Gazze’de yaşanan ve insanlık suçlarıyla dolu çatışmalar, İsrail askerleri arasında derin psikolojik sorunlara yol açmış durumda. Yaklaşık 11 bin askerde ciddi psikolojik problemler tespit edilirken, 279 asker intihar girişiminde bulundu.
Hamas ile süregelen bu çatışma, tarih boyunca İsrail’in yaşadığı en uzun süreli savaş haline gelmiş bulunuyor ve bu durum askerlerin ruh sağlığı üzerinde ağır etkiler yaratarak kalıcı izler bırakıyor.
Binlerce asker, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi rahatsızlıklarla mücadele ederken, hem aktif görevde bulunan hem de yedek birliklerdeki askerler arasında intihar vakalarının sayısı hızla artıyor.
Associated Press’e verdiği demeçte, 18 ay önce ordudan ayrılan 27 yaşındaki eski bir başçavuş, Gazze’de yaşadığı acı anıların tetiklediği panik ataklarla savaştığını belirtti. Füze saldırısında yaralanan bu asker, rehabilitasyon tedavisi için yalnızca İsrail’in merkezindeki bir çiftliğe gidebildi.
Asker, “Bir uçak ya da İHA geçtiğinde panik olmaktan kurtulamıyorum, içimde sürekli bir korku var” ifadelerini kullandı.
TRAVMA VE İNTİHAR ORANLARINDA ARTIŞ
İsrail Savunma Bakanlığı’nın açıklamalarına göre, 7 Ekim’den bu yana yaklaşık 11 bin askere psikolojik hasar teşhisi konduğu bildirildi. TSSB, anksiyete ve depresyon vakalarını içeren bu rakam, İsrail tarihindeki tüm vakaların üçte birinden fazlasını oluşturuyor.
İntihar oranlarındaki artış da dikkat çekici. Geçtiğimiz yıl 21 askerin intihar ettiği belirtilirken, savaş öncesi on yıllık dönemde bu sayının yıllık ortalama 13 civarında olduğu kaydedildi.
Bu verilere, ordudan ayrıldıktan sonra intihar eden askerlerin dahil edilmediği bilgisi verildi. Geçen ay yayımlanan bir parlamento raporunda, Ocak 2024 ile bu yılın Temmuz ayı arasında 279 askerin intihar girişiminde bulunduğu ancak hayatta kaldığı ortaya kondu.
Savunma Bakanlığı Rehabilitasyon Dairesi Başkanı ve Bakan Yardımcısı Limor Luria, tedavi gerekliliğine dair önemli bir farkındalık oluştuğunu vurgulayarak, “Türk tarihinde önceki savaşlarda yaralanan pek çok asker yardım aramamıştı, fakat günümüzdeki askerler çok daha farklı bir tepki sergiliyor” dedi.
İsrail ordusu, krize müdahale edebilmek için yüzlerce ruh sağlığı subayı görevlendirdi. Cephe hattına psikologlar gönderildi, ayrıca bir yardım hattı kuruldu ve terhis olmuş askerler için grup terapileri başlatıldı.
Ancak ilgili yetkililer, sistemin baskı altında olduğunu kabul ediyor. Luria’nın yönettiği birim, yaşanan sorunun sadece orduyla sınırlı kalmayıp tüm ulusal sağlık sistemini etkilediğini belirtti.
Travma uzmanı Tuly Flint, savaşın uzun sürmesinin ve on binlerce yedek askerin tekrar tekrar göreve çağrılmasının askerlerin toparlanmalarına olanak tanımadığını ifade etti.
Flint, “Eğer tedavi edilmezlerse, bu savaş mağdurları kişisel ve toplumsal gelişim potansiyellerini kaybedecek ve kendilerine, ailelerine yük olmaya başlayacaklar” uyarısında bulundu.
Uzman, bazı askerlerin “ahlaki yaralanma” yaşadığını ve yaşadıkları olaylar üzerine kimliklerini sorgulamak durumunda kaldıklarını aktardı.
ÇİFTLİKLERDE VE HAYVANLARLA TERAPİ
Sdot Yam’daki Back2Life çiftliği, alışılmadık yöntemlerle iyileşmek isteyen gaziler için bir sığınak haline gelmiş durumda. Elit birliklerde görev yapmış eski asker Assi Nave tarafından kurulan bu proje, 2014’te Gazze’de savaş sonrasında ağır TSSB ile mücadele eden ve intihar eden bir askerin adını taşıyor.
Nave, “Dani’yi kaybetmek, bunun sonu olmayacağını bana hissettirdi” diyerek, yaşadığı kaybın kendisine olan etkisini dile getirdi.
Çiftlikte askerler, köpekler, yılanlar ve tavuklar gibi kurtarılmış hayvanlarla terapi alıyor. Projenin danışman psikoloğu Guy Fluman, birçok gazinin asıl zorlandığı konunun sivil hayata yeniden uyum sağlamak olduğunu dile getirdi ve “Onlara anılarını çözmelerinde ve hayata yeniden bağlanmalarında yardımcı olmalısınız” diye ekledi.
Diğer yandan, Gazze ve Batı Şeria’da görev yapmış bir asker, evine döndükten sonra ailesi ve arkadaşlarıyla bağ kurmakta zorlandığını “Vücudum burada ama zihnim burada değil” sözleriyle ifade etti.

