Büyükelçi Wölfer ve Medya ve İletişim Uzmanı Dr. Harvey Dzodin, 15 Temmuz darbe girişimi hakkında Anadolu Ajansı muhabirine görüşlerini aktardı.
Wölfer, 15 Temmuz gecesinde Ankara’da bulunduğunu, Büyükelçilik konutunun TBMM’ye oldukça yakın bir lokasyonda yer aldığını ifade ederek, o gece yaşananları ilk olarak 14 yaşındaki kızından duyduğunu ifade etti.
Ankara’nın merkezinde huzurlu bir gün geçirirken savaş uçaklarının alçaktan uçtuğunu fark ettiklerini belirten Wölfer, “Uçaklar çok alçaktaydı ve gürültüleri kulaklarımızı sağır edecek derecede fazlaydı. Kızım bu duruma çok endişelendi, gerçekten korktu ve gözyaşlarını tutamadı.” şeklinde konuştu.
Kızını rahatlatarak bunun Türk Hava Kuvvetleri’nin bir tatbikatı olduğunu düşündüğünü söyleyen Wölfer, yine de bu durumun tatmin edici olmadığını belirtti. Kızının ısrarları sonucunda televizyonu açtığında, İstanbul’da askerlerin Boğaz köprüsünü kapattığını gördüğünü aktardı. İşte o an, aslında bir darbe girişimi yaşandığını anladığını kaydetti.
Wölfer, o andan itibaren neler olduğuna dair bilgiler edinmeye çalıştıklarını ve büyükelçilik görevi gereği Viyana’ya iletişim sağladıklarını açıkladı.
“BU, SİVİL DİRENİŞ BAKIMINDAN DERS NİTELİĞİNDEYDİ”
15 Temmuz’daki halk direnişine vurgu yapan Wölfer, “Cumhurbaşkanı’nın (Recep Tayyip Erdoğan) çağrısına uyarak halkın sokaklara çıkıp tanklarla karşı durması takdire şayan bir eylemdi. Bu, sivil direniş açısından önemli bir ders niteliğindeydi.” dedi.
Wölfer, 1968’de Sovyetler Birliği’ne bağlı güçlerin Prag’ı işgal ettiğinde benzer olaylara tanık olduklarını, ancak orada direnişin zayıf kaldığını belirtti.
Demokrasinin sürekli olarak korunması gerektiğinin altını çizen Wölfer, “O gece parlamentoya yönelik fiziksel bir saldırı gerçekleşti. Bir ulusun kalbine yapılan bu saldırı oldukça dikkat çekici ve iğrenç bir durumdur.” değerlendirmesinde bulundu.
“BU, DEMOKRASİ İÇİN BİR ZAFER, DARBE GİRİŞİMİ VE KÖTÜ NİYETLİ GÜÇLER İÇİNSE BİR YENİLGİYDİ”
Medya ve İletişim Uzmanı Dr. Harvey Dzodin ise, darbe girişimiyken Çin’de bulunduğunu belirtti ve o gün televizyonda yaşananları izlerken Türk halkına olan aşinalığının etkisiyle derinden etkilendiğini söyledi.
Dzodin, Türk halkının geçmişte birçok askeri darbeye tanıklık ettiğini, ancak bu seferki dayanışmanın onu hayrete düşürdüğünü ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz’da halkı sokağa davet etmesini hatırlatan Dzodin, “(Cumhurbaşkanı Erdoğan) uçakta neredeyse hayatını kaybedecek duruma gelmesine rağmen yaptığı konuşma bütün durumu değiştirdi. Bu, demokrasi için bir zaferken, darbe girişimi ve kötü niyetli güçler için de bir yenilgi oldu.” yorumu yaptı.
Dzodin, Batı’nın darbe girişimine karşı hızlı bir şekilde tepki vermediğini belirterek, “Birçok ülke başlangıçta daha fazlasını yapabilirdi.” ifadesini kullandı.
Ayrıca Dzodin, yapay zeka ve deepfake gibi yeni teknolojilerin tehlikelerine dikkat çekti. İnsanların bu teknoloji ile üretilen bilgiler arasında gerçek ile sahtesini ayırt etmenin güç olduğunu vurguladı.
Dezenformasyona ilişkin endişelerini dile getiren Dzodin, günümüz teknolojisinin son derece tehlikeli olabileceğini ve bu nedenle gelecek için hazırlıklı olunması gerektiğini belirtti.
