AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sonrasında basın mensuplarına önemli bilgiler sundu.
Çelik’in açıklamalarında öne çıkan başlıklar şöyle:
“Ramazan ayı dolayısıyla teşkilatlarımız yoğun bir çalışma içindedir. Tüm üyelerimiz illeri ziyaret ederek vatandaşlarla buluşuyor. Bu bağlamda teşkilat başkanımız detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Ulaştırma Bakanı, ulaştırma hizmetleri hakkında MKYK’yı bilgilendirdi. Nevruz’u Türk Dünyası’ndan Balkanlar’a kadar her yerde baharın müjdecisi olarak kutluyoruz. Bu kapsamda 21 Mart’ta, Haliç Kongre Merkezi’nde Cumhurbaşkanımızın katılımıyla bir etkinlik düzenleyeceğiz. Kaos döneminde bu tür kutlamalar, bölgeye kardeşlik mesajlarının iletilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. ABD Başkanı Trump ile AB liderleri arasında süregiden tartışmalara bakıldığında, artık yeni bir düzen arayışının başlamış olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye, bu yeni düzen içerisinde kilit bir rol oynamaya devam edecektir. Avrupa güvenlik mimarisi çerçevesinde uzun yıllardır birçok tartışma yaşanıyor. Avrupa ordusundan bahsediliyor, fakat somut bir ilerleme kaydedilemiyor. Türkiye’nin vazgeçilmez bir aktör olduğuna dair sayısız makalenin yayımlandığını görüyoruz. Avrupalı dostlarımız, Türkiye’yi yalnızca güvenlik meseleleri ile sınırlı olarak değerlendirmemelidir; demokratik değerler ve ekonomik refah da göz önünde bulundurulmalıdır. Türkiye’nin AB üyeliği süreci ile ilgili çifte standartlarla yüzleşme zamanı gelmiştir. Türkiye, yıllar boyunca davet edildiği liderler zirvesine katılımının engellendiği bir süreçten geçmiştir. Ukrayna konusundaki toplantılarda da Türkiye’siz yapılan görüşmelerin vizyonsuz olduğunu belirtmiştik.”
SURİYE’DEKİ SALDIRILAR HAKKINDA
Suriye’deki her olay, Türkiye’yi doğrudan etkilemektedir. Yakın zamanda Esad’a bağlı bazı grupların meşru yönetime karşı gerçekleştirdikleri saldırılar sonucunda bazı olaylar yaşandı. Çatışmalar meydana geldi ve bu durumu kaos yaratmaya çalışan bazı odakların fırsatçılığı olarak gördük. Alevi vatandaşlarımıza yönelik üzücü saldırılar gerçekleşti; hayatını kaybedenler oldu. Bu saldırıları ve faillerini lanetliyoruz.
‘SİLAHLI SALDIRIYI LANETLİYORUZ’
Olayın hemen ardından yaptığımız değerlendirmede, Esad yanlısı silahlı grupların Suriye’nin meşru yönetimine karşı saldırılar gerçekleştirdiğini gördük. Bu silahlı saldırıyı kesinlikle kınıyoruz.
CHP’Lİ MİLLETVEKİLLERİNE TEPKİ
Her zaman savunduğumuz ilke, “Suriye, Suriyelilerindir.” Esad’ın gerçekleştirdiği katliamların Alevilere mal edilemeyeceğini, DEAŞ’ın eylemlerinin Arap ve Sünnilere mal edilemeyeceğini belirtmek isterim. Mezhepler, saygı duyulması gereken düşünce okullarıdır. Ancak, siyasi mezhepçilik son derece zararlıdır. Bazı CHP milletvekillerinin sözlerimizi çarpıtarak olayı başka bir yöne çekme çabasını gördük. Bu kişilerin sayısı azdır, fakat yaptıkları davranışlar son derece ilkel ve kardeşlik duygusunu zedeleyen bir siyasi mezhepçiliği yansıtmaktadır.
‘TERÖRİSTİN MEZHEBİ VE ETNİK GRUBU OLMAZ’
Terör eylemini gerçekleştirenin kim olduğuna bakılmaksızın, “Sünni terörist” ya da “Şii terörist” ifadeleri son derece yanlıştır. Bu tür terörist tanımlamaları kesinlikle kabul edilemez.
‘TERÖRİST KİM OLURSA OLSUN ONA KARŞIYIZ’
Hatay’ın kaderi ile Lazkiye’nin kaderinin bir olduğu vurgusunda bulunuluyor. Ancak biz bu konuda uyanık olmalıyız. Siyasi mezhepçilik bahane edilerek bu konu üzerinde duruluyor. Biz yıllardır Alevi, Şii ve Dürzi liderlerle ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Her türlü terörizme karşıyız. Bugün, etnik köken veya mezheple radikalizm üretmeye çalışan kişiler bile mümkinse, Cumhurbaşkanımız döneminde farklı mezheplerin eşit muamele görmesinin gerekliliğini dile getirmiştir.
AZERBAYCAN-ERMENİSTAN BARIŞ MÜZAKERELERİ HAKKINDA
Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış sağlanması amacıyla metinde çoğu unsurlar tamamlandı. İki madde üzerinde hala sorunlar var. Bu adım, Kafkasya açısından kritik bir aşamadır. Ermenistan’ın, Azerbaycan’ı hedef alan yasalarını ve anayasa değişikliklerini yapması önem arz etmektedir.
DEM PARTİ İLE GÖRÜŞME HAKKINDA
Bugün yaklaşık iki saat süren bir görüşme gerçekleştirdik. Karşılıklı konuşma ve dinlemenin terörsüz bir Türkiye hedefine ulaşmak için önemli olduğunu görüyoruz. Bizim görüşmelerdeki önceliğimiz, PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesidir. Bahçeli’nin tarihi çağrısı ve Cumhurbaşkanımızın iradesi, Türkiye’nin terör belasından kurtulması için önemli bir fırsat sunmaktadır. Biz, tek vatan, tek millet, tek bayrak ve tek devlet ilkesi çerçevesinde teklifleri değerlendireceğiz. Meseleye yaklaşımımız, demokrasi standartlarının yükseltilmesi yönündedir ve şu anda odaklanmamız gereken konu PKK’nın silah bırakmasıdır. Ateşkes gibi ara kategorilerin olmaması gerektiği kanaatindeyiz.
‘ÖNEMLİ OLAN SİLAH BIRAKMA SÜRECİNİN HEMEN BAŞLAMASIDIR’
Sayın Cumhurbaşkanımız, devletimizin başıdır ve tüm görüşmeler onun iradesiyle gerçekleştirilmektedir. Cumhurbaşkanımız, terörsüz bir Türkiye hedefine büyük bir katkı sağlamaktadır. Bir çağrı yapıldı, terör örgütünün silah bırakması için bunun pratikte hayata geçirilmesini bekliyoruz. Devletimizin yüksek kapasitesine güveniyoruz; önemli olan silah bırakma sürecinin derhal başlamasıdır.
ŞAM YÖNETİMİ İLE YPG ARASINDA ANLAŞMA
Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı gösteriyor; Suriye içinde silahlı grupların varlığını doğru bulmuyoruz. YPG, bir terör örgütü olarak değerlendirilmektedir. Bu süreçte, PKK’nın silah bırakması gerekliliği, YPG ve SGG’yi de kapsar. Suriye bayrağı altında petrol ve hava alanları gibi kaynakların yönetime devredilmesi, bu anlaşmanın olumlu sonuçlar doğuracağını göstermektedir. 1 yıllık geçiş sürecinin öngörülmesi, provokasyonlara karşı dikkatli olunması gerektiğini göstermektedir. Burada Suriye devletini desteklemeye devam edeceğiz.
