ABD merkezli Bloomberg, Türkiye’nin enerji alanındaki yükselişine ışık tuttu. Karadeniz’deki doğalgaz keşfi ve enerji projeleri aracılığıyla Türkiye’nin küresel ölçekte önemli bir enerji oyuncusu haline geldiği vurgulandı.
Habere göre, Türkiye, ABD doğalgazından Güneydoğu Asya petrolüne ve Sahra Altı Afrika’daki uranyuma kadar geniş bir enerji ve emtia arayışı içerisinde. Bloomberg, Ankara’nın enerji rekabetinde avantaj sağlamak için dış politikadaki etkinliğini kullanma yolunda adımlar attığını belirtiyor.
Haber, Türkiye’nin bu yıl enerji hamlelerinde hızla ilerlediğini aktarıyor. Üç farklı kıtada imzalanan doğalgaz arama anlaşmaları ve bu projeleri destekleyecek özel gemilerin temin edildiği bilgisi paylaşıldı. Bloomberg, Türk doğalgaz şirketi BOTAŞ’ın uluslararası bir ticaret kuruluşuna dönüşme hazırlıklarını da gündeme getirdi.
Türkiye’nin enerji vizyonunun, Çin’in küresel stratejisiyle benzerlik gösterdiğine dikkat çekildi. Enerji alanındaki belirsizlikler içinde hayati emtialara erişimi güvence altına almanın, Cumhurbaşkanı Erdoğan için Türkiye’nin uluslararası nüfuzunu artırmanın yanı sıra ekonomik ilişkiler geliştirme açısından da önemli bir fırsat sunduğu ifade edildi.
TÜRKİYE YENİ ENERJİ ANLAŞMALARI İÇİN FARKLI ÜLKELERLE MASADA
Bloomberg, Ankara’nın yüksek enerji kaynağı potansiyeline sahip ülkelerle kolaylaşan anlaşmalar yaptığına işaret ediyor. Bu durumun, özellikle Karadeniz’deki doğalgaz projesi gibi büyük ölçekli ve karmaşık projeleri hayata geçirme kabiliyetinin yanı sıra, Türkiye’nin coğrafi konumu ve sömürge geçmişine sahip olmamasıyla bağlantılı olduğu belirtiliyor.
Türk hükümetinin özel gemi filosunu genişlettiği ve Norveçli Eldorado Drilling firmasından iki sondaj gemisi satın aldığı ifade ediliyor.
Türkiye’nin enerji sektöründeki artan etkisi, Enerji Bakanlığı’na bağlı şirketlerin Umman, Libya, Pakistan, Azerbaycan ve Macaristan ile doğalgaz arama anlaşmaları imzalamasıyla somutlaştığı kaydedildi.
Bloomberg ayrıca, Türkiye’nin Sudan’daki altın rezervleri üzerinden maden anlaşmaları yapma girişiminde bulunduğunu, benzer anlaşmaların Angola, Malezya, Endonezya, Nijer, Türkmenistan, Irak ve Bulgaristan gibi ülkelerle de sürdüğünü belirtiyor.
Haber, Türkiye’nin dünyanın en büyük uranyum üreticisi Nijer ile de görüşmelerde bulunduğunu ve 2023’te Fransız enerji şirketi Orano SA’nın ülkeden çıkarılmasını bir fırsat olarak değerlendirdiğini öne sürüyor.
BÜYÜK EMTİA TACİRLERİYLE AYNI ZEMİNDE YER ALACAK
Bloomberg, yurtdışındaki stratejik doğal kaynaklara erişimin Türkiye’nin uluslararası alandaki nüfuzunu artıracak ve ticaret ile savunma alanında iş birliği fırsatları yaratabileceğini bildiriyor. Bu stratejinin, geçmişte Çin’in devlet petrol şirketlerinin izlediği politikalara benzer olduğunu da vurguladı.
Ankara’nın bu konudaki rolüne vurgu yapılarak, “Türkiye enerji diplomasisini daha büyük siyasi hedeflerle sürdürüyor.” denildi. BOTAŞ’ın sadece gaz alımında değil, aynı zamanda al-sat yaparak kâr eden bir yapıya geçiş yaptığı belirtiliyor.
Bloomberg, BOTAŞ’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalat sözleşmeleri imzaladığını, bu sözleşmelerin gemi taşımacılığı kontrolünü de kapsadığını belirtiyor. Şirketin, ABD’den daha esnek hacimde LNG alımı için de müzakereler yaptığı ve bu yıl İsviçre’de bir ofis açmayı hedeflediği ifade ediliyor.
TÜRKİYE, ÜRETİM HAKLARINI MÜNHASIR OLARAK ELDE EDECEK
Bloomberg, ABD’nin LNG arzının hızla artmasının ve küresel talebin yükselmesinin ticarette büyük fırsatlar sağladığını bildiriyor. Geleneksel alıcılar Çin’den Japonya’ya LNG’lerini Avrupa’ya satarak bu fırsatları değerlendirme peşindeler.
Türkiye’nin küresel LNG piyasasına erişimi, Rusya, Azerbaycan ve İran gibi mevcut tedarikçilere olan bağımlılığı azaltmanın yanı sıra, Türkiye’yi bir tedarikçi konumuna da yükseltebilir. Bu durum, Türkiye’nin global enerji arenasındaki etkisini güçlendirebilir.
Bloomberg, Türkiye’nin en ileri düzeydeki yurtdışı projesinin Somali’de olduğunu belirtiyor. TPAO’ya ait bir araştırma gemisinin burada 7 aylık hidrokarbon arama çalışmasını tamamladığı, sonuçların henüz açıklanmadığı, ancak olumlu sonuç alınması durumunda Türkiye’nin üretim haklarını münhasır olarak elde edeceği bilgisi paylaşıldı.
