Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yıl 4’üncüsü gerçekleştirilen Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması’nda yaptığı konuşmada, etkinliğin önemine vurgu yaptı ve hayırlı olması dileğinde bulundu.
Tarım sektörünün stratejik önemini vurgulayan Şimşek, Türkiye’deki ve küresel anlamda sektörün milli gelire katkısındaki düşüşü verimlilik ile ilişkilendirdi.
Gıda arz güvenliğinin en kritik öncelikleri olduğunu ifade eden Şimşek, şöyle devam etti:
“Bu nedenle, bütçeden sektörel anlamda en büyük payı tarıma destek olarak ayırıyoruz. 2025 bütçesinden, çeşitli adlar altında toplam 706 milyar TL’lik kaynak sağladık. Ziraat Bankası aracılığıyla çiftçilerimizin finansmana erişimini kolaylaştıran sübvansiyonlu krediler en önemli destek kalemimiz. 2025 yılı itibarıyla 1,2 milyon çiftçimize 700 milyar TL’nin üzerinde kredi sağlamayı hedefliyoruz. Bu kredilerin faizinin ortalama yüzde 70’ini Hazine karşılıyor. Böylece çiftçilerimizin finansmana erişimi en büyük desteklerden biri haline geliyor. Ayrıca esnafa da güçlü destekler sunuyoruz. Esnaflarımızın kullandığı kredilerin maliyetinin yüzde 50’sini devlet karşılıyor. İhracatçılarımızın kullandığı kredilerin maliyetinin de yaklaşık yüzde 50’sini biz üstleniyoruz.”
“Yem ve gübrede KDV’yi kaldırmanın maliyeti 115 milyar TL”
Bakan Şimşek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde önceliklerinin yatırım, istihdam, üretim ve ihracat olduğunu belirterek, tarıma desteklerinin yalnızca finansmana erişimle sınırlı kalmadığını vurguladı.
Yem ve gübre gibi tarımın temel girdilerinde KDV’yi tamamen kaldırmalarının bu yılki maliyetinin 115 milyar TL olduğunu anımsatan Şimşek, diğer destekler hakkında da bilgi verdi.
Şimşek, “Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) kapsamında yapılan sigorta poliçelerinin önemine değinmek istiyorum. Tarımın afetlere karşı sigortalanması kritik bir ihtiyaç. Devlet olarak, primin yüzde 70’ini biz ödüyoruz. Ancak bu yüksek desteğe rağmen, çiftçilerin yalnızca yüzde 30’u bu sigortayı yaptırıyor. İklim değişikliğinin etkilerinin hissedildiği bir ortamda, daha fazla çiftçinin bu sigortaları yaptırmasının faydalı olacağını düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Mayıs ayında enflasyon son 3,5 yılın en düşük seviyesine geriledi”
Mehmet Şimşek, konuşmasında Orta Vadeli Program’ın (OVP) etkileri ve çıktıları üzerine de bilgiler paylaştı.
Programın en büyük önceliğinin hayat pahalılığı ile mücadale olduğunu hatırlatan Şimşek, enflasyonu kalıcı olarak düşük tek hanelere indirme hedefinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini söyledi.
Şimşek, “Son bir yıl boyunca sürekli bir dezenflasyon süreci yaşandı. Mayıs ayı itibarıyla yıllık enflasyon, son 3,5 yılın en düşük seviyesine inmiş durumda. Temel mallarda enflasyon oranı yüzde 20’ye kadar geriledi. Manşet enflasyon ise yüzde 35 civarında seyrediyor. Yıl sonunda enflasyon oranının yüzde 20’lere gerilemesini ve birçok ürünün yıllık enflasyonunun 10’lu rakamlara inmesini bekliyoruz.” şeklinde konuştu.
Bu bağlamda, hane halkının enflasyon beklentilerinde de iyileşmeler yaşandığına dikkati çeken Şimşek, “Son veriler, hane halkının enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin hızlandığını gösteriyor. Bu da halkımızın artık enflasyon ile mücadelemize inanç göstermeye başladığını ifade ediyor. Enflasyonla mücadelemiz sadece para ve maliye politikası tedbirleriyle sınırlı değil. Deprem bölgesinde konut arzının artırılması ve konut açığının giderilmesi en büyük önceliğimiz. Sosyal konut projeleri anlamında bir seferberlik yürütüyoruz. Çünkü biliyoruz ki kira, hayat pahalılığının en büyük bileşenlerinden birini oluşturuyor.” diye ekledi.
“Brüt dış finansman ihtiyacımız azalıyor, şoklara karşı direncimiz artıyor”
Bakan Şimşek, gıda arzının artırılması için sulama ve toplulaştırma yatırımlarına hız verdiklerini de vurguladı.
Şimşek, enerji dönüşümünün en büyük öncelikleri olduğunu belirterek, “Hane halklarının kullandığı elektriğin yüzde 55’ini, doğal gazın ise yüzde 65’ini devlet sübvanse ediyor. Orta Vadeli Program ile dış dengede ciddi iyileşmeler kaydedildi. Brüt dış finansman ihtiyacımız azalırken, ekonomik şoklara karşı direncimiz artıyor. Son iki yılda cari açığı önemli ölçüde düşürme başarısı gösterdik ve bu oranı milli gelire oran olarak yüzde 1 ile 1,5 arasına indirdik. Bu başarı, ekonomik şoklara karşı dayanıklılığımızı artırdı.” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin, son 3 ayda birçok dış şokla karşı karşıya kaldığını hatırlatan Şimşek, ülkenin bu süreci başarılı bir şekilde yönetebildiğini ifade etti.
Mayıs ayı itibarıyla rezervlerde yeniden bir artış olduğunun altını çizen Şimşek, ülkenin risk priminde de bir düşüş yaşandığını kaydetti. “Finansal koşullarda iyileşmeler başlayacaktır. Hedefimiz, sanayide, tarımda, dijital ve yeşil dönüşüm süreçlerini yöneterek Türkiye’yi cari fazlaya geçirmektir. Orta ve uzun vadede bunu başaracağımıza inanıyoruz. Ekonomimizi şoklara karşı daha da güçlendireceğiz.” şeklinde konuştu.
“Ana hedefimiz sürdürülebilir yüksek büyüme”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ana hedeflerinin sürdürülebilir yüksek büyüme olduğunu vurgulayarak, küresel belirsizlikler ile iç ve dış talepteki yavaşlamaların ekonomik aktiviteler üzerinde geçici etkiler yaratabileceğini dile getirdi.
Şimşek, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Ancak biz şu an, küresel belirsizliklerin büyük oranda azaldığına inanıyoruz. Jeopolitik gerginlikler sona erdiğinde, Türkiye, bu program ve uygulamalarla gelişmekte olan ülkelerden pozitif yönde ayrışmaya başlayacaktır. Ülkemizin büyük bir potansiyeli, yapısal avantajları ve güçlü bir hikayesi var. İmalat sanayisinden tarıma ve hizmet sektörlerine kadar bu bölgenin en büyük üretim üssüyüz. Cumhurbaşkanımızın vizyonu ise net bir şekilde yatırım, istihdam, üretim ve ihracat üzerine odaklanmıştır. Bu hedefleri en güçlü şekilde desteklemeye devam edeceğiz.”
