1. Haberler
  2. Magazin
  3. Necip Fazıl Kısakürek: Edebiyatın Sultanı

Necip Fazıl Kısakürek: Edebiyatın Sultanı

featured

Ahmet Necip Fazıl Kısakürek, Türk edebiyatında Baki’den sonraki en önemli isimlerden biri olarak “Sultanu’ş Şuara” unvanını kazanmıştır. 26 Mayıs 1904 tarihinde, Girit muhaciri bir aileden doğan Kısakürek, hukukçu Abdülbaki Fazıl Bey ile Mediha Hanım’ın oğludur.

Çocukluğunu, dedesi Mehmet Hilmi Bey’in konağında geçiren Kısakürek, okuma yazmayı küçük yaşlarda öğrenmiş; büyükannesinin de etkisiyle bu alana olan tutkusu derinleşmiştir.

NAZIM HİKMET İLE AYNI OKULDA EĞİTİM ALDI

Kısakürek, ünlü şair Nazım Hikmet Ran ile aynı eğitim kurumunda eğitim almış ve Lord Byron, Oscar Wilde, Shakespeare gibi Batılı yazarların eserlerini orijinal dillerinde okuma fırsatını bulmuştur.

1921 yılında Darülfünun Edebiyat Medresesi’nin Felsefe Bölümü’ne giren Kısakürek, Ahmet Haşim, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Faruk Nafiz gibi isimlerle tanışmıştır. İlk şiirleri, Ziya Gökalp’in kurduğu Yeni Mecmua dergisinde yayımlanmaya başlamıştır.

1924 yılında Maarif Vekaleti’nin açtığı sınavı kazanarak, Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla 20 yaşında Paris’e giden Kısakürek, 1925’te İstanbul’a döndükten sonra ilk şiir kitabı “Örümcek Ağı” ve 1928’de “Kaldırımlar”ı yayımlamıştır. “Kaldırımlar”, dönemin okuyucularının ilgisini büyük ölçüde kazanmıştır.

Abdülhakim Arvasi ile 1934’te tanışması, Kısakürek için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu tarihten itibaren yazarın eserlerinde tasavvufi düşüncenin etkileri daha belirgin bir şekilde görünmeye başlamıştır.

ÇİLE 1939’DA YAYIMLANDI

Kısakürek’in 1935’te kaleme aldığı “Tohum” ve “Bir Adam Yaratmak” eserleri, tiyatro sahnelerine taşınmış; “Tohum” hem içerdiği İslamcılık ve Türklük temasıyla öne çıkmış hem de sanat çevrelerinde ilgi görmüştür. “Bir Adam Yaratmak” adlı eser ise 1937’de sahnelendiğinde büyük bir ilgiyle karşılanmıştır.

Usta edebiyatçının 1936’da kurduğu “Ağaç” Mecmuası, dönemin önde gelen entelektüel isimlerini bir araya getirmiştir ve 16 sayı boyunca yayımına devam etmiştir.

Kısakürek, 1938’de Ulus gazetesinin yeni milli marş yazılması için açtığı yarışmada, kendisine sunulan teklifi kabul ederken yarışmanın iptal şartını öne sürmüştür. Bu şartın kabul edilmesiyle Kısakürek “Büyük Doğu Marşı”nı kaleme almıştır. Şiirin ismi, ileride çıkaracağı derginin de adı olmuştur.

Necip Fazıl Kısakürek, 1934 yılında yaşadığı buhranlı dönemi “Çile” adlı şiirinde dile getirerek 1939’da okuyucularla buluşturmuştur.

Şair, 1941’de Fatma Neslihan Baban ile evlenmiş ve bu evlilikten Mehmed, Ömer, Ayşe, Osman ve Zeynep isimli çocukları dünyaya gelmiştir.

BÜYÜK DOĞU DERGİSİ

Büyük Doğu dergisi, 17 Eylül 1943’te yayımlanmaya başlamış; İslami değerleri ön plana çıkarmasıyla dikkat çekmiştir. Başlangıçta birçok ünlü yazarın eserlerine yer verilmiş, Kısakürek’in kendi takma isimleriyle yazdığı yazılar da derginin içeriklerine dahil edilmiştir.

Dergi 1944’te yapılan Bakanlar Kurulu kararıyla kapatılmış; 1945’te yeniden yayımlanmaya başlamış ancak 1946’da tekrar kapatılmıştır. 1947’de tekrar okuyucuyla buluşan dergi, kısa süre sonra mahkemeden aldığı kararla bir kez daha kapatılarak Kısakürek tutuklanmıştır. Kendisi ve eşinin yargılanması “Padişahlık propagandası yapma” ve “Türklüğe hakaret” suçlaması üzerinden gerçekleştirilmiştir. Kısakürek, burada bir ay üç gün tutuklu kalmıştır.

1949 yılında Kısakürek, başkanlığını üstlendiği Büyük Doğu Cemiyeti’ni kurmuştur.

1950 yılında eşiyle birlikte hapiste kalan Kısakürek, yıl içinde gerçekleştirilen genel seçimler sonrasında Demokrat Parti’nin çıkardığı Af Kanunu ile serbest kalmıştır. Dergisini yeniden çıkarmaya başlayan Kısakürek, Adnan Menderes’e açık mektuplar yazarak partinin İslam ekseninde geliştirilmesini tavsiye etmiştir. Derginin yayımının durduğu dönemlerde, çeşitli gazetelerde yazıları yer almıştır.

Oğlu Mehmed’e 1973’te Büyük Doğu Yayınevi’ni kurdurarak, “Esselam” isimli eserinden başlayarak daha önceki eserlerinin düzenli bir şekilde yayımını sağlamıştır.

SULTANU’Ş ŞUARA UNVANINI ALIŞI

1975’te Milli Türk Talebe Birliği, Kısakürek’e mücadelesinin 40. yılı nedeniyle bir jübile düzenlemiştir. 1976’dan 1980’e kadar “Rapor” dergisini çıkarmış ve 1978’de “Son Devre Büyük Doğu” dergisini de yayımlamıştır.

Kısakürek, 1980 yılında Türk Edebiyatı Vakfı tarafından “Sultanu’ş Şuara” unvanını alarak, bu onuru taşıyan ikinci şair olarak tarihe geçmiştir. 1981 yılında Milli Kültür Vakfı Armağanı, 1982’de ise Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Üstün Hizmet Ödülü ile onurlandırılmıştır.

Kısakürek, “Üstad” olarak anılırken; Künye, Sabır Taşı, Namık Kemal, İdeolocya Örgüsü, Çöle İnen Nur gibi pek çok eser kaleme almıştır. “Bir Adam Yaratmak” adlı eseri 1977’de televizyona, “Reis Bey” adlı eseri ise sinemaya uyarlanmıştır. “Reis Bey” oyunu, 2002’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından sahneye konmuş, sonrasında 2012’de Devlet Tiyatroları tarafından tekrar sahnelenmiştir.

Ahmet Necip Fazıl Kısakürek, 25 Mayıs 1983’te Erenköy’deki evinde hayata veda etmiş; cenazesi Eyüp Sultan Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Necip Fazıl Kısakürek: Edebiyatın Sultanı
Yorum Yap
Bizi Takip Edin