Türkevi’nde düzenlenen “İttifakın Ötesinde: Değişen Dünyada Türk-Amerikan İlişkilerini Yeniden Düşünmek” başlıklı panelde, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız, Türkiye’nin New York Başkonsolosu Muhittin Ahmet Yazal, New York’taki diplomatik misyon temsilcileri, akademisyenler ve Türk ile Amerikan topluluklarından çok sayıda katılımcı yer aldı.
Panelin başlangıcında, Türk-Amerikan ilişkilerinin tarihi ve güncel durumuna dair kısa bir video gösterimi yapıldı ve ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun’un katılımcılara yönelik bir video mesajı yayınlandı.
“Uluslararası sistemde bir dönüşüm dönemindeyiz”
Panelin ilk oturumunda, “Stratejik bağlar, küresel etki: Türkiye ve ABD” başlığı altında iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihsel gelişimi değerlendirildi.
Oturumun moderatörlüğünü üstlenen Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Washington Koordinatörü Dr. Kadir Üstün, Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Çağrı Erhan’a söz vererek, Türk-Amerikan ilişkilerinin 1800’lerin başında denizcilik alanında başladığını aktardı.
Erhan, tarihi ilişkilerin yanı sıra günümüzde de Türkiye ve ABD arasındaki ilişkilerin savunma ve eğitim alanında sürdüğünü vurguladı ve iki ülke arasında hedeflenen yıllık 100 milyar dolarlık ticaret hacmine dikkat çekti.
Eski Başkan Donald Trump döneminde dünya ilişkilerinde yeni bir döneme girildiğini ifade eden Erhan, Türkiye’nin stratejik konumunu ön plana çıkararak, bu bağlamda ticaret, savunma ve sosyo-kültürel alanlardaki stratejik ilişkilerin ilerleyeceğine dair umut taşıdığını belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Çağatay Özdemir, Türkiye-ABD ilişkilerinde özellikle 2. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş sonrasındaki gelişmelere odaklandı.
Özdemir, “Uluslararası sistemde bir dönüşüm dönemindeyiz. Güç dinamikleri yeniden şekilleniyor, bu bağlamda stratejik ortaklığın hem tarihsel hem de esnek biçimde var olması zorunlu hale geldi.” şeklinde açıklama yaptı.
Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik gelişmelere de değinen Özdemir, Türk Hava Yolları’nın ABD’deki 14 ayrı noktaya direkt uçuşlarının “yumuşak güç uygulaması” olarak örnek verileceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi ve SETA Araştırmacı Yazarı Prof. Dr. Kılıç Buğra Kanat, Türk-Amerikan ilişkilerinin dinamik yapısının her zaman ilgi çekici olduğunu belirterek, “Bu ilişkilerin hız ve karmaşıklığı bazen lunaparktaki hızlı tren hissi veriyor.” dedi.
Kanat, Türk askerinin NATO ve Kore Savaşı’ndaki kahramanlıklarına değinerek, Soğuk Savaş sonrası dönemde iki ülke arasındaki ilişkilerin iniş çıkışlar yaşadığını belirtti. Ayrıca Ukrayna-Rusya savaşını örnek göstererek, Türkiye’nin stratejik öneminin her krizde yeniden öne çıktığını ifade etti.
Türkiye’nin savunma alanında attığı adımların, ABD ile savunma sanayinde yeni işbirlikleri doğuracağını düşündüğünü dile getiren Kanat, “Savunma sanayinin artık sadece Türkiye için değil, ABD için de kritik bir alan olduğunu belirtmek isterim.” şeklinde konuştu.
“İlişkilerimizde önümüzde çok olumlu günlerin olduğuna inanıyorum”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Chicago İletişim Ataşesi Burak Akçeşme’nin moderatörlüğünde düzenlenen “Ortak Zorluklar, Paylaşılan Sorumluluklar: ABD-Türkiye Ortaklığı” başlıklı panelin ikinci oturumunda Hudson Enstitüsü Orta Doğu Barış ve Güvenlik Merkezi Direktörü Michael Scott Doran, Suriye’deki
ilişkilere değindi.
Doran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı son toplantıya atıfta bulunarak, “Bu olay gerçekten çok önemli bir mesaj veriyor. Trump, Suriye’ye ekonomik olarak Suudi Arabistan’ın perspektifinden bakacak, fakat güvenliği Ankara’nın gözünden değerlendirecektir.” ifadelerini kullandı.
Suriye’deki ABD’nin terör örgütlerine olan desteğinin Trump döneminde çözüme kavuşturulacağına inandığını belirten Doran, “İlişkilerimizde çok olumlu günler göreceğimize inanıyorum, fakat bu engeli aşmamız gerekiyor.” şeklinde sözlerine ekledi.
Küresel Politika Enstitüsü (GPI) Başkanı Prof. Dr. Paolo von Scirach, Türkiye ile ABD arasında geçmişte yaşanan S-400 ve F-35 krizlerine dikkat çekerek, bu sorunların etkilerinin halen sürdüğünü aktardı.
Schirach, “İyi haber şu ki, ortam şu anda oldukça farklı. Ukrayna-Rusya Savaşı gibi uluslararası gelişmelerde, Türk diplomasisinin gösterdiği yapıcı rol büyük takdir topladı.” dedi.
Panelde konuşan ABD Ticaret Odası ABD-Türkiye İş Konseyi İcra Direktörü Jennifer Miel ise iki ülkenin birlikte bölgedeki zorlukları aşması gerektiğini belirterek, “Bu çaba her iki tarafın ticari işbirliğine olumlu katkı sağlayacaktır.” şeklinde ifade etti.
Miel, Türk ve Amerikalı şirketlerin karşılıklı olarak milyarlarca dolarlık yatırımlar yaptığını ve yüz binlerce yeni istihdam sağladığını vurguladı. Ayrıca Türkiye ile ABD arasında halen devam eden S-400 ve F-35 konularının çözümünün iki ülkenin çıkarına olacağını dile getirdi.
Panelin oturumlarının ardından konuşmacı ve davetliler, Türkevi’nin giriş katında açılan “Türkiye’nin Değerleri” sergisini gezdiler.