Emine Erdoğan, Türkiye Gastronomi Liseleri Projesi’nin tanıtım programında Etiler Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde yaptığı konuşmada, bu projenin genç şeflerin kültür elçileri olarak yetişeceği bir vizyonun ürünü olduğunu ifade etti.
2021 yılında yayımladıkları Asırlık Türk Mutfağı kitabını, uzun bir yolculuğun ilk adımı olarak nitelendiren Erdoğan, Türk Mutfağı Haftası’nın da bu kültürel mirasa can suyu sağladığını belirtti. Gastronomi liseleriyle bu yolculukta daha güçlü bir geleceğe doğru yelken açtıklarını vurguladı.
Erdoğan, proje dolayısıyla Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve bakanlık çalışanlarına içten teşekkürlerini iletti.
Anadolu’nun, tarımın ve ilk ekmeğin piştiği topraklar olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Eşsiz kültürel zenginliğimiz sayesinde mutfağımız en görünür yerlerden biridir. Topraktan tabağa uzanan zincirde tarih, kültür, bilim, estetik, sanat ve sağlık unsurları mevcuttur. Bu mirasa sahip çıkmak, onu dünyada hak ettiği konuma taşımak bizler için bir ödevdir.” şeklinde konuştu.
“Yemek, bir milletin kimliğidir”
Emine Erdoğan, gastronominin son yıllarda önem kazandığını belirterek, “Gastronomi, turizmin ana motivasyon kaynaklarından biri haline gelmiş; ünlü şeflerin katkılarıyla popülaritesini artırmıştır. Bununla birlikte, gastronomi artık devletlerin sıkça kullandığı bir kamu diplomasisi aracıdır. Çünkü yemek, bir milletin kimliğini ve hikayesini temsil eder.” dedi.
Türkiye’nin tanınmış yemeklerinin yalnızca birkaç damla olduğunu ifade eden Erdoğan, her köşede farklı gastronomi dünyalarının bulunduğunu belirtti. Anadolu buğdayında, Akdeniz’in turunçlarında, Karadeniz’in fındığında ve Ege’nin zeytininde eşsiz bir çeşitliliğin mevcut olduğunu dile getirdi. Bu çeşitliliğin, dünya genelinde popülarite kazanan ‘yavaş yemek’ gibi akımlara da yanıt verebileceğini söyledi.
“Mutfağımız başlı başına bir şifa merkezidir”
Türk mutfağının geniş yelpaze sunarak vejetaryen ve vegan seçenekler sunduğunu belirten Erdoğan, “Mutfağımız bir şifa merkezi niteliğine sahiptir. Küresel sağlık göstergelerine göre Batı tipi beslenmeye bağlı hastalıkların arttığını görüyoruz. Bu nedenle tariflerimizin sağlığa olan katkılarını ön plana çıkarmamız gerekiyor. Yeni bir anlatı geliştirmek oldukça önemlidir.” dedi.
Zeytinyağlıların sağlıklı olduğunu söylemenin artık yetersiz olduğunu ifade eden Erdoğan, bu gerçeği yenilikçi bir biçimde sunmak gerektiğini vurguladı. “Sıfır atık mutfak” akımının yeni bir icat gibi sunulmasına dikkat çeken Erdoğan, Türk mutfağının atıksız ve sürdürülebilir bilgeliğiyle tanıştırılmasının önemine değindi.
Gastronomi liselerinin kültürel mirasın korunmasında önemli bir rol oynayacağını vurgulayan Erdoğan, kelimenin tam anlamıyla genç şefleri işin mutfağında yetiştireceklerini belirtti. “Onlara sadece malzemeleri bir araya getirmeyi değil, her tarifin ardındaki coğrafyayı, tarihi tecrübeyi öğreteceğiz.” şeklinde açıkladı.
Gastronominin yalnızca tabaktaki lezzeti ifade etmediğini ekleyen Erdoğan, “İç Anadolu sofralarında buğdayın serüveni, Marmara’da medeniyetler arası etkileşim, Güneydoğu Anadolu sofralarında doğanın zorlukları, Doğu Anadolu’da sert kış hikayeleri, Akdeniz’de doğa ve insan etkileşimi ve Karadeniz’de bahçe kültürünün izleri vardır.” şeklinde konuştu.
“12 bin yıllık bir gastronomi hafızasından beslenecekler”
Emine Erdoğan, Türkiye’nin 7 bölgesinde hayata geçecek tematik gastronomi liselerinde öğrencilerin, bölgesel gastronomi unsurlarını öğrenip 12 bin yıllık bir gastronomi hafızasından faydalanacaklarını söyledi. Bu öğrencilerin, Türk mutfağını küresel ölçekte tanıtacak temsilciler olacağına inandığını belirtti.
Türk mutfağının sadece bedeni değil, aynı zamanda ruhu da beslediğini ifade eden Erdoğan, “Reçetelerimiz, damakta lezzet, dilde dua ve sofrada birlik vurgular; çorbalar ve pilavlar hayatın sert rüzgarlarını sakinleştirir.” dedi.
Dünyada sosyal ilişkileri bu denli güçlendiren başka bir mutfak kültürünün bulunmadığını dile getiren Erdoğan, “Bu mirası, sadece sunduğu inanç ve kültürle birlikte koruma ödevimiz var. Gastronomi liselerinden mezun olan genç şeflerin bu görevi yerine getireceklerine kesin olarak inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Bakan Tekin, Erdoğan’a Osmanlı mutfağından hediye takdim etti
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Emine Erdoğan’a, 1904 yılında Osmanlı Sarayı’nda misafirler için hazırlanan bir yemeğin menüsünü hediye etti.
Tanıtım programında Emine Erdoğan, Bakan Tekin, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile proje yöneticileri, gastronomi araştırmacıları, şefler ve öğrenim gören şef adaylarıyla toplu bir fotoğraf çekildi. Erdoğan, daha sonra şef adaylarını alkışladı.
Emine Erdoğan, tanıtım programının yapıldığı alandaki Gastronomi Tarihi, Anne Reçeteleri, Yedi Bölge Yedi Okul ve Gastronomi Liseleri Şef Kıyafetleri Sergilerini Bakan Tekin ve şef Ömür Akkor ile gezerek inceledi.
Projenin hedefleri ve gastronomi liselerinin Türk mutfağına katkıları üzerinde bilgi aldıktan sonra, programın sonunda öğrencilerle özel olarak ilgilendi.