Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yayınlanan yeni rapor, birçok bireyin çocuk sahibi olma isteğine sahip olduğunu ancak çeşitli engellerin hayal ettikleri aile yapısını kurmalarını zorlaştırdığını ortaya koydu.
BM Nüfus Fonu (UNFPA), insanların ekonomik zorluklar ve “cinsiyetçiliğin zehirli karışımı” nedeniyle istedikleri çocuk sayısına ulaşamadıklarını vurguladı. Yüksek ebeveynlik maliyetleri, iş güvensizliği, yüksek konut fiyatları, küresel olaylara dair endişeler ve uygun eş bulma zorlukları, bireylerin çocuk sahibi olma isteklerini gerçekleştirmelerini engelleyebiliyor.
UNFPA’nın 2025 Dünya Nüfusunun Durumu raporuna dayanarak, çoğu insanın çocuk sahibi olmayı arzu ettiği belirtiliyor. UNFPA İcra Direktörü Dr. Natalia Kanem, temel sorunun bireyler ve toplumlar açısından önemli sonuçlar doğuran arzuların yerine, bu arzuları gerçekleştirecek seçimlerin eksikliği olduğuna dikkat çekti. Çözümün, aile izni gibi destekleyici önlemlerin sağlanması, uygun fiyatlı doğurganlık bakımı gibi ihtiyaçlara yanıt vermekte yattığını ifade etti.
YÜZDE 39’U “MALİ KISITLAMALAR” DEDİ
The Guardian gazetesinde yer alan bir habere göre, rapora ilişkin YouGov tarafından yapılan anket, katılımcıların yaklaşık beşte birinin istedikleri aile büyüklüğüne ulaşamadığını, dokuzda birinin daha az çocuk sahibi olacaklarından endişe duyduğunu ve yüzde 7’sinin ise daha fazla çocuk sahibi olmayı istediğini gösterdi.
Çocuk sahibi olma konusundaki en büyük engel olarak mali kısıtlamalar öne çıkıyor. Katılımcıların yüzde 39’u, ekonomik zorlukların ya istediklerinden daha az çocuk sahibi olmalarına neden olduğunu ya da bunu potansiyel bir tehlike olarak gördüklerini belirtti.
KADINLAR EV İÇİNDEKİ EŞİTSİZLİĞİ VURGULADI
Kadınlar, ev içindeki iş bölümündeki eşitsizliklerin etkisini erkeklere kıyasla neredeyse iki kat daha fazla belirtirken, hem erkek hem de kadın katılımcılar iklim değişikliği ve çatışmalar gibi geleceğe dair kaygılarının aile büyüklüklerini sınırlandırdığını ifade etti.
Kanem, “Pek çok ülke yaşlanan ve azalan nüfus, iş gücü kıtlığı ve artan sağlık ile emeklilik maliyetleri gibi sorunlarla karşı karşıya. Bu kaygılar gerçek, ancak bazıları yanlış sonuçlara yol açabiliyor” şeklinde konuştu.
