ABD ve Ukrayna arasında imzalanan mineral anlaşması, Ukrayna’nın doğal kaynaklarının nerelerde bulunduğu konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Aşağıda, Ukrayna topraklarındaki değerli madenlerin haritası sunulmaktadır.
İki ülke arasında gerilime yol açan nadir mineraller hakkında nihayet bir anlaşmaya varıldı. Bu durum, Ukrayna’nın hammadde zenginliklerinin global ölçekteki önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Rusya’nın işgali öncesinde de hammadde uzmanları, Ukrayna’nın “gizli zenginlikleri” hakkında uyarılarda bulunuyordu.
Bu doğal madenlerin önemi, sadece yerel ekonomik olmayan, aynı zamanda global pazarda da kritik bir rol oynuyor. Havacılıktan savunma sanayine, rüzgar türbinlerinden yarı iletkenler ve enerji depolama teknolojilerine kadar pek çok alanda tercih edilmekte.
Kiev’in tahminlerine göre, Ukrayna, dünya genelindeki kritik hammadde rezervlerinin yaklaşık yüzde 5’ini elinde bulunduruyor. Ancak, çoğu henüz kullanılmayan bu yeraltı kaynakları, yeşil ekonomiye geçiş ve Batı’nın Çin ile Rusya’ya alternatif oluşturma hedefleri açısından oldukça önemli bir potansiyele sahip. Naftemporiki gazetesi, Ukrayna’nın mineral zenginliklerini detaylandırıyor.
GRAFİT: Ukrayna, 19 milyon ton kanıtlanmış rezervi ile dünya çapında ilk beş ülke arasında yer alıyor. Elektrikli araç bataryalarında kritik bir öneme sahip.
LİTYUM: Ülke, Avrupa’daki lityum yataklarının yüzde 30’una ev sahipliği yapıyor fakat henüz işletme aşamasına gelinmedi.
TİTANYUM: Avrupa’nın titanyum rezervlerinin yüzde 7’si Ukrayna’da bulunmakta. Bu hafif metal, havacılık ve çeşitli endüstriyel uygulamalarda kullanılmaktadır.
NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ: Detaylı haritalaması yapılmamış olsa da, Ukrayna’nın önemli rezervlere sahip olduğu iddiaları söz konusu. Bu elementler, rüzgar türbinleri, elektronik ve savunma sistemleri gibi yüksek teknoloji alanlarında gereklidir.
DİĞER METALLER: Bakır, nikel, kobalt, manganez, gümüş, kurşun, uranyum ve berilyum gibi metaller önemli miktarlarda bulunuyor.
YALNIZCA YÜZDE 15’İNİ KULLANABİLDİ Ukrayna, zengin doğal kaynaklarına rağmen, yatırım eksikliği, teknolojik yetersizlikler ve siyasi istikrar sorunlarıyla birlikte, bilinen rezervlerinin yalnızca yüzde 15’ini kullanabiliyor. Örneğin, ülkenin en büyük lityum rezervleri hâlâ işlenmemiş durumda. Küresel talebin hızla arttığı bu dönemde, nadir toprak elementlerinin de üretime geçilmediği belirtiliyor. ABD’nin uzmanlığı ve finansmanı, sektörün yeniden yapılandırılması için büyük bir potansiyele sahip.
RUSYA VE ÇİN’LE REKABET ALANI ABD-Ukrayna mineral anlaşması, Çin’e olan bağımlılığı azaltma üzerine küresel bir stratejinin parçası olarak değerlendiriliyor. Pekin, nadir toprak elementleri üretiminin yüzde 75’ini kontrol etmekte ve son yıllarda Batılı ülkelere ihracat kısıtlamaları uygulamaktadır. Bunun yanı sıra, Moskova, Ukrayna’nın doğusundaki stratejik bölgelerdeki kontrolü sürdürme çabalarını devam ettiriyor. SecDev raporuna göre, şu anda Rusya, ülkedeki kömür madenlerinin yüzde 3’ünü ve manganez, tantal ile sezyum rezervlerinin yüzde 50’sini elinde bulunduruyor.
