Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Yelkenci, Türkiye’de ilk kez 200’den fazla delegenin katılımıyla 8-9 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilen 59’uncu PISA Yönetim Kurulu Toplantısı ve PISA 2025 araştırmasına dair önemli açıklamalarda bulundu.
Yelkenci, OECD ile eğitim alanında yürütülen izleme araştırmaları ve yeni yapılanmalar arasındaki ilişkilerin Türkiye’nin eğitim başarılarını artırdığını, özellikle matematik ve fen okuryazarlığı sıralamalarında elde edilen ivmeyi dile getirdi. Son zamanlarda gerçekleştirilen yapısal reformların OECD’nin Türkiye’yi dikkatle izlemesine neden olduğunu belirtti.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli çerçevesinde hayata geçirilen yeni müfredatın OECD’nin dikkatini çektiğini ifade eden Yelkenci, bu doğrultuda OECD’nin 59’uncu PISA Yönetim Kurulu Toplantısı’nın Türkiye’de gerçekleştirildiğini, toplantıya 61 ülkeden 137 delegenin fiziksel olarak, 42 ülkeden 78 delegenin ise çevrimiçi katıldığını kaydetti.
“OECD bunu ‘Öğrenme Pusulası 2030’ şeklinde isimlendiriyor”
Yelkenci, Türkiye ve OECD arasında paralellik gösteren konuların varlığına dikkat çekerek, “Eğitim programları bu konuların başında geliyor. Eğitim programlarındaki temel bakış açısı, beceriler ve değerlerin merkeze alınmasına yönelik. OECD’nin bu konuyu ‘Öğrenme Pusulası 2030’ olarak adlandırdığını gözlemliyoruz.” şeklinde konuştu.
Konferans sırasında delegelerin Türkiye’de uygulanan eğitim programlarına olumlu geri dönüşlerde bulunduğuna değinen Yelkenci, “OECD, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli tecrübemizi ve geçmişteki Milli Eğitim Kalite Çerçevesi uygulamalarımızı takip etmeye başladı. Bu süreçte, OECD’nin isteği doğrultusunda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni İngilizce’ye çevirip çeşitli görsellerle destekledik.” dedi.
“Doğru yolda olduğumuzu göstermesi açısından çok önemliydi”
Yelkenci, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin “beceri örgüsü” temelli bir program olduğunu, çeşitli öğrenme alanlarını harmanlayarak öğrencilere sunan bir yaklaşım benimsediğini vurguladı.
PISA ve TIMSS gibi izleme araştırmalarında öğrenci başarısının altı düzeyde ölçüldüğüne dikkat çeken Yelkenci, modelin beceri temelli yaklaşıma oldukça uygun olduğunu ifade etti.
Talim ve Terbiye Kurulu’nun gerçekleştirdiği çalışmalara referans vererek, yüksek oranda beceri kazandıran bir eğitim programı oluşturduklarını ve OECD’nin bunu fark ettiğini belirtti. Özellikle Yuri Belfali’nin OECD’nin “2030 pusulasını” sunduğunu ve bu süreçte Türkiye’nin programının daha ileri hedefleri gerçekleştirdiğinin vurgulandığını ekledi.
OECD’nin “Öğrenme Pusulası 2030” yaklaşımında değerlere özel bir önem atfedildiğini ifade eden Yelkenci, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin hem milli hem de evrensel değerleri göz önünde bulundurduğunu belirtti.
Modelin dinamik yapısının esnek bir yaklaşımı temsil ettiğini işaret eden Yelkenci, “OECD’nin yaklaşımında değerlerin vurgulanması önemli. Bir OECD temsilcisinin ‘değerleri iyi çalışmışsınız ama öğretmen yetiştirme gündemi oluşturmak gerekiyordu’ ifadelerini özellikle paylaşmak isterim. Bu noktada Milli Eğitim Akademisi’ni kurarak önemli bir adım attık.” şeklinde açıkladı.
“Becerilerin aynı bakış açısıyla ele alınması sevindirici”
Yelkenci, 9 Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleştirilen “Sınırlarla Yüzleşmek: Beceriler ve Değerler” konulu konferansa da değindi. Bu konferansta Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin sunumu ile OECD’nin “Öğrenme Pusulası 2030” sunumunu karşılaştırma imkânı bulduklarını belirtti.
Becerilerin problem çözme ve yaratıcı düşünme gibi üst düzey becerilerle aynı bakış açısıyla ele alınmasının sevindirici olduğunu vurguladı.
Türkiye’yi PISA 2025’te 203 okul temsil etti
PISA 2025 araştırmasının Türkiye’de 14 Nisan-16 Mayıs tarihleri arasında 203 okulda uygulandığını belirten Yelkenci, araştırmanın kriterlerine uygun olarak örneklemler seçilerek gerçekleştirildiğini, sonuçların ise 2026’da açıklanacağını ifade etti.
Araştırma öncesinde 203 okulda 609 öğretmene eğitim verildiğini vurgulayan Yelkenci, “PISA araştırmalarına katılım gönüllülük esasına dayanıyor ve öğrencilerin herhangi bir şekilde karnelerine veya üniversiteye geçişlerine yansımıyor. Bu süreç, öğrencilerimizin vatana hizmet etme bilinciyle katıldıkları bir imtihan. Öğrencilerin moral ve motivasyonlarını artıracak eğitimler veriyoruz.” dedi.
“Gelecek nesil, tüketen değil üreten bir nesil olacak”
Yelkenci, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli oluşturulurken TIMSS ve PISA sonuçlarının dikkate alındığını ifade etti. Önceki bilgi ve kazanım temelli müfredattan, beceri temelli bir programa geçildiğini vurguladı.
“Artık öğrencilerimiz beceri temelli bir eğitimle yetişerek daha özgüvenli olacaklar. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile gelecek neslin tüketen değil, üreten bir nesil olacağına inanıyoruz. PISA 2030 pusulasına göre tüketim yaşam tarzına dönüşüyor, fakat beceri temelli bir eğitimle yeni şeyler üretmek kaçınılmaz hale geliyor. Bu farkı izleme araştırmalarında göreceğimizi düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, çıktığımız seviyede kalmamızı sağlayacak”
Yelkenci, Türkiye’nin TIMSS 2023 araştırmasında tüm alanlarda sıralamasını artırdığını ve özellikle fen bilimlerinde önemli başarı yakaladığını hatırlattı. PISA 2025’te daha fazla ilerleme kaydetmeyi beklediklerini ancak asıl öneminin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile ulaşılan seviyenin korunması olduğunu belirtti.
“Bu model, Türkiye’nin mevcut seviyesini korumasına imkân tanıyacak ve dinamik yapısı sayesinde gelecekteki ihtiyaçlara göre kendini güncelleme kapasitesine sahip olduğundan, istediğimiz eğitim seviyesini koruyabileceğimizi umuyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı.
