Yılmaz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından gerçekleştirilen TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’nda yaptığı konuşmada, Orta Vadeli Program’ın (OVP) geleneksel olarak eylül ayında güncelleneceğini ifade etti.
Programın dört ana amacı olduğunu vurgulayan Yılmaz, ilk olarak enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarını sağlamak için hem kamu hem de özel sektöre öngörülebilir bir ortam sunmayı hedeflediklerini aktardı.
İkinci amacın dengeli büyüme olduğunu söyleyen Yılmaz, bu hedefin sadece tüketimle değil, üretim, yatırım ve ihracatla daha nitelikli bir büyüme sağlamak olduğunu belirtti.
Yılmaz, sosyal refahın üçüncü hedef olduğunu ifade ederek, bu hedefe kalıcı çözümlerle ulaşmayı, geçici ve yanıltıcı yaklaşımlardan kaçınmayı amaçladıklarını söyledi.
Yılmaz, programın dördüncü amacının ise 6 Şubat depremi sonrası yeniden imar süreci olduğunu vurguladı. Bu süreç için her yıl ortalama 35 milyar dolarlık bir harcama yapıldığını, yıl sonunda toplam harcamanın 100 milyar doları aşacağını bildirdi.
– “TÜRKİYE EKONOMİSİ ORTALAMA YÜZDE 5,3 BÜYÜME GÖSTERDİ”
Dünya genelinde bu yıl beklenen büyüme oranının yüzde 2,8, ticaret büyümesinin yüzde 1,7 olduğunu dile getiren Yılmaz, küresel düzeyde artan korumacılığın ve ticaret savaşlarının etkileriyle belirsizlik oranlarının yükseldiğine dikkat çekti.
Geçen yıl büyümeyi başardıklarını ve dezenflasyon sürecinin başladığını vurgulayan Yılmaz, bu durumun önemli bir başarı olduğunu aktardı.
Son 22 yılda dünya ekonomisinin yıllık ortalama yüzde 3,5 büyüdüğünü, Türkiye ekonomisinin ise ortalama yüzde 5,3 büyüme kaydettiğini bildiren Yılmaz, Türkiye’nin 2022 yılı itibarıyla 1 trilyon 320 milyar doları aştığını belirtti.
Yılmaz ayrıca, 2002’de kişi başına düşen gelirin OECD ortalamasına oranla yüzde 35 seviyesinde olduğunu, 2023’te ise bu oranın yüzde 72’ye yükseldiğini aktardı.
– “Cari açığımızın dramatik bir şekilde düştüğünü görüyoruz”
Dış talep koşulları, artan korumacılık ve jeopolitik gerilimlere rağmen ihracatta tarihi rekorların kırıldığına dikkat çeken Yılmaz, yıllıklandırılmış ihracatın 265 milyar doları bulduğunu söyledi.
Türk lirasının değer kazanma sürecindeyken ihracatın arttığını, turizm gelirinin yükseldiğini ve cari açığın ise dramatik bir şekilde düştüğünü dile getiren Yılmaz, 2023 yılındaki cari açığın bir dönem 60 milyar dolara yaklaştığını, geçen yılın 10 milyar dolar seviyesinde kapandığını ve şu anda yıllıklandırılmış cari açığın 12,6 milyar dolar seviyesinde olduğunu belirtti.
Finansal göstergelerin genel görünümünün sürekli olarak iyileştiğini aktaran Yılmaz, bankacılık sektörünün sağlam bir sermaye yapısına sahip olduğunu ve sermaye yeterlilik oranlarının yüksek seyrettiğini kaydetti. Merkez Bankası rezervlerinin en son 145,7 milyar dolar olarak duyurulduğunu, son haftalarda toparlanma sürecine girdiğini ifade etti. CDS’nin (küresel risk primi) ise 381 baz puana kadar yükseldiğini, en son geldiği noktanın ise 295 baz puana düştüğünü sözlerine ekledi.
– “ENFLASYONDAKİ GERİLEME DEVAM EDECEK”
Enflasyonun 2024 mayıs ayında yüzde 75,5’e kadar çıktığını, haziran itibarıyla dezenflasyon sürecinin başladığını ve bu sürecin kalıcı fiyat istikrarına ulaşmayı hedeflediğini belirten Yılmaz, şu bilgileri aktardı:
“Dezenflasyon süreci geçen yılın haziran ayından itibaren başlamış olup, şu anda 11 aydır enflasyonun yıllık oranı düşüş trendinde. Nisan ayı itibarıyla enflasyon 37,9’a kadar geriledi. Mayıs ayındaki öncü göstergeler de sürpriz bir şekilde beklentilerin altında kaldı. Bu ay da enflasyondaki gerileme trendinin devam edeceğini söyleyebiliriz. Enflasyon oranı azaldıkça Türkiye, farklı bir perspektife doğru ilerliyor. Geçen yıl itibarıyla oran bazında neredeyse yarı yarıya düşmüş durumda. Yıl sonunda 20’li rakamlardan konuşacağız.”
– “TÜRKİYE’YE SAĞLANACAK KREDİ TUTARI 41 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNDE”
Reel sektörün krediler ve maliyetleri konusundaki sıkıntılarını gündeme getiren Yılmaz, programın ana çerçevesini koruyarak reel sektörün taleplerine yanıt vereceklerini bildirdi. Yatırım, üretim, ihracat ve istihdam alanlarına her zaman destek vermeye devam edeceklerini belirtti.
Önümüzdeki üç yıl içinde uluslararası bankalardan Türkiye’ye tahsis edilecek kredi limitlerinin artırılacağını ifade eden Yılmaz, Dünya Bankası, Uluslararası Finans Kurumu, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası gibi farklı kuruluşlardan Türkiye’ye sağlanacak toplam kredi miktarının 41 milyar dolar seviyesine ulaşacağını, bunun özel sektör yatırımları için kullanılacağını aktardı.
– “BİRKAÇ AYLIK SÜREÇTE FARKLI FİNANSAL ORTAM OLUŞACAĞINA İNANIYORUM”
Konuya ilişkin olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, son dönemlerde yaşanan geçici sıkıntıların abartılmaması gerektiğini, bunların geçici olduğunu vurgulayarak, “Önümüzdeki birkaç aylık süreçte çok farklı bir finansal ortamın oluşacağına inanıyorum. Mevcut göstergeler ve gidişat bu yönde dikkat çekiyor. Şu anda finansal piyasalardaki sıkışıklık daha fazla hissedilse de önümüzdeki aylarda makro anlamda olumlu bir perspektifin oluşacağını söyleyebilirim. Selektif adımlarla bu durumu destekleyeceğiz ve süreci hep birlikte atlatacağız. Temel hedef, Türkiye’yi istikrar içinde büyüyen bir ülke haline getirmek.” dedi.
Şuraya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve bazı bakan yardımcıları da katıldı.