Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı olan Torun, hastaneden yapılan açıklamada önemli bilgiler paylaştı. Kenelerin tropik ve subtropik bölgelerde yaygın olarak bulunduğunu belirten Torun, dünya genelinde 907 kene türü tespit edildiğini, Türkiye’de ise 47 farklı kene türünün varlığını aktardı.
Kenelerin tüm gelişim evrelerinde kan emerek beslendiğine dikkat çeken Torun, “Yumuşak keneler beslenmesini hızlıca tamamlarken, sert keneler 7-9 gün boyunca kan emer. Bu süreçte çeşitli hastalık etkenlerini insanlara yayabilirler” dedi.
Kenelerin birçok virüs, bakteri ve protozoonları taşıdığını hatırlatan Torun, “Keneler, özellikle Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) gibi Lyme hastalığı, Tülaremi ve Babesiyoz gibi ciddi hastalıkların bulaşmasında kritik bir rol oynamaktadır. Bu hastalıklardan bazıları ölümcül sonuçlar doğurabilir. Riskli bölgelerde yaşayan hayvanlar hastalığı belirti göstermeden taşıyabilir ve bu hayvanlardan keneler aracılığıyla hastalıklar bulaşabilir” şeklinde bilgi verdi.
Kenelerden korunma önlemleri
Kenelerle temas riski taşıyan yerlerin ormanlık alanlar, hayvan barınakları ve piknik alanları olduğunu vurgulayan Torun, kene temasını önlemek için vücudu tamamen kaplayan ve açık renkli kıyafetlerin tercih edilmesini önerdi.
Torun, el, ayak bilekleri ve boyun gibi açık bölgelerin de korunması gerektiğinin altını çizerek, “Eve döndükten sonra kulak arkası, saçlı deri ve kasık bölgeleri mutlaka kontrol edilmeli. Kene tespit edilirse hızlı bir şekilde çıkartılmalı ya da sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” ifadelerini kullandı.
Keneyi çıkarmanın özel bir prosedürü olduğunu belirten Torun, çıplak elle müdahaleden kaçınılması gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Tutunan kenenin bir an önce çıkarılmasının önemine vurgu yapan Torun, bu işlemin hastalığın bulaşma riskini düşüreceğini ifade etti.
Keneyi kendi başına çıkarmakta zorlanan kişilerin en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini hatırlatan Torun, “Kişi, koruyucu eldiven giyerek bir pens ile kene gövdesini deriye en yakın yerden sıkıca tutup sürekli çekmelidir. İşlem sırasında kenenin döndürülmemesi ve parçalanmamasına dikkat edilmelidir. Aksi takdirde kenenin ağız parçaları deride kalır ve enfeksiyon riski artar” şeklinde tavsiyelerde bulundu.
Kenelere sigara basmak ya da kolonya dökmek gibi yöntemlerin tehlikeli olacağını belirten Torun, “Bu tür işlemler kenenin kasılmasına neden olur ve vücut sıvılarının kişiye geçişine yol açabilir. Keneler çıkarıldıktan sonra, alkol içeren kapaklı bir şişede saklanmalı ve çöpe atılmalıdır. Çıkarma işlemi sonrasında yara iyi bir şekilde temizlenmeli ve olası enfeksiyonlar açısından takip edilmelidir” dedi.
Kenelere karşı en etkili mücadele yöntemi olarak ilaçlama gösterildi. Torun, DDT, Toxophene, Chlordane ve BHC gibi kimyasal maddelerin kullanımı ile zararlı böceklerin öldürülmesinin mümkün olduğunu, ancak bu işlemlerin kontrollü ve uzman kişilerce yapıldığını vurguladı.
Korunma amaçlı DEET içeren kene kovucuların da kullanılabileceğine işaret eden Torun, enfekte insan ve hayvanlardan bulaşma riskine karşı kişisel koruyucu ekipmanların önemine değindi. Temas durumunda mutlaka eldiven, önlük ve maske gibi ekipmanların kullanılması gerektiğinin altını çizdi.