Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında MEB Şura Salonu’nda gerçekleştirilen “Zaferin Adı Türkiye Özel Çocuklar Sergisi”ni ziyaret etti.
Sergi, Bilim ve Sanat Merkezlerinde eğitim gören ve özel eğitime ihtiyaç duyan öğrenciler tarafından hazırlanmış olup, toplamda 74 eserden oluşmaktadır. Tekin, sergideki eserleri dikkatlice inceleyerek öğrencilerden bilgi aldı.
Ankara Bilim ve Sanat Merkezi öğrencileri tarafından sunulan müzik dinletisi eşliğinde etkinlik devam etti. Tekin, sergiye katılan öğrencileri de tebrik etti.
Ziyaretin ardından çeşitli değerlendirmelerde bulunan Tekin, Bakanlığın temel görevlerinden birinin ülkenin birlik, beraberlik ve demokrasi anlayışını benimseyecek gençler yetiştirmek olduğunu ifade etti.
Demokrasinin sağlıklı işlemesini engelleyen olaylara karşı çocukların ve vatandaşların vereceği tepkileri müfredata dahil ettiklerini belirten Tekin, “Amacımız, çocuklarımızın ve gençlerimizin ülkenin tarihi ve kültürel değerlerine sahip çıkacak bireyler olarak yetişmeleridir.” şeklinde konuştu.
15 Temmuz’un, gençlerin bilmesi gereken kritik bir konu olduğunu vurgulayan Tekin, Türkiye’nin geçmişinde yaşanan antidemokratik müdahale süreçlerine dikkat çekti. “Demokrasimiz nemalanmak için çeşitli kesimlerin hedefi haline geldi,” diyerek, bu müdahalelerin tarihi süreçlerini aktardı.
Tekin, özellikle 28 Şubat sürecine atıfta bulunarak, “Bu dönemde FETÖ’nün bu yapıdan nasıl yararlandığını biliyoruz,” şeklinde açıklamada bulundu. 28 Şubat’dan sonraki dönemde FETÖ’ye ait okul ve dershanelerin sayısında yaşanan artışa da dikkat çekti.
Darbeler tarihinin ilk kez halkın tüm kesimlerinden, yaş, ideoloji ve inanç farkı gözetmeksizin sokağa inildiği bir dönem olduğunun altını çizen Tekin, bu süreçte halkın demokrasiye ve birlikteliğe sahip çıktığını ifade etti.
“Rüşvetle yargılandıkları bütün bu süreçte pis koku oradan geliyordur”
Bakan Tekin, sergi sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, 11 Temmuz’da açıklanan merkezi sınavda 719 öğrencinin tam puan alması konusundaki sorusunu yanıtlarken, Bakanlığın iş ve işlemlerini siyasi kaygılardan bağımsız yürüttüğünü kaydetti.
LGS gibi tüm sınavların hukukun üstünlüğü ilkesine sadık kalınarak yürütüldüğünü belirten Tekin, sınav güvenliği konusunda asgari düzeyde bir ihmal olduğu takdirde gerekli önlemlerin alınacağını vurguladı.
Sınavın yapıldığı günden önce, sınav güvenliği üzerine yapılan açıklamalara değinen Tekin, soruların sızdırılması iddialarının doğru olmadığını ifade etti. “Soruların yayımlandığı saat, sınav bitiminden çok kısa bir süre sonrasını kapsamaktadır,” dedi.
CHP’nin Muharrem İnce aracılığıyla yaptığı açıklamalara yönelik eleştirilerde bulunan Tekin, eleştirilerin Cumhuriyet Halk Partisine ait sorunlardan kaynaklandığını ve bu tür eleştirilerin öğretmenleri zan altında bıraktığını belirtti.
“Sınavın güvenliğine en küçük şaibe düşürecek bir olay olsaydı eğer, gereğini yapardık”
Tekin, CHP tarafından gelen eleştirilerin, içinde bulundukları tartışmalı durumdan kurtulmak adına yönlendirici bir yaklaşım olduğunu ifade etti. “Biz, en küçük şikayetleri bile değerlendiriyoruz. Eğer sınavın güvenliği konusunda bir sorun olsaydı, gereğini yapardık.” şeklinde konuştu.
“Bir yığılmanın olduğunu tespit etmedik, öyle bir şey yok”
Bakan Tekin, sınav sonuçları ile ilgili yapılan eleştirilerin geçersiz olduğunu ifade ederek, “Sınavda tam puan alan öğrencilerin hepsinin aynı okulları tercih etmediği açık.” dedi. Ayrıca, eğitim sürecinde yapılan eğitimin kalitesine dikkat çekerek, “Öğrencilerin öğretmenleri dinleyerek başarıya ulaşmaları mümkündür,” ifadesini kullandı.
Tüm bu süreçte, Bakanlığın konuyla ilgili yaptığı istatistiksel analizlerin geçerliliğini kayda aldıklarını ve eğitim sistemindeki anormalliklerin olmadığını duyurdu. Tekin, geçmişe dair başarılarının, gün içinde gündeme gelen tartışmalarla örtüşmediğinin altını çizdi.