TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan, kalp akciğer makinesinin geliştirilme sürecinde ASELSAN ile olan iletişimlerinin önemine dikkat çekti. Bu projenin hayata geçirilmesinde Bilkent Şehir Hastanesi’nin aktif rol üstlendiğini ifade eden Kervan, ortak çalışmaların verimli geçtiğini belirtti.
Kervan, Bilkent Şehir Hastanesi’nin ASELSAN ekipleri ile gerçekleştirdiği işbirliğine değinerek, “İlk laboratuvar testlerinin bir kısmı, hastanedeki kalp damar cerrahisi laboratuvarında yapıldı. Hayvanlardan alınan kan testleri ise kendi laboratuvarımızda gerçekleştirildi. ASELSAN mühendisleri hastanemizde yaklaşık iki hafta boyunca kamp kurdular ve ekiplerimizle birlikte bu testleri uyguladık.” dedi.
Başarılı sonuçların ardından hayvan testlerine geçtiklerini belirten Kervan, bunların da olumlu sonuçlandığını ifade etti. Şimdi ise klinik çalışmalara yönelik hazırlık yaptıklarını açıkladı.
Klinik çalışmalar konusunda Bilkent Şehir Hastanesi’nin üzerlerine düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazır olduğunu vurgulayan Kervan, “Bu cihaz, açık kalp cerrahisi için kritik bir öneme sahip. Yüzde 90 üzerindeki yerlilik oranı ile tüm aşamalarının Türk mühendisleri tarafından gerçekleştirildiği bu makinenin önümüzdeki yıl hastanelerimizde kullanılacağını umuyoruz. Amacımız, sonbaharda klinik çalışmalara başlamaktır.” şeklinde konuştu.
“Standartları yüksek bir cihaz, uluslararası arenada da yerini bulacaktır”
Türkiye’nin kardiyovasküler hizmetler alanında dünya çapında lider ülkelerden biri olduğunu belirten Kervan, Almanya’da 84, Türkiye’de ise yaklaşık 300 kalp merkezinin bulunduğunu bildirdi. Yılda Türkiye’de yapılan yaklaşık 85 bin açık kalp ameliyatının, 50 bininin koroner bypass yöntemiyle gerçekleştirildiğini aktardı.
Daha önce büyük şehirlerde yapılan bu tür ameliyatların artık Türkiye’nin neredeyse her ilinde başarıyla gerçekleştirildiğini belirten Kervan, bu alanda etkin bir koordinasyon sisteminin mevcut olduğunu ifade etti.
TÜSEB Başkanı Kervan, Türkiye’nin yerli kalp akciğer makinesine sahip olmasının önemini vurguladı. “Dünyada kalp akciğer makinesi pazarında üç firma bulunmakta ve son yıllarda iki yeni firma eklenmiştir. Ancak Türkiye’de geliştirilen cihaz, uluslararası standartlara sahip olduğu için ayrıca bir yer edinecektir. Bilkent Şehir Hastanesi, bu sürecin lokomotif hastanelerinden biridir.” dedi.
“Glikoz izleme cihazını bitirdik, klinik çalışmalarını tamamlıyoruz”
Kervan, TÜSEB’in diğer projeleri hakkında bilgi verirken, glikoz izleme cihazının tamamlandığını ve klinik çalışmalarının sürdüğünü söyledi. “Sonbaharda bu ürünü toplumumuza sunmayı planlıyoruz. Ayrıca, gelecekte TÜSEB tarafından tamamen yerli olarak geliştirilecek bir ultrason cihazı ve hemodiyaliz cihazı üzerinde çalışmalarımız devam ediyor.” diye ekledi.
“Yerli üretim dışa bağımlılığımızı azaltır”
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Levent Öztürk, hastanenin 4 bin 50 yatak ve 130 ameliyathane kapasitesine sahip olduğunu, burada dünya çapında pek çok önemli ameliyatın yapıldığını belirtti.
Prof. Dr. Öztürk, yüksek maliyetli tıbbi cihazların Türkiye’de üretilmesinin stratejik bir önem taşıdığına işaret ederek, “Pandemi döneminde ventilatör sıkıntısı çektik ama yerli ventilatör çalışmalarımız sayesinde bu dönemi sorunsuz atlattık. Sağlık Bakanlığı, TÜSEB ile beraber yerli cihazların üretimini artırmak adına büyük çaba sarf ediyor. Bu çabalar, paramızın yurtdışına gitmesini engelleyecek ve yerli araştırma geliştirme faaliyetlerini artıracaktır.” dedi.
Bilkent Şehir Hastanesi’nin aynı zamanda bir araştırma merkezi olduğunu vurgulayan Öztürk, eğitim faaliyetlerine önem verdiklerini ve bu konuda üzerlerine düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazır olduklarını ifade etti.