1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. Yeni Gezegenlerin Doğuşu: Bilim Selam Duruşta!

Yeni Gezegenlerin Doğuşu: Bilim Selam Duruşta!

featured

Nature dergisinde yayımlanan bu önemli keşif, bir gezegen sisteminin tam olarak oluşma aşamasını ilk kez gözlemleyerek bilim insanlarına Güneş sistemimizin doğuşunu anlama fırsatı sundu.

YENİ DOĞAN YILDIZ ETRAFINDA İLK KIVILCIMLAR

Araştırmacılar, “HOPS-315” olarak adlandırılan bir genç yıldızı inceledi. Bu yıldızın çevresinde, gezegenlerin meydana geldiği gaz ve tozdan oluşan bir protoplanet diski bulunmaktadır. James Webb Uzay Teleskobu ile Atacama Büyük Milimetre Dizisi (ALMA) teleskopları kullanılarak gerçekleştirilen gözlemler, bu diskte silisyum monoksit (SiO) bileşiğinin gaz halinden katı kristal forma geçişini ortaya koydu. Bu dönüşüm, gezegen oluşumunun ilk fiziksel adımının kabul ediliyor.

GÜNEŞ SİSTEMİMİZİN BEBEKLİK HALİ

Araştırmanın başyazarı Melissa McClure (Leiden Üniversitesi), “Güneş’ten başka bir yıldızın etrafında gezegen oluşumunun başladığı anı yakaladık” diyerek bu keşfin önemini vurguladı. Araştırma verilerine göre, Dünya gibi kayalık gezegenlerin temel bileşenleri olan mineraller, Güneş Sistemi’nin başlangıcında benzer şekillerde oluşmuş olabilir.

HOPS-315’in etrafında kristalleşmeye başlayan mineraller, Güneş sistemi içinde milyarlarca yıl önce meydana gelmiş gök taşlarında da tespit edilmektedir. Purdue Üniversitesi’nden Merel van’t Hoff, bu olayı “Bebek Güneş sistemi fotoğrafı” şeklinde tanımladı.

GEZEGEN DOĞUMUNUN ŞİFRELERİ

Minerallerin oluştuğu bölge, Güneş sistemi içindeki asteroid kuşağının bulunduğu mesafeye denk geliyor. Bu durum, gezegen oluşumunun beklenildiği açıdan önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor.

Oluşum süreci şu şekilde işlemektedir: Genç yıldızın yakınında yüksek sıcaklıkta bulunan silisyum monoksit gaz hâlinde bulunurken, yıldızdan uzaklaştıkça sıcaklık düşmekte ve bu gaz kristal forma dönüşmektedir. Zamanla bu kristaller bir araya gelerek kilometrelerce genişliğe ulaşan planetezimallere dönüşmekte, bu yapılar da gezegenlerin oluşumunu sağlamaktadır.

BİLİMSEL BİR DÖNÜM NOKTASI

Bu gözlem, daha önce hiçbir protoplanet diskte veya Güneş Sistemi dışındaki bir alanda doğrudan gözlemlenmemişti. James Webb Teleskobu, bu kristal minerallerin kimyasal izlerini tespit etmeyi başarırken; ALMA teleskobu, minerallerin yıldız etrafında tam olarak nerede oluştuğunu belirledi.

Ayrıca gözlemler esnasında karbon monoksitin yıldızdan kelebek şeklinde yayıldığı, silisyum monoksitin ise dar jetler halinde dışarı fışkırdığı gözlemlendi. En dikkat çekici bulgu ise, bu gazın aktif bir şekilde katı kristallere dönüşme sürecinde olduğu tespit edildi.

Bu keşif, Dünya benzeri gezegenlerin evrende ne denli yaygın olabileceğini anlamak açısından son derece önemli bir katkı sağlıyor.

Yeni Gezegenlerin Doğuşu: Bilim Selam Duruşta!
Yorum Yap
Bizi Takip Edin