Bakan Tunç, AK Parti Adana İl Başkanı Dağlı ve partililerle gerçekleştirdiği görüşmede, Eskişehir’deki orman yangınında 5 orman işçisi ve 5 AKUT çalışanının hayatını kaybettiğini hatırlatarak, bu olayın Türk milletini derinden etkilediğini ifade etti.
Şehitlerin cenazelerinin Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’na götürüldüğünü ve kimlik tespit çalışmalarının sürdüğünü belirten Tunç, yaralı orman işçilerinin sağlık durumlarının iyiye gittiğini dile getirdi. Yangınlarla ilgili soruşturmaların da devam ettiğini vurguladı.
Tunç, son dönemde orman yangınlarının yaygınlaştığını belirterek, “Yangınların çıkış nedeninin çoğunlukla ihmalden kaynaklandığına dair genel bir görüş var. Bu yüzden hepimizin dikkatli olması gerekiyor. Yangınların oluşumunu önlemek ve var olan yangınları söndürmek için gösterdiğimiz hassasiyeti sürdüreceğiz. Giden canlarımıza duyduğumuz üzüntüyle birlikte, benzer acıları yaşamamak adına gerekli önlemleri almak zorundayız. Orman teşkilatımız yangınlarla mücadele için büyük çaba içerisinde, kendilerine kolaylıklar diliyoruz. Şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz.” şeklinde konuştu.
23 yıldır iktidarda bulunduklarına dikkat çeken Tunç, “Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasi tarihinin en uzun süreli iktidarını yürütüyoruz. Bu başarı, milletimizin liderine olan güveni ve onun güçlü bir şekilde desteklenmesine dayanıyor. Diğer yandan, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm kadrolarımızla birlikte milletimizin taleplerine duyarlı olma çabamız bu noktaya getirdi. Eğer milletimizden uzaklaşırsak, millet de bizden uzaklaşır. Her zaman milletimizin yanında olmaya, onların düşüncelerini icraata dökmeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“15 Temmuz’da milletin şanlı direnişi sergilendi”
Tunç, 23 yıl önceki Türkiye ile bugünkü arasında belirgin farklar olduğunu vurguladı ve her alanda tüm 81 vilayeti kaldırma hedefinde olduklarını ifade etti.
AK Parti’ye geçmişte kapatma davası açıldığını belirten Tunç, “2012 yılında MİT Müsteşarı’nın Başbakandan izin alınmadan tutuklanmaya çalışıldığını unutmayalım. Hukukun böyle bir işleyişi olabilir mi? O tarihlerde Gezi Parkı olaylarıyla başlayan kaos ve devamındaki darbe girişimleri, milletin onurlu direnişiyle karşılık buldu. 15 Temmuz 2016’daki hain kalkışma da bu kapsamda değerlendirilmelidir. O gece, milletimiz ‘Tayyip Erdoğan’ı yedirmeyiz, bağımsızlığımızı yabancılara peşkeş çektirmeyiz’ diyerek dimdik durdu ve 253 şehit verdik.” dedi.
Tunç, Türk yargısının milli irade ve hukukun yanında olması gerektiğinin altını çizerek, “Türk yargısına yönelik eleştiriler yapanların, Türk yargısının geçmişten bugüne nereye geldiğini hazmedemeyenler olduğunu düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
“Savunmanın yapılacağı yerler sokaklar değil, mahkemelerdir”
Bakan Tunç, eleştirilen Türk yargısının 25 bin hakim ve savcıyla gece gündüz çalıştığını aktararak, “Yargı içerisindeki kararların hatalı olabileceğini kabul ediyoruz. Ancak bu hataları düzeltme imkanı yine yargı içinde mevcuttur. Yargı mensuplarını karalamak ve onları tehdit etmek hukuk devletinde kabul edilemez. Savunma, mahkemelerde yapılmalıdır.” dedi.
Tunç, Türk yargısına yönelik eleştirilerin yanı sıra, geçmişte yargının bağımsız olduğu görüşlerine de tepki gösterdi. Yargının demokratik hukuk devleti ilkesine daha çok yaklaşması gerektiğini belirten Tunç, 15 Temmuz sonrası yargının bağımsızlığı için var olan sistemin güçlenmesi açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
Yeni Anayasa Çalışmaları
Anayasa reformlarına vurgu yapan Tunç, “Darbeciler tarafından yazılmış olan Anayasa’nın değişmesi gerekiyor. Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmek amacıyla demokratik, sivil ve katılımcı bir Anayasa oluşturmalıyız. Bu noktada siyasi partilerin uzlaşması büyük önem taşıyor.” dedi.
Tunç, “Seçimlere 3 yıl var. Eğer uzlaşma sağlanabilirse, millet tarafından onaylanacak bir Anayasa yapma noktasında mutabakat sağlanırsa bu ülkemiz için faydalı olacaktır.” şeklinde sözlerini sürdürdü.
Hizmet götürme çalışmalarının “Terörsüz Türkiye” döneminin altyapısını hazırladığını kaydeden Tunç, “Son gelişmelerle birlikte bu hedefe önemli bir mesafe kat ettik. Devlet kurumları bu süreçte büyük bir koordinasyonla çalışmakta ve vatandaşımızdan da büyük bir destek görmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Parti mensuplarının önemli görevlerle yüklendiğini belirten Tunç, “Önümüzdeki 2.5-3 yıllık süreci en iyi şekilde değerlendireceğiz. Terörsüz bir Türkiye’ye ulaşırken ekonomiyi güçlendirmek için de gerekli adımları atacağız. 2028’de halkımız yine Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı ile demokrasimizi sürdürecektir.” diye ekledi.
