Vanderbilt Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği yeni bir çalışma, Y kuşağının apendiks kanserine karşı en yüksek risk grubunu oluşturduğunu ortaya koydu.
Son yıllarda 50 yaş altındaki bireylerde kolon kanseri vakalarının artışı dikkat çekerken, şimdi de daha nadir görülen bir kanser türü genç yetişkinlerde görünmeye başladı.
Vanderbilt Üniversitesi’nin yayımladığı araştırmaya göre, Y kuşağında (1981-1996 doğumlular) apendiks kanseri insidansı, 1940’lara göre yedi kat daha yüksek. Bu yaş grubundaki bireylerin oranları, incelenen beş farklı yaş grubunun tamamından daha yüksektir.
Yıllık yaklaşık 3 bin vaka ile hastalık hala oldukça nadir görülse de, uzmanlar erken teşhisin kritik bir öneme sahip olduğunu belirtiyor. Hastalık, erken evrede tespit edildiğinde hastaların 5 yıllık sağkalım oranı %67 ile %97 arasında değişiyor. Ancak, apendiks kanseri sıklıkla gıda zehirlenmesi veya diğer sindirim problemleri gibi daha basit sağlık sorunlarıyla karıştırılabiliyor, bu da geç teşhise neden olabiliyor.
ÇEVRESEL ETKENLERİN ROLÜ
Hastalığın genç yaş grubunda neden daha fazla görüldüğü tam olarak anlaşılamamışken, bilim insanları, önceki nesillere maruz kalmayan yeni çevresel faktörlerin etkili olabileceğini düşünüyor. Annals of Internal Medicine dergisinde yayımlanan çalışmada, 1975-2019 yılları arasında apendiks kanseri teşhisi konulan 4 bin 858 hastanın verileri analiz edilmiştir. Bu veriler, yaş farkları gözetilerek değerlendirildi ve doğum yıllarına göre gruplandırıldı. Sonuçlara göre, Y kuşağı (1981-1996 doğumlular), Sessiz Kuşak (1928-1945) ile karşılaştırıldığında yedi kat daha fazla risk taşırken, X kuşağı (1965-1980) için bu oran iki katını bulmaktadır. Baby Boomer kuşağının (1946-1964) ise risk oranı yüzde 118 daha fazladır. Diğer taraftan, En Büyük Kuşak (1901-1927) üyeleri, yaşamları boyunca apendiks kanserine yakalanma ihtimalinin %80 daha az olduğunu göstermektedir. Araştırmacılar, doğum kuşağındaki farklılıkların çevresel maruziyetlerdeki nesiller arası değişimlere işaret ettiğini dile getirerek, apendiks kanserinin kolon kanserinden biyolojik olarak farklı bir tümör tipi olduğu konusunun giderek daha fazla anlaşıldığını ifade etti. Obezite, beslenme alışkanlıkları, alkol ve tütün kullanımı ile genetik özelliklerin, bu kanser türünün gelişiminde rol oynayabileceği vurgulanıyor.
APANDİS KANSERİ NASIL ORTAYA ÇIKIYOR?
Apandis, kalın bağırsağın bir uzantısı olup, işlevi henüz tam anlamıyla bilinmemektedir. Ancak bazı araştırmalara göre bağışıklık sistemine destek olma işlevi görmektedir. Apendiks kanserinde hücreler kontrolsüz bir şekilde bölünmeye başlar. Erken belirtiler, genellikle şişkinlik ve karın ağrısı şeklindedir ve sindirim sorunlarıyla karıştırılabilir. Çoğu zaman, hastalık apandisit şüphesiyle yapılan apendiks ameliyatı sırasında tespit edilir.
VAKA ÖRNEĞİ: 13 ORGANI ALINDI
İngiltere’nin Cumbria bölgesinden 33 yaşındaki Rebecca Hind’in vakası dikkat çekmektedir. 2018’de bir yılbaşı partisinden sonra yaşadığı mide ağrıları, başlangıçta gıda zehirlenmesi olarak değerlendirildi. Ancak sekiz hafta süren ağrılar nedeniyle hastaneye gittikten sonra apendiks kanseri teşhisi konuldu. Hind, tedavi sürecinde 13 organının alındığını ve 8’den fazla kemoterapi gördüğünü belirtiyor.
KOLON KANSERİNDEN DAHA HIZLI ARTIYOR
Araştırma sonuçlarına göre, apendiks kanseri oranları düşük olmasına karşın, kolon kanserine kıyasla daha hızlı bir artış göstermektedir. 2000-2020 yılları arasında 30-34 yaş arası bireylerde apendiks kanseri vakaları %71 oranında yükselmiştir. 20-39 yaş grubunda ise vakalar her yıl ortalama %2 artış göstermektedir.