26 yaşındaki Brooklyn Beckham, eşi Nicola Peltz ile birlikte motosiklet üzerinde çektikleri bir videoya yazdığı mesajla dikkat çekti. “Bütün dünyam sensin. Seni sonsuza kadar seveceğim. Tanıdığım en harika insansın. Sonsuza dek sen ve ben,” ifadeleriyle duygularını dile getiren Beckham, bu romantik paylaşımın ardından pek çok yorum aldı.
Ancak bu sözlerin ilk bakışta masum bir aşk ifadesi gibi görünmesine karşın, magazin camiasında Brooklyn’in ailesine meydan okuduğu düşünülüyor. Aile içindeki çatışmaların ardında yatan sebepler merak konusu oldu. Uzmanlar, özellikle Brooklyn Beckham ve Nicola Peltz çiftinin, aile içinde yaşadığı gerilimlerin onları kimlik bunalımına sürüklediğini öne sürüyor.
Cinsel yaşam koçu Angela Vossen, baskın kişiliklere sahip bireylerin yüksek beklentilere sahip aile içinde büyüdüklerinde yıpranmış hissettiklerini belirtiyor. Beckham ailesi gibi halkın gözünde güçlü bir marka imajı olan ailelerin bu durumdan daha fazla etkilendiği ifade ediliyor.
Vossen, Brooklyn ve Nicola’nın aile geleneklerine mesafeli durduğunu vurguluyor. Nicola’nın düğününde kayınvalidesi Victoria Beckham’ın tasarımı yerine Valentino’nun gelinliğini tercih etmesi, bu mesafeyi simgeleyen bir örnek olarak değerlendiriliyor.
Angela Vossen, aile içindeki artan gerilimin küçük anlaşmazlıkların bile büyük bir saygısızlık gibi algılanmasına yol açabileceğini kaydediyor ve bunun ‘biz ve onlar’ ayrımını derinleştirdiğini ifade ediyor. Uzman, dışsal baskı veya eleştiriler karşısında çiftlerin birbirlerine daha yakınlaştığını ve bu durumun psikolojide “tepkisel bağımsızlık” olarak tanımlandığını bildiriyor.
Tepkisel bağımsızlık, çiftleri birbirine daha da yakınlaştırırken, uzun vadede aile ile olan ilişkilerin kopmasına neden olabiliyor. Terapist Sally Baker, bazı çiftlerin ailelerinden gelen olumsuz algılarla baş ederken birbirlerine olan bağlılıklarını kanıtlama ihtiyaçları duyduklarını belirtiyor.
İlişki koçu Teresha Young ise, bir birey ailesi tarafından hayal kırıklığına uğradığında, partnerine daha fazla bağlandığını ve bu durumun ilişkiye daha fazla duygusal yatırım yapma isteği doğurduğunu ifade ediyor. Bu, çiftler arasında “Biz bu yolda birlikteyiz” hissinin oluşmasına katkıda bulunuyor.