Suudi Arabistan, Rusya, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Kazakistan, Cezayir ve Umman’ı kapsayan OPEC+ üyesi sekiz ülke, 31 Mayıs tarihindeki kararı ile temmuz ayında petrol üretimini bir önceki ay ile kıyaslandığında günlük 411 bin varil artırmaya hazırlanıyor.
Grubun, küresel ekonomik görünümün stabil kalması ve düşük petrol stoklarının sağlam bir piyasa yapısına işaret etmesi nedeniyle bu üretim artışına gittiği belirtiliyor. Ancak bu kararın, şu an devam eden küresel petrol talebine dair endişeleri artırarak piyasalarda arz fazlası oluşabileceği yönündeki beklentilere katkıda bulunduğu gözlemleniyor.
OPEC’in nisan ayı petrol piyasası raporunda, bu yıla dair küresel petrol talebi artış tahmininde aşağı yönlü bir revizyon yapıldığı bildirildi. Raporda, talebin 2023 yılında geçen yıla göre günlük yaklaşık 1,3 milyon varil artarak 105 milyon varil seviyesine ulaşmasının beklendiği ifade ediliyor. Önceki tahmin ise 105 milyon 50 bin varil seviyesindeydi.
Uzmanlar, talep görünümünün zayıf kaldığı ve OPEC+ ülkelerinin üretim artışlarını sürdürmesi durumunda petrol fiyatlarının 50 doların altına çekilebileceğini belirtiyor.
“FİYATLAR 40 DOLAR BANDINA KADAR DÜŞEBİLİR”
Uluslararası veri şirketi Primary Vision Network’in Enerji ve Ekonomi Analisti Osama Rizvi, AA muhabirine yaptığı açıklamada arz-talep dengesizliklerine dikkat çekerek, “OPEC+ üyelerinin üretime ek varil sağlaması, piyasa açısından anlaşılması güç bir hamle.” şeklinde vurgu yaptı.
Rizvi, küresel ekonomide belirli bir toparlanma yaşanmasına rağmen risklerin hala aşağı yönlü olduğunu ve piyasaların OPEC+ grubunun ek üretimi nasıl dengeleyebileceği konusunda belirsizlik taşıdığını ifade etti. “Petrol fiyatları yakında yeniden 50 doların altına inebilir. Eğer Rusya ile Ukrayna arasında bir uzlaşı sağlanırsa, düşük talep ortamında OPEC+ grubunun üretimi artırması fiyatları 40 dolar seviyesine kadar çekebilir.” yorumunda bulundu.
OPEC+ ülkelerinin üretim artışlarının sosyal uyumu sağlama amacını güttüğüne işaret eden Rizvi, “Suudi Arabistan uzun bir süredir bütçe açığı vermekte. Diğer üyeler de borçlanma piyasalarına yönelmiş durumda. Düşük fiyatlardan rahatsızlar. Amaç, üretim kesintilerine tam uyum sağlayarak fiyatların desteklenmesidir. Ancak bu strateji, şu an için beklenen etkiyi göstermiyor.” şeklinde belirtti.
“ABD KAYA PETROLÜ SEKTÖRÜ BASKI ALTINDA”
Viyana Enerji Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Fereydoun Barkeshli, düşük petrol fiyatlarının ABD’deki kaya petrolü üreticileri için büyük bir risk taşıdığını vurgulayarak, “Büyük şirketler bile uzun vadede varil başına 50-60 dolar seviyelerinde faaliyet göstermekte zorlanabilir. Zaten, ABD’nin sondaj kule sayısında bir düşüş olduğunu gösteren veriler elimizde bulunmakta.” ifadelerini kullandı.
Barkeshli, piyasa katılımcılarının genel duruma odaklanmaları gerektiğinin önemine dikkat çekerek, “İlerleyen aylarda ve 2026’nın üçüncü çeyreğine, yani ABD ara seçimlerine kadar olan süreçte, ABD ekonomisi ve dolayısıyla küresel büyüme açısından endişe verici bir tablo oluşabilir.” yorumunda bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük tarifeleri politikası, ekonomistlerin ve analistlerin uluslararası petrol piyasalarına yönelik öngörülerini zorlaştırıyor. Barkeshli, “Petrol talebi, küresel ekonomik performansla doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle Avro Bölgesi’ndeki politikalar, Çin ve Hindistan’ın büyüme görünümü ile petrol tüketimi, piyasa açısından dikkatle izlenmesi gereken alanlardır.” şeklinde sözlerini tamamladı.
