Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi ile MIFC LC işbirliğiyle düzenlenen “Katılım Finansın Geleceği Türkiye-Malezya İş Forumu” gerçekleştirildi.
Etkinlik kapsamında, Türkiye’ye gelen 20’den fazla üst düzey finans temsilcisi, İslami bankacılık, sermaye piyasaları ve tekafül gibi alanlarda faaliyet gösteren düzenleyici ve denetleyici kurumlardan yöneticilerle bir araya geldi.
Toplantının ana amacı, İstanbul Finans Merkezi ile Türkiye’deki yatırım fırsatlarını tanıtmak, kamu kurumları ve sektör arasında işbirliğini geliştirmek ve birebir görüşmeler aracılığıyla yatırım fırsatlarını değerlendirmekti.
Son yıllarda alternatif bir model olarak dikkat çeken İslami finans sektörü, özellikle Körfez ülkeleri, Güneydoğu Asya ve Afrika gibi bölgelerde etkisini artırarak büyümeye devam ediyor.
İslami finansın gelişmekte olan ülkelerde finansal kapsayıcılığı artırması ve etik değerlere dayanması nedeniyle, gelecekte daha geniş alanlara yayılacağı öngörülüyor. Türkiye de bu yükselen dalganın önemli bir parçası olarak tanınıyor.
Katılım finansı alanındaki yasal düzenlemeler, yeni katılım finans kurumlarının kurulması ve İstanbul Finans Merkezi’nin uluslararası bir cazibe merkezi haline getirilmesi, Türkiye’nin İslami finans ekosistemini güçlendirme çabalarının bir parçası. 2024 yılı itibarıyla Türkiye’de katılım bankacılığının sektördeki payının yüzde 8,5’e ulaşması bekleniyor; bu oranın önümüzdeki birkaç yıl içinde çift haneli seviyelere çıkması hedefleniyor.
Ayrıca, katılım sigortacılığı, sukuk ihracı ve faizsiz finans ürünlerinin çeşitlendirilmesi gibi gelişmeler, Türkiye’nin bölgesel bir İslami finans merkezi olma hedefine katkı sağlıyor.
– “EKONOMİK, FİNANSAL VE YATIRIM İLİŞKİLERİNİ İLERİ TAŞIMAYI HEDEFLİYORUZ”
Malezya Uluslararası İslami Finans Merkezi Liderlik Konseyi Başkanı Tan Sri Azman Mokhtar, programda AA muhabirine verdiği bilgide, Türkiye ile Malezya arasındaki güçlü ekonomik ve finansal ilişkileri daha da ileri taşımayı hedeflediklerini vurguladı.
Mokhtar, iki ülke arasındaki ticaretin 5 milyar doların üzerinde olduğunu belirterek, “Bunu daha da yukarılara taşımak için birçok fırsat bulunuyor. İlişkilerimiz gerçekten çok güçlü.” ifadesini kullandı.
Mokhtar, Malezya’daki İslami finans yapısının ülkenin bankacılık sisteminin neredeyse yarısını, sermaye piyasalarının ise üçte ikisini oluşturduğunu dile getirdi.
– “İLİŞKİLERİMİZİ İNŞA ETMEYE VE GÜÇLENDİRMEYE DEVAM ETMEMİZ GEREKEN BİR SÜREÇTEYİZ”
Tan Sri Azman Mokhtar, Türkiye’nin bölgesindeki ve dünya genelindeki önemine dikkat çekerek, “Malezya şu anda Güneydoğu Asya Uluslar Birliği’nin dönem başkanlığını yürütüyor. Türkiye ve Malezya, dünyanın yön ve netlik aradığı bir süreçte birlikte çalışabilir ve birlikte hareket etmelidir. İlişkilerimizi inşa etmeye ve güçlendirmeye devam etmemiz gereken bir aşamadayız.” diye konuştu.
Mokhtar, İstanbul Finans Merkezi’nin gelişimine yakın tanıklık ettiğini ve Khazanah Nasional Üst Yöneticisi (CEO) olarak görev yaptığı dönemde Türkiye’ye ve bölgeye yatırım yapmak amacıyla İstanbul’da açtıkları ofisin hâlâ aktif olduğunu söyledi.
Mokhtar ayrıca, Türkiye’nin bölgesel etkisine ve katılım finanstaki rolüne vurgu yaparak, “Türkiye, yalnızca kendi sınırlarıyla sınırlı değil. Orta Asya, Afrika, Orta Doğu ve Kuzey Afrika için bir köprü işlevi görüyor. Katılım finansında büyük bir potansiyele sahip. Bu potansiyel büyük ölçüde hayata geçmiş durumda. Malezya olarak, biz de bölgemizde olduğu gibi bu köprünün bir parçası olmaya devam edeceğiz.” dedi.
– “İSLAMİ FİNANS BUGÜN KÜRESEL FİNANS SİSTEMİNE KIYASLA ÇOK DAHA HIZLI BÜYÜYOR”
Mokhtar, küresel finans dünyasında ciddi bir yön arayışı içinde olunduğunu belirterek, para politikaları, iklim girişimleri ve ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) hareketine dair sorunlar ve dalgalanmaların mevcut olduğuna dikkat çekti.
İslami finansın köklerinin sosyal adalet temeline dayandığını ifade eden Mokhtar, bu geleneği modern çağın ihtiyaçlarına uygun bir yapıya dönüştürdüklerini belirtti.
Mokhtar, sistemin büyüme potansiyeline işaret ederek, “İslami finans, günümüzde küresel finans sistemine göre çok daha hızlı bir şekilde büyüyor, ancak yüzde olarak hala nispeten küçüğüz. Yani büyümek için önemli bir alan var.” şeklinde konuştu.
Dünyada eşitsizliklerin varlığına, iklim, sağlık hizmetleri, erişilebilir konut ve eğitim gibi konulardaki sorunlara değinen Mokhtar, “Türkiye’de güçlü bir vakıf ve zekat geleneği mevcut. Bunlar da İslami finansın bileşenlerindendir. Sistem, yalnızca borç ya da sermaye piyasalarıyla sınırlı değil; geniş bir kapsama sahip ‘şümul’ dediğimiz bir yapı.” ifadelerini kullandı.
