Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD), nisan ayına ait çelik üretimi, tüketimi ve dış ticaret istatistiklerini kamuoyuyla paylaştı.
Açıklanan verilere göre, Türkiye’nin ham çelik üretimi nisan ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 artış göstererek 3 milyon ton olarak belirlendi. Ocak-nisan döneminde ise üretim, yüzde 1 azalarak 12,3 milyon ton düzeyine indi.
Nihai mamul tüketimi ise nisan ayında, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 2,9 azalarak 3 milyon ton seviyesine düşerken, yılın ilk dört ayında bu rakam yüzde 6,3 azalışla 12 milyon tona geriledi.
ÇELİK ÜRÜNLERİ İHRACATINDA ARTIŞ YAŞANDI
Nisan ayında çelik ürünleri ihracatı, 2024 yılının aynı ayına oranla miktar bazında yüzde 14,4 artarak 1,2 milyon ton, değer bazında ise yüzde 6 artışla 813,1 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Ocak-nisan döneminde çelik ürünleri ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre miktar olarak yüzde 17,3 artış göstererek 5 milyon ton, değer olarak ise yüzde 7,6 artışla 3,4 milyar dolar seviyesine ulaştı.
Öte yandan, çelik ürünleri ithalatı nisan ayında geçen yılın aynı ayına kıyasla miktar yönünden yüzde 9,1 azalışla 1,4 milyon tona, değer yönünden ise yüzde 13 azalarak 1 milyar dolara geriledi.
Ocak-nisan döneminde çelik ürünleri ithalatı, geçen yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 0,9 artışla 5,6 milyon ton, değer bazında ise yüzde 6,6 azalarak 4 milyar dolar olarak kaydedildi.
Geçen yılın ocak-nisan döneminde yüzde 72,4 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2025 yılının aynı döneminde yüzde 83,4’e yükseldi.
“TÜRKİYE’NİN 7. SIRADAKİ KONUMU GÜÇLENDİ”
TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, açıklamasında, yurt içi üretimdeki artışın yanı sıra Almanya’nın üretiminde nisan ayında yaşanan yüzde 10’luk düşüşün Türkiye’nin 7. sıradaki konumuna olumlu etki yaptığını vurguladı.
Yayan, OECD’nin en son yayımlanan “Çelik Görünümü” raporundaki verilere atıfta bulunarak, dünya çelik üretim kapasitesinin talepteki artıştan daha hızlı bir şekilde artmasının 2024 yılında küresel çelik kapasite fazlalığını 600 milyon tonu geçireceği bilgisini paylaştı.
Bu durumun ilerleyen yıllarda daha da artabileceğine dikkat çeken Yayan, başta Çin olmak üzere Uzak Doğu ülkelerinin Türkiye’ye yönelik ihracatlarının “olağanüstü” artışlar göstermesi ihtimaline de değindi. Bu bağlamda, Türk çelik sektörünün sürdürülebilirliğini sağlamak için hurdaya alternatif girdi imkanlarının geliştirilmesi, Uzak Doğu ülkelerinden gelen dampingli ithalatın sınırlandırılması ve dahilde işleme rejiminin yurt içi tedarike öncelik veren bir çerçeveye oturtulmasının önemine vurgu yaptı. Bu adımların çelik sektörünün cari işlemler dengesi açığını azaltma açısından büyük önem taşıdığı ifade edildi.