Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Yapay Zeka Ekosistem Çağrısı Sözleşme İmza Töreni’nde yaptığı konuşmada, insanlığın önemli bir dönüşüm sürecine girdiğine dikkat çekti. Teknolojide yaşanan köklü gelişmelerin, her alanda kapsamlı bir yeniden yapılanmayı zorunlu kıldığını belirtti.
Dijital devrim olarak tanımlanabilecek olan bu sürecin merkezinde yapay zeka teknolojilerinin bulunduğunu vurgulayan Kacır, yapay zeka uygulamalarının artan veri işleme kapasitesi ve gelişen algoritmalarıyla birlikte, akıllı üretimden eğitim teknolojilerine kadar birçok alanda yenilikçiliği ve rekabetçiliği artırdığını ifade etti.
Bakan Kacır, “Yapılan çalışmalar, bu teknolojinin katkısıyla küresel ekonomiye yıllık olarak 4,4 trilyon dolara kadar ekstra destek sağlayabileceğini gösteriyor. Yapay zeka teknolojilerinin potansiyeli doğru şekilde değerlendirildiğinde, dünya ekonomisinde yüzde 4 oranında ilave bir büyüme mümkün hale gelecektir. Ancak bu teknolojinin sağladığı yararlarla birlikte, yeni etnik tartışmalar ve zorlukların da gündeme geleceği bir gerçektir. Yapay zeka, çoğunlukla ticari kazanç amacı güden teknoloji firmalarınca şekillenen bir alan haline gelmektedir. Bu durum, ülkeler arasında teknoloji altyapısı ve yetkin insan kaynağı açısından belirgin farklılıkların ortaya çıkmasına yol açmakta ve yapay zekanın ekonomik ve kültürel bir hegemonya aracı haline gelme riski taşımaktadır.” dedi.
“TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zeka Enstitüsünü hayata geçirdik”
Yapay zekanın birçok sektörde geleneksel iş tanımlarını devreden çıkaracağını belirten Kacır, veri okuryazarlığı, algoritma yönetimi ve yaratıcı problem çözme gibi yeni yetkinliklere olan ihtiyacın arttığını vurguladı. Bu durum, sürekli öğrenme kültürünün yaygınlaşmasını da zorunlu kılmaktadır.
Türkiye’nin yapay zeka alanında geri kalmasının kabul edilemeyeceğinin altını çizen Bakan Kacır, “Yapay zeka devrimini en iyi şekilde değerlendirebilmemizin yolu, üretim sistemlerimizi, eğitim politikalarımızı ve teknoloji altyapımızı bir strateji çerçevesinde uyumlu hale getirmektir. Son yıllarda bu yönde kapsamlı atılımlar gerçekleştirdik. Ulusal Yapay Zeka Stratejimizle küresel yapay zeka dönüşümüne katkı sağlamayı hedefledik. Kamu, özel sektör ve üniversitelerimizi ortak bir hedef doğrultusunda hizalandırdık.” şeklinde konuştu.
Kacır, TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zeka Enstitüsü’nü hayata geçirdiklerini belirterek, gençlerin geleceğin teknolojilerine yön verecek bireyler olarak yetiştirilmesine yönelik çeşitli projelere, örneğin TEKNOFEST ve Deneyap Teknoloji Atölyeleri gibi girişimlere dikkat çekti. Ayrıca, süper bilgisayar altyapısının güçlendirilmesi ve yapay zeka projelerine destek sağlamayı hedeflediklerini ifade etti.
“KOBİ’lerin ve araştırma merkezlerinin projelerini destekliyoruz”
Kacır, yerli altyapıyı güçlendirmenin yanı sıra, özel sektör, üniversiteler ve kamu kurumlarının gelişmiş hesaplama imkanlarına erişim sağladıklarını belirterek, “Avrupa Yüksek Başarımlı Hesaplama Konsorsiyumu (EuroHPC) ile ortaklık kurarak, MareNostrum 5’i araştırmacıların hizmetine sunduk.” diye konuştu.
Ayrıca Kacır, TÜBİTAK Yapay Zeka Ekosistem Çağrıları ile yapay zeka çözümlerine ihtiyaç duyan KOBİ’ler ve araştırma merkezlerinin projelerine destek verdiklerini vurguladı. İlk kez 2022 yılında başlatılan çağrıların üçüncüsünde on iki projeye destek vermeyi kararlaştırdıklarını açıkladı.
Destek almaya hak kazanan projelerin tüm paydaşlarını kutlayan Kacır, yapay zeka sistemlerini iş süreçlerine entegre etmeyi planlayan girişimleri, 15 Mayıs’ta açılan dördüncü çağrıya başvurmaya davet etti. Ayrıca 2030 Sanayi ve Teknoloji Strateji Belgesi ile yürütülecek yapay zeka dönüşüm programlarının önemine değindi.
Kacır, Türkiye’nin ilk temel yapay zeka büyük dil modelini Türkçe verilerle zenginleştirerek sunacaklarını, veri havuzlarından elde edilen bilgilerle yapay zeka alanında önemli adımlar atmayı sürdüreceklerini yineledi. Bu sürecin yanı sıra, yapay zeka modellerinin geliştirilmesi için somut adımların atılacağını belirtti.