreçte ülkenin birliği ve üniter yapısının asla tartışma konusu olmadığını belirten Yılmaz, “Terörsüz bir ortamın, eşit vatandaşlık anlayışının yaşanması, demokratik siyasetin güçlenmesine olanak tanıyacaktır.” dedi.

Ayrıca, bölgenin üzerindeki stratejik hesaplar ve çatışmalara da değinen Yılmaz, “İç cephemizi güçlendirme vurgusu, gelişmeler karşısında oldukça önemlidir. Bu sürecin zorlu olduğunu biliyorum; ancak büyük resmi görmek, tüm gelişmelere dikkat etmek önemlidir.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, bu zorlu süreçte dile dikkat edilmesi gerekliliğine vurgu yaparak, Türkiye’nin güçlenerek bu dönemden çıkması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Meclis’teki komisyonda bu konuyla ilgili çalışmalara devam edildiğini ve ortak bir yaklaşımın önemli olduğunu sözlerine ekledi.
“BİRÇOK ŞEHİRDE ÇOK YÜKSEK KAYIP-KAÇAK ORANLARI VAR”
Su politikasına yönelik sorulara yanıt veren Yılmaz, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (COP31) gelecek yıl Türkiye’de yapılacağı bilgisini vererek, bu kapsamda yeşil dönüşüm ve su kaynakları üzerine daha güçlü tartışmalar yürütüleceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla oluşturulan “Su Komisyonu”nun çalışmalarını yürüttüğünü aktaran Yılmaz, “Kapalı sulama sistemine geçiş çalışmalarımız devam ediyor.” dedi.
Yılmaz, “Bunun yanı sıra şehirlerde yüksek kayıp-kaçak oranlarından da mustaribiz. DSİ, su temin etse bile şehir içindeki kayıp kaçak sorunu çözülmezse, bu su kaybı yaşanmaktadır. Dolayısıyla tüm belediyelerin bu konuya öncelik vermesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı ve ilgili kurumların 2026 yılı bütçesinin ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.
Komisyonda, Cumhurbaşkanlığı yanında Milli İstihbarat Teşkilatı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kurumların bütçeleri ile Sayıştay raporları da kabul edildi.
Görüşmelerin ardından, 2026 Yılı Gelir Bütçesi ve 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin maddelerine geçildi.


