Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, TÜRKSAT tarafından Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenen “Bağlantısallığın Yeni Çağı Forumu”nda yaptığı açıklamalarda, uydu teknolojilerinin modern savaşların gidişatını değiştiren önemli bir unsur olduğunu vurguladı.
Savaşların yalnızca karada, havada veya denizde değil, uzayda da kazanıldığını belirten Uraloğlu, “Uydular, istihbarat toplama, gerçek zamanlı iletişim, hedef tespiti ve lojistik koordinasyon gibi alanlarda devletlere benzeri görülmemiş bir avantaj sunmaktadır. Örneğin, devam eden İsrail-İran çatışmasında, uydu tabanlı gözetleme ve iletişim sistemleri, stratejik karar alma süreçlerinde kritik bir rol oynamaktadır.” ifadelerini kullandı.
Uydular aracılığıyla elde edilen verilerin, hassas hedef tespitinden hava savunma sistemleri koordinasyonuna kadar savaşın her aşamasında belirleyici avantajlar sağladığını ifade eden Uraloğlu, “Bu durum, uzay teknolojilerinin ulusal güvenlik ve savunma açısından ne kadar önemli olduğunu açıkça gösteriyor. Bu nedenle, Türkiye olarak uzayda güçlü bir varlık göstermek, yalnızca bir teknolojik hedef değil, aynı zamanda milli güvenliğimizin ve küresel rekabet gücümüzün bir gereğidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin uzay macerasına da değinen Uraloğlu, sadece üretim yapmanın yeterli olmadığını, dünya ile kesintisiz ve güvenli bağlantıda kalmanın önemine dikkat çekti.
Bakan Uraloğlu, ekonomilerin, toplumsal yapıların, kamu hizmetlerinin, güvenlik ve kalkınma modellerinin bağlılık kapasitesiyle doğrudan ilişkili olduğunu belirtirken, “Bağlantısallık, yeni çağın anahtarıdır ve ticaret, eğitim, sağlık, kamu yönetimi ve sosyal yaşamın temel taşı haline gelmiştir. Bireyler ve devletlerin dijital dünyaya entegre olduğu bir dönemde, bu altyapının güçlü, güvenilir ve yaygın olması kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca bağlantısallığın, sadece bir teknolojik gereklilik değil, aynı zamanda bir toplumsal dönüşüm aracı olduğunu da belirtmek isterim.” dedi.
“Uydu teknolojileri, bağımsızlık ve sürdürülebilirlik meselesidir”
Uraloğlu, ülke olarak bu yeni çağın fırsatlarını değerlendirmek ve risklerine karşı hazırlıklı olabilmek için fiber optik ağlar ve uydu teknolojileri arasında kapsamlı bir altyapı geliştirdiklerine dikkat çekerek, bunun yalnızca teknolojik bir yatırım değil, aynı zamanda sosyal adalet, ekonomik büyüme ve küresel rekabetçiliğin de temel taşı olduğuna vurgu yaptı.
Bir ülkenin haberleşme sistemlerinin kapsayıcı, hızlı ve dirençli olması durumunda dijitalleşme kapasitesinin de yüksek olacağını belirten Uraloğlu, uydu teknolojilerinin bağımsızlık ve sürdürülebilirlik meselesi olduğunu ifade etti.
Bakan Uraloğlu, bir ülkenin yüksek teknolojiye sahip olmasının ve milli teknolojiyle uydu üretmesinin küresel düzeyde bir meydan okuma anlamına geldiğini vurgulayarak, “Milli teknolojiyle uydu üretmek, sadece gökyüzüne bir cihaz göndermek demek değildir. Bu, bir ülkenin kendi kaderini tayin etme iradesini, bağımsızlığını ve geleceğe yönelik vizyonunu tüm dünyaya duyurmasıdır. Bugün, yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla ve 84 yerli ekipmanla ürettiğimiz Türksat 6A ile Türkiye’yi haberleşme uydusu tasarlayıp üretebilen 11 ülkeden biri konumuna taşıdık. Bu, ülkemizin mühendislikte geldiği noktayı gösterirken, aynı zamanda Türkiye’nin teknolojik bağımsızlığı için atılmış tarihi bir adımdır.” şeklinde konuştu.
“7A, Türkiye’nin dijital gelecek vizyonunun taşıyıcısı olacak”
Türksat 6A’nın 21 Nisan’da hizmete alındığını hatırlatan Uraloğlu, “Bugün TÜRKSAT, 31, 42 ve 50 derece yörüngelerde 6 aktif uyduyla dünya uydu operatörleri arasında yer almakta. Hem Türksat 6A’nın yeni anlaşmaları hem de ileride Türksat 7A ile bu sıralamada daha da yükseleceğiz. Şu anda Türksat 7A projesi üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Bugün imzalanan protokol, Türksat 7A’nın geliştirilmesinde Bakanlığımızın sağlayacağı katkının çerçevesini çizerken, projenin sağlam bir zemin üzerinde ilerlemesini temin edecek.” dedi.
Bakan Uraloğlu, Türksat 7A Projesi’nin, 42 derece doğu yörüngesinde görev yapan Türksat 3A uydusunun tasarım ömrünün sonuna yaklaşması nedeniyle başlatıldığını aktararak, “2029’da hizmete almayı planladığımız, daha yüksek veri kapasitesi, güçlü kapsama alanı ve esnek kaynak yönetimi ile 7A uydusu, Türkiye’nin dijital gelecek vizyonunun önemli bir parçası olacaktır. Hizmete alındıktan sonra ülkemizin uzaydaki bağımsızlığının güçlü bir simgesi olarak varlığını sürdürecektir.” diye ekledi.
Uraloğlu, “Bağlantısallığın Yeni Çağı Forumu”nu yalnızca bir bilgi paylaşım etkinliği olarak görmediklerini, aynı zamanda Türkiye’nin uydu haberleşme teknolojileri açısından gelecek 20 yılına yön verecek stratejilerin oluşturulmasına katkı sağlayan bir platform olarak değerlendirdiklerini ifade etti.
Açılış konuşmalarının ardından “Türksat 7A Projesi İşbirliği Protokolü” törenle imzalandı.
