RTÜK Başkanı Şahin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çeşitli medya kuruluşlarına yönelik yaptığı “boykot çağrısı” üzerine sosyal medya hesabından değerlendirmelerde bulundu.
Şahin, Orta Doğu’nun en kritik dönemlerinden birini yaşadığını ifade ederken, İran-İsrail gerginliğinin arttığını ve bu durumun bölgeyi istikrarsızlık, tehdit ve provokasyonlara daha açık hale getirdiğini belirtti.
Türkiye’nin güvenliği ve bölgedeki diplomatik dengelerin büyük sınavlardan geçtiğini vurgulayan Şahin, “İçeride medyaya yönelik tartışmaları derinleştirip yayıncılık alanını kutuplaşma aracı haline getirerek boykot çağrısı yapmak sağduyulu ve milli bir yaklaşım değildir.” ifadesini kullandı.
Şahin, ayrıca ana muhalefet partisi liderinin, Başkent, ATV, Kral Pop, A Haber gibi köklü ve geniş izleyici kitlesine sahip yayın kuruluşlarını hedef alarak, “kime ve neye hizmet ettiği belirsiz” bir boykot çağrısında bulunmasını şiddetle kınadığını aktardı. Bu tür bir tutumun, toplumda gereksiz gerilim ve ayrışmalara neden olacağını, basın özgürlüğü ile halkın haber alma hakkına ciddi zararlar vereceğini sözlerine ekledi. Şahin, “Medyayı sistemli biçimde hedef haline getiren bu tür siyasi çıkışlar, halkın farklı kaynaklardan bilgi edinme hakkını doğrudan zedelemektedir.” dedi.
“UZLAŞTIRICI VE SORUMLU BİR DİL BENİMSEMEK HERKESİN ORTAK GÖREVİ”
Eleştirinin demokratik hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğuna dikkat çeken Şahin, eleştirilerin kurumları doğrudan hedef göstermemesi gerektiğini vurguladı. Kamu tartışmasının sağlıklı ve yapıcı bir biçimde sürdürülebilmesi için bu durumun büyük önem taşıdığını belirtti.
Yayıncılık sektörünün sadece ifade özgürlüğünü savunmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal sorumluluk bilinciyle de hareket etmesi gerektiğini dile getiren RTÜK Başkanı, “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak, yayınların hukuka ve etik kurallara uygunluğunu titizlikle denetliyor, ihlal tespit edildiğinde yasal çerçevede gerekli müdahaleleri kararlılıkla gerçekleştiriyoruz.” şeklinde konuştu.
Medya sektöründe özgürlük ile sorumluluk arasındaki dengeyi korumayı amaçladıklarını ortaya koyan Şahin, toplumsal barışın güçlenmesi için siyaset kurumunun üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini kaydetti. Özellikle bu tür hassas zamanlarda, medyayı hedef göstermek yerine uzlaştırıcı ve sorumlu bir dil benimsemenin herkesin ortak görevi olduğunu belirtti. Türkiye’nin köklü yayın kuruluşlarının hukuka, etik ilkelere ve kamu yararına uygun şekilde görevlerini sürdürmeye devam edeceğini ifade eden Şahin, Üst Kurul olarak süreci büyük bir kararlılık ve hassasiyetle takip etmeye devam edeceklerini dile getirdi.
