İstanbul Valiliği’nde gerçekleştirilen etkinlikte konuşma yapan Vali Davut Gül, 15 Temmuz’un üzerinden 9 yıl geçtiğini hatırlatarak, böyle önemli hadiselerin zamanla daha iyi anlaşılabileceğini belirtti.
Gül, “Hepimiz Türkiye’de yaşayanlar olarak bu olayın tanıklarıyız. 15 Temmuz tarihinde, vatandaşlarımızın ve kamu görevlilerimizin her birinin farklı tecrübeleri, anıları ve kahramanlık hikayeleri bulunuyor.” ifadelerini kullanarak, FETÖ’nün 1960’lı yıllardan itibaren ülkenin kamu hizmetlerindeki eksiklikleri ve halkın muhafazakar duruşunu kullanarak bir yapı kurma gayretinde olduğunu vurguladı.
1960’lı yıllarda Türkiye’de kırsalda yaşayan nüfusun oranının yaklaşık yüzde 70 olduğunu aktaran Gül, “Bu eksikliklerden faydalanarak eğitim, pansiyon ve yurtlar konusundaki boşlukları değerlendirip insan kaynağını ele geçirme sürecine başladılar. Yine inançlı insanlara ait zekat ve yardımlar aracılığıyla ekonomik kaynaklar elde ettiler. Akabinde eğitim alarak kamuya giren bireylerle bir kadrolaşma süreci de başladı. Zamana bağlı olarak, bu kadrolaşma yetmemiş ve yasadışı girişimlere başvuran ayrı bir suç şebekesi ortaya çıkmıştır.” şeklinde konuştu.
“PLAANI BOZAN, SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN CESARETİ, DİRAYETİ”
Emniyet, yargı ve askeriye gibi kritik alanlarda FETÖ’ye sadakati ön koşul olarak kabul eden bir yapının yerleşmeye başladığını vurgulayan Gül, “Yurt dışında özel okullar açarak, o ülkelerin önemli isimlerinin çocuklarını eğittiler. Aslında Türkiye’de yapmak istedikleri her şeyi, dünya genelinde yürüttükleri bir suç ağıyla gerçekleştirdiler.” diye ekledi.
Devletin içine sızan bu yapılanmanın, genç demokrasinin geçmişteki hastalıklarına başvuruda bulunduğunu belirten Gül, “Üniforma giymiş teröristler bu durumu darbe teşebbüsü ile gerçekleştirmek istediler. Asker sahaya indiğinde halkın buna rıza göstereceğini ve siyasetçilerin direnmeyeceğini düşündüler. Ancak darbe girişiminde Sayın Cumhurbaşkanı’nın cesareti ve millete olan bağlılığı bu planı bozan temel faktör oldu.” dedi.
“TÜM FARKLILIKLAR BİR TARAFA BIRAKILDI”
Vali Gül, o gece halkın Cumhurbaşkanı’nın çağrısıyla sokaklara çıktığını anımsatarak, “İstanbul’da, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü başta olmak üzere birçok mevkide vatandaşlarımız, askeri darbe girişiminin önünü almak için direnmeye başladı. 16 Temmuz sabahında kontrol yavaş yavaş sağlandı.” şeklinde bilgi verdi.
Darbe girişiminin püskürtüldüğünü ve sorumlularının yakalandığını dile getiren Gül, 15 Temmuz sonrasında devletin bu ihanet şebekesinden temizlenmesiyle kurumların yeniden yapılandığını ifade etti.
Gül, “Türkiye, demokrasisini ve milli iradesini güçlendirmeye başladı. Suça karışanların adli mercilere sevk edilmesi, bu milletin güvenini pekiştirmiştir.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
FETÖ’cü teröristlerin dünyanın çeşitli yerlerinde farklı kılıflarla karşımıza çıkabileceğine dikkat çeken Gül, “Bu tür yapılar, tıpkı Haşhaşiler gibi sinsi bir biçimde faaliyet gösteriyor. Kendi karakterlerini gizleyerek, her ortamda uyum sağlıyorlar.” dedi.
“BİR FETÖ’CÜYÜ İKNA ETME İHTİMALİ SIFIR”
Bir gazetecinin FETÖ’nün bazı ülkelerde tam olarak anlaşılamadığına dair sorusuna Gül, “Türkiye’nin bu meselesinin, aslında tüm dünyanın meselesi olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Karar kendilerinin.” yanıtını verdi.
Gül, FETÖ ile mücadelenin sürekli bir süreç olduğunu vurgulayarak, “Yeni delillerle adli birimler gerekeni yapmaya devam etmekte. Bu mesele, ne yazık ki ‘bitti’ denilebilecek bir konu değil. FETÖ’cülük, tedavi edilemez bir hastalık. Bir FETÖ’cüyü ikna etme ihtimali sıfır.” şeklinde uyardı.
Etkinliğe Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı İstanbul Bölge Müdürü Efe Murat Erbaş, İletişim Başkanlığı Uluslararası Medya Koordinatörü Gözde Kirişçioğlu gibi isimlerin yanı sıra yerli ve yabancı basın mensupları da katıldı.
