Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılara ev sahipliği yapan Olympos Antik Kenti’nde 2006 yılında başlayan kazı çalışmaları, son dört yıldır kesintisiz olarak 12 ay boyunca devam etmekte. Bugüne dek 1 ve 3 numaralı kilise, giriş kompleksi, Piskoposluk Sarayı, köprü, Lykiarkes Marcus Aurelius Arkhe polis Anıt Mezarı, mozaikli yapılar, Antimakhos Lahdi ve liman anıtsal mezarları gibi pek çok değerli eser gün yüzüne çıkarıldı. Antik kentin tarihi dokusunun ortaya çıkarılması için yürütülen çalışmalar tüm hızıyla sürüyor.
Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen kazılarda, 1 Nolu Kilise’nin zemininde yeni mozaik alanları ve kilisenin giriş kısmında mozaikten oluşan bir yazıt buluntuları gün ışığına çıktı.
Kazıların başkanlığını yürüten Pamukkale Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökçen Kurtuluş Öztaşkın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın her yıl artan destekleriyle kazı çalışmalarına 12 ay boyunca devam ettiklerini bildirdi.
Öztaşkın, Olympos’ta daha önceki yıllarda olduğu gibi 2024 yılına ait çalışmalarda da yeni mozaik alanları ve yazıtlar bulduklarını belirtti. “Olympos, şaşırtıcı biçimde mozaikleriyle bizleri sürekli yeni sürprizlerle karşılayan bir yer. 2022 ve 2023 yıllarında, 2017’de çalıştığımız mekanlarda çok zengin dekorasyona sahip mozaik zeminlerle karşılaşmıştık. 2024 yılında 1 Nolu Kilise’nin zemin mozaiklerini bulup açığa çıkardık.” ifadelerini kullandı.
Kilisede hem ek alanında hem de ana mekanında geometri ve bitkisel motiflerle birlikte yazıtlarla karşılaşıldığına dikkat çeken Öztaşkın, kilisenin giriş kapısının önünde konumlanan bir yazıt bulunduğunu söyledi. Yazıtta “buraya sadece doğru yolda olanlar girebilir” ifadesinin yer aldığını belirten Öztaşkın, “Tam kiliseye girerken konumlanan bu mozaik yazıt önemli. Ayrıca banilerinin isimlerinin yazılı olduğu mozaikler de ortaya çıktı. Bu durum, Olympos’un Likya bölgesinde mozaik zemin döşemeleri açısından ne denli zengin olduğunu gösteriyor.” dedi.
Yeni bir tapınak yapısının izlerinin bulunduğu alanda çalışmalar devam edecek. Roma dönemine ait nekropol ve mezar alanının, Bizans döneminde artan nüfusla birlikte sivil yerleşime dönüştüğünü ifade eden Öztaşkın, bu dönüşümün izlerini araştırdıkları yapılarda kazılar yürüttüklerini ifade etti.
M.S. 5. yüzyılda inşa edilen yapının, 6. yüzyılda yıkıldığını tespit ettiklerini aktaran Öztaşkın, yanık tabakasının üzerine yeniden duvarlar inşa edilerek aynı planı koruyarak kullanıldığını belirtti. “Mevcut yapıda taş döşeli zeminlere sahip, çok mekanlı bir sivil konut yapısı var. Şu anda çalışmalarımıza burada devam ediyoruz. Ayrıca 2025 yılı kazı programımızda yeni bir tapınak yapısından söz ediyoruz. Geçen yıl inceleme yaptığımız bosajlı kesme taş duvarlara sahip bir alan var. Yapı planı ve malzeme tekniği, bunun bir tapınak olabileceğini düşündürüyor. Önümüzdeki günlerde burada kazı çalışmalarına başlamayı planlıyoruz.” diye ekledi.
Bu yıl kentin batısındaki nekropol alanları, kent merkezindeki tapınak, Piskoposluk Sarayı ve 3 Nolu Kilise gibi anıtsal yapılar üzerinde çalışmalara devam edileceği aktarıldı. Öztaşkın, kentin kuzey bölümündeki çalışmaların iki yıl içinde tamamlanmasının ardından güney kesiminde yoğunlaşacaklarını da belirtti. Ayrıca, bu yıl sivil yerleşim alanında ele geçirilen pitos (saklama küpü) gibi buluntuların Antalya Arkeoloji Müzesi’nde sergilendiği bilgisini paylaştı.
