Beçin Antik Kenti’nde devam eden arkeolojik kazıların öncülüğünü, Prof. Dr. Kadir Pektaş yapıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kararıyla 12 ay boyunca sürdürülecek olan çalışmalarda, çok sayıda eser gün yüzüne çıkarılıyor. Bir dönem Menteşeoğulları Beyliği’ne başkentlik yapan bu antik kentin kalıntıları, tarihi açıdan büyük öneme sahip bulgular sunmaya devam ediyor.
Kazı başkanı Prof. Dr. Pektaş, Beçin’in Türk-İslam dönemi yerleşimlerinde öne çıkan merkezlerden biri olduğunu belirterek, 2025 kazı ve restorasyon çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.
İç kalenin çevresinde gerçekleştirdikleri kazılarla ilgili bilgi veren Pektaş, son iki günde 100’ün üzerinde ok ucu bulduklarını aktardı. Bu ok uçlarının Türk dönemine ait olduğunu söyleyen Pektaş, askeri yapılar içerisinde bu tür bulguların çıkmasının doğal olduğunu vurguladı. Ayrıca, ok uçlarının bulunduğu alanlarda insanların artık yaşamadığını göstermesi bakımından önemli veriler sunduğunu da ekledi. Bu buluntular, Anadolu Türk Arkeolojisi için büyük bir değer taşıyor.
Pektaş, iç kaledeki daha önce ortaya çıkan kalkolitik döneme ait mezarların bulunduğunu ve yaklaşık 5 bin yıllık sürekli yerleşim izlerinin Beçin’de mevcut olduğunu vurguladı. Elde edilen bulgular, bu açıdan son derece kıymetli.
İç kaledeki mezar ve kale hamamı çevresinde yeni çalışmaların başlayacağını da belirten Pektaş, ok uçlarının henüz laboratuvar işlemlerinden geçmediğini söyledi. Kovanlı ok uçlarının gün geçtikçe artacağını düşünüyordu. Aynı zamanda, Pers Kulesi olarak bilinen alanda yapılan kazıların da devam ettiğini kaydetti. Bu alandaki buluntuların milattan önce 6. yüzyıla kadar uzandığını ve Beçin ile çevresinin arkeolojik geçmişi açısından büyük önem taşıdığını aktardı.
Beçin Kalesi’nin tarihi kaynaklarda, Milas-Ören yoluna 5 kilometre uzaklıkta yer aldığı ve Bizans döneminde inşa edildiği vurgulanıyor. Kalenin yapımında, çevresindeki antik yapıların taşlarının kullanıldığı ifade ediliyor. Menteşeoğulları döneminde ise kalenin onarılarak kullanıldığı bilgisi de kaydedilmiştir.