Osmanlı halıcılığının değerli örneklerinden biri olan ve yaklaşık 500 yıl önce Uşak’ta üretilen bu eşsiz halı, uzun bir kaybolma sürecinin ardından yurtdışındaki bir koleksiyonda gün yüzüne çıktı. Osmanlı zanaatının simgesi haline gelmiş bu tarihî dokuma, artık yeniden sahibi olduğu topraklarda, Ankara Vakıf Eserleri Müzesi’nde sergilenmekte.
Halı, desenleri, renkleri ve işçiliğiyle göz alıyor. Sundurduğu stilistik özellikler sayesinde, Uşak’ta dokunmuş olduğu net bir şekilde anlaşılabiliyor. Her bir santimetreye titizlikle yerleştirilmiş Türk düğümleri, bu esere Osmanlı zanaatının zarafetini kazandırıyor. Uzmanların yaptığı değerlendirmelere göre, sadece küçük bir kare içine bile binin üzerinde düğüm sığdırılmış.
Zemininde lacivert hakimiyet taşıyan halının desenlerinde pastel kırmızı, sarı ve kirli beyaz tonları kullanılmış. Göz alıcı gülkurusu bordüründe, kartuş ve rozet dizilimi yer almakta. Doğal yün ve boyaların kullanıldığı bu ustalık eseri, oldukça ince bir işçilik örneği sunuyor.
Yıllar süren bir sessizliğin ardından, bu halı İtalyan vatandaşı Adrian Stefan Ionescu’nun özel koleksiyonunda yeniden gün yüzüne çıkmayı başardı. Koleksiyoner, eseri hayatta olmayan İtalyan sanat tutkunu Ermininio Bottini’den satın almıştı. Ionescu, halının Suzan Bayraktaroğlu’nun “Vakıf Halılar” kitabında yer alan 06.456 envanter numaralı eserle birebir örtüştüğünü fark etti.
Halının Türkiye’ye ait olduğunu öğrendiğinde, herhangi bir talepte bulunmadan gönüllü olarak iade sürecini başlatmak üzere harekete geçti. Restorasyon işlemlerinin tamamlanmasının ardından, halı 2025 yılında Türkiye’ye getirildi ve Ankara Vakıf Eserleri Müzesi’ne teslim edildi.
Eski fotoğraflarda, halının bordürlerinden birinin kesilmiş olduğu ve bazı kısımlarının ciddi kayıplar yaşadığı dikkati çekiyordu. Türkiye’ye ulaştıktan sonra gerçekleştirilen restorasyon ile eksik bölümler tamamlandı ve kompozisyon orijinal hâline kavuşturuldu. Bu eşsiz halı, geçmişin estetik anlayışını ve zanaatkârlık yeteneğini yansıtarak, ait olduğu topraklara geri dönerek kültürel bir miras olarak yeniden kazandırılmış oldu.