Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), okulların çocuklar ve ergenlerin beslenme ile gelişimlerini desteklemek açısından önemli bir alan olduğunu vurgulamaktadır. Okul ortamlarının sağlıklı beslenme alışkanlıklarını teşvik edebileceği belirtilmektedir.
Türkiye’de ise bu amaca yönelik olarak çocukların okullarda uygun gıdaya erişimini sağlamak için mevzuat düzenlemeleri ve denetimler gerçekleştirilmekte.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Sağlık Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı arasında 2019 yılında imzalanan protokol ile okullarda faaliyet gösteren kantin, kafeterya ve büfelerde sunulacak güncel ambalajlı gıdalarda “Okul Gıdası” logosunun bulunması gerekliliği öngörülmüştür. Bu çerçevede “Okul Gıdası Hakkında Tebliğ”, 2020 yılında Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Söz konusu tebliğin uygulanması, firmaların “Okul Gıdası” onayı almış ürün çeşitliliğini artırabilecekleri, kantinlerdeki ürün teminindeki güçlüklerin aşılması amacıyla 14 Eylül 2026 tarihine ertelenmiştir.
Konuya dair yapılan değerlendirmelerde gıda uzmanları, sivil toplum kuruluşları ve veliler, yeni eğitim döneminde çocukların sağlıklı beslenme hedefiyle hayata geçirilmesi beklenen uygulamaların etkinliğini artırmak adına denetimlerin sıklaştırılması ve tüm paydaşların süreçte yer almasının önemine dikkat çekmektedir.
“Denetim sayılarının artırılması şart”
Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Remziye Yılmaz, okullarda satılan gıdaların öğrencilerin akademik başarıları kadar genel sağlık durumlarını da etkilediğini belirterek yayınlanan tebliğin önemini vurgulamıştır.
Yılmaz, çocuklarda dikkat, odaklanma ve okul başarısına yönelik beslenmenin rolüne de değinmiştir. Tebliğin temel olarak yeterli ve kapsamlı olduğunu ancak uygulanması aşamasında ciddi sorunlar olduğunu kaydetmiştir. Özellikle uygulamanın sadece MEB’in sorumluluğunda olmadığını, okul müdürleri, öğretmenler ve velilerin de bu süreçte önemli paydaşlar olduğunu belirtmiştir.
Yılmaz, denetim sürecinin işletilmemesi durumunda tebliğin yürürlükte olmasının yetersiz kalabileceğini ifade ederek, okul yönetimi, öğretmenler ve velilerin denetimlerin sıklaştırılması için daha hassas olmaları gerektiğini dile getirmiştir. Zayıf kalan denetim mekanizmalarının tebliğin amacından sapmasına ve çocukların sağlıklı beslenme fırsatlarının kısıtlanmasına yol açabileceğini belirtmiştir.
Aynı zamanda Yılmaz, sağlıklı beslenmeye dair eğitimler ve farkındalık artırıcı çalışmaların yapılmasını ve ailelerin bu konuya ilişkin bilgilendirilmesini önerdi.
“Kantin denetimleri hayati öneme sahip”
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mevlüde Kızıl, okul denetimlerinin yönetmeliklerin doğru uygulanıp uygulanmadığını denetlemenin temel unsurlarından biri olduğunu ifade etmiştir.
Çocukluk çağı obezitesinin önlenmesi noktasında bakanlıklara önemli görevler düştüğünü belirten Kızıl, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul kantinleri konusunda daha aktif rol alması gerektiğini vurgulamıştır. Okul yönetimleri içinden bir denetim ekibi oluşturarak ya da Sağlık Bakanlığı’ndan destek talep ederek diyetisyenlerin kontrol süreçlerinde yer almasının öncelikli bir adım olabileceğini sözlerine eklemiştir.
“Okul kooperatifleri kurulmalı”
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Muammer Karaman, çocukların sağlıklı ürünlerle buluşturulabilmesi için tüm paydaşların iş birliği içinde hareket etmesinin gerekliliğine dikkat çekti.
Çocukların sağlıklı beslenmesini sağlamak amacıyla hazırlanmış tebliğin 2019’dan beri uygulanmadığını, sürekli erteleme ile karşı karşıya kaldığını belirten Karaman, bu durumun ele alınarak tebliğin uygulanabilirliğini değerlendirmeleri gerektiğini ifade etti.
Okul kantinlerinin işletmelere devri süreçlerinin gözden geçirilmesi ve okul kooperatiflerinin desteklenmesi gerektiğine de vurgu yapan Karaman, bu yapıların çocuklara tasarruf etme ve girişimci olma fırsatı sunabileceğini düşündüğünü ifade etti.
Kooperatiflerin fiyat düzenlemeleri ve sağlık koşullarının iyileştirilmesi açısından etkili olabileceğini belirten Karaman, bu konuda da sivil toplum kuruluşlarının denetleyici ve teşvik edici rol üstlenebileceğini dile getirmiştir.
“Sağlıksız ürünler kantinlerde satılıyor”
Veli Elif Arıcı, okul kantinlerinde sağlıksız gıdaların satışını eleştirerek, bu durumun mutlaka denetlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Sağlıklı gıda tercihleri yapılmasını isteyen Arıcı, kantinlerdeki abur cubur ve şekerli ürünlerin çocuk sağlığı için büyük tehdit oluşturduğunu vurgulamıştır.
Bir diğer veli Merve Keskin ise, ilkokul 2. sınıfındaki çocuğunun okul kantininden alışveriş yapmasına izin vermediğini ve markette bile tercih etmeyecekleri markaların kantinlerde bulunduğunu ifade etmiştir. Özellikle içeriklerinde yasaklı maddeler bulunan ürünlerin satılmasına seyirci kalınmaması gerektiğini dile getirmiştir.