Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koordinasyonunda, Elazığ İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Elazığ Müze Müdürlüğü tarafından geçen yıl Tadım köyünün merkezindeki kale ve höyükte başlatılan arkeolojik kazılar, kentin 6 bin yıllık geçmişine dair önemli bulgular sunmakta. Bu kazılar, bölgede yaşayan uygarlıkların yaşam tarzları ve sosyoekonomik yapılarına da ışık tutmaktadır.
Bu yıl yürütülen kazı çalışmalarında, Geç Kalkolitik ve Erken Tunç dönemine ait bir tapınak alanı tespit edilmiştir. Kazı alanında “kan oluğu” olarak bilinen kanalda insan ve hayvan kemiklerinin yanı sıra, üzerinde bıçak izleri bulunan bir sunak taşı da bulunmuştur. Bu durum, dönem insanlarının tanrılara ibadet amacıyla insan ve hayvan kurban ettikleri inancını destekler niteliktedir.
Kazı alanında ayrıca, çeşitli duvar kalıntılarının yanı sıra tanrılara sunular yapmak için kullanıldığı düşünülmekte olan dört podyum, kutsal ocak, tarımsal aktivitelerde kullanılan damga mührü, Nahçıvan tarzı çanak ve çömlekler ile ok uçları ve ağırşak (yün ve ip eğirmede kullanılan alet) gibi önemli buluntulara ulaşılmıştır.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Demirdağ, Fırat Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen kazılarla ilgili açıklamalarda bulundu. Elazığ’da, Tadım Kalesi ve Höyüğü, Palu Kalesi ve Salkaya köyü gibi dört farklı noktada kazı çalışmaları yapıldığını kaydeden Demirdağ, geçen yıl elde edilen buluntuların yanı sıra bu yıl da oldukça değerli sonuçlara ulaşıldığını belirtti.
Demirdağ, “Bu yıl şehrimizin, bölgemizin ilk tapınağı diyebileceğimiz bir alan keşfettik. Bu, bölgenin 6 bin yıllık tarihine önemli katkılarda bulunacak. Tapınak alanında tanrılar için sunaklar ve kurban kesim yerleri mevcut. Bununla beraber, kurbanların kanlarının akıtıldığı bir oluk ile derin bir çukur tespit edildi,” ifadelerini kullandı.
Kazı alanının genişliğine de değinen Demirdağ, ilerleyen dönemlerde daha derinlere inilerek bölgenin tarihine dair daha eski buluntulara ulaşmayı umduklarını ifade etti. Ayrıca, günlük yaşamda kullanılan aletler, ok uçları ve döneme ait idol gibi sanat eserlerinin yanı sıra tarımsal faaliyetlere dair damga mührü ve çok sayıda çanak ve çömlek buluntuları da elde edildiğini belirtti.
Kazı alanı sorumlusu Ergün Demir ise kale ve höyükteki yapıları inceledi. Moloz ve yarı düzeltilmiş taşların üzerine kerpiç duvarların inşa edildiğini vurgulayan Demir, bu tarz yapıların hem istila hem de doğal afetlere karşı koruma sağladığını dile getirdi. Ayrıca, Tadım Kalesi ve Höyüğü’nde, bitişik nizam yapılaşma ile birlikte kentleşmenin belirgin bir şekilde arttığını ifade etti.
