ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a yönelik gerçekleştirdiği hava saldırıları, petrol piyasasında önemli dalgalanmalara yol açma potansiyeli taşıyor.
Petrol piyasası, Trump’ın Orta Doğu’daki çatışmalarla ilgili alacağı yeni kararları merakla bekliyor. Amerikan jetleri, İran’ın üç ana nükleer tesisini vurmuş durumda. Bu durum, traders’ın fiyat artışları için hazırlıklara yönelmesine neden olurken, krizin seyrü hakkında belirsizlikleri de beraberinde getiriyor. Brent vadeli işlemleri, İsrail’in saldırısının ardından yüzde 11 oranında değer kazandı; ancak günlük bazda keskin dalgalanmalar yaşanıyor. ABD’nin saldırdığı Fordow, Natanz ve Esfahan’daki tesislerin bulunduğu bölgenin, küresel petrol üretiminin üçte birini gerçekleştirdiği göz önüne alındığında, risklerin dramatik bir şekilde arttığı belirtiliyor ve bu yükselişin önümüzdeki günlerde daha da devam etmesi bekleniyor.
Petrol opsiyon piyasasında görülen çalkantılar, navlun ve dizel fiyatlarındaki artışla birlikte, ham petrolün gelecekteki fiyat eğrilerini de önemli ölçüde etkilemekte. Uzmanlar, bu dalgalanmaların önümüzdeki hafta yoğunlaşacağını öngörüyor.
MST Marquee’de enerji analisti Saul Kavonic, İran’ın nasıl bir tepki vereceğinin birçok faktöre bağlı olduğunu ifade ediyor. Kavonic, “Eğer İran, daha önce tehdit ettiği gibi karşılık verirse, 100 dolarlık petrol fiyatlarına doğru bir yolculuğa çıkabiliriz. Bu saldırı, İran’ın Irak’taki Amerikan çıkarlarını hedef alarak veya Hürmüz Boğazı’ndaki geçişleri tehdit ederek yanıt vermesine neden olabilir,” diye konuştu. Hürmüz Boğazı’nın, sadece İran değil, aynı zamanda Suudi Arabistan, Irak ve Kuveyt gibi ülkelerin petrol sevkiyatları için kritik bir geçiş noktası olduğu da unutulmamalı.
Geçtiğimiz hafta, Trump yönetiminin İran’a yönelik nihai hedefleri merak konusu olmuşken, durumun ne zaman değişeceği sorusu gündeme geldi. Trump, bir süre düşünmek üzere bir karar alacağını belirtirken, Pazar günü Iran saatiyle erken saatlerde, Fordow, Natanz ve İsfahan’a yönelik hava saldırısını duyurdu ve oradaki uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yönelik bir tehdit savurdu. ABD Başkanı, saldırıların hedeflerinin tamamen yok edildiğini ve Tahran’ın, İsrail ile barış yapmaması halinde daha fazla askeri harekat tehdidinde bulunduğunu belirtti.
Rabobank’ta eski bir tüccar olan Joe DeLaura, “Piyasa kesinlik arıyor ve bu durum ABD’yi Orta Doğu’daki tiyatroya iyice sokuyor” dedi. DeLaura, petrol fiyatlarının yeniden açıldığında artmasının beklendiğini dile getirirken, ABD Donanması’nın Hürmüz Boğazı’nın güvenliğini sağlamakla görevlendirilmesinin gerekli olacağına vurgu yaptı ve “Petrol fiyatları varil başına 80 ila 90 dolara çıkabilir,” ifadesini kullandı.
Buna rağmen, bölgeden petrol akışında şu ana kadar kesintiye uğradığına dair pek bir gösterge bulunmuyor. PVM Oil Associates Ltd’de analist Tamas Varga, ABD’nin İsrail’e doğrudan askeri destek sağlaması durumunda fiyatların artacağını ancak iki tarafın çıkarlarına aykırı olduğu için petrolün çatışmanın bir parçası haline gelmeyeceği yönünde yorumda bulundu. Ayrıca, dünya genelinde her gün üretilen ve tüketilen petrolün yaklaşık beşte birinin geçtiği Hürmüz Boğazı’nda şu an için anlamlı bir kısıtlama yaşanmıyor. İran’ın, çatışmanın lojistik yanıtı olarak ihracatını artırmak için çaba gösterdiği gözlemleniyor.
Daha geniş kapsamlı bir çatışmanın önlenmesi ve arz kesintilerinin yaşanmaması durumunda petrol fiyatlarının aşağı doğru olabileceği, bu fiyatların etkisiyle birlikte diğer ekonomilerin de olumsuz yönde etkilenebileceği not ediliyor. Bununla birlikte, Amerika’nın bölgeye katılımı, güvenlik açısından belirleyici bir rol oynayabilir.