Avusturya Dışişleri Bakanı Beate Meinl-Reisinger, 26 Temmuz’da Alman Welt gazetesine yaptığı açıklamalarda, ülkesinin NATO üyeliği konusunda “ulusal bir tartışmaya” açık olduğunu dile getirdi.
Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla birlikte, Avusturya’daki mevcut ve önceki hükümet yetkilileri, NATO üyeliğinin olası sonuçlarını daha net bir biçimde gündeme getirmeye başladı. Bakan Meinl-Reisinger, “Tarafsızlık tek başına Avusturya’yı korumaz” diyerek, ülkenin savunma kapasitesini artırmasının yanı sıra uluslararası güvenlik işbirliklerini de geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Mevcut durumda halk ve parlamentoda NATO’yu destekleyen geniş bir kesim olmadığını belirten bakan, ancak bu konuda şeffaf ve yapıcı bir tartışmanın yararlı olabileceğine dikkat çekti.
NATO ÜYESİ OLMASA DA İŞBİRLİĞİNİ SÜRDÜRÜYOR
Avusturya, 2. Dünya Savaşı sonrası Sovyetler Birliği ve Batılı güçlerle yapılan anlaşmalar çerçevesinde tarafsızlık politikasını benimsemiş ve bu sayede tam egemenliğini yeniden kazanmıştır. NATO üyesi olmayan ülke, Avrupa Birliği’nin Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası kapsamında çeşitli barış misyonlarına katılım sağlamaktadır. Meinl-Reisinger, “Tarafsızlık eylemsizlikle karıştırılmamalı. Saf olmamalıyız. ‘Kimseye dokunmazsak bize de kimse dokunmaz’ diyemeyiz. Dünya değişti” ifadesini kullandı. Son yıllarda, geleneksel olarak tarafsızlık politikası izleyen Finlandiya ve İsveç, tarihi bir adım atarak NATO üyeliği için başvuruda bulunmuşlardı. Finlandiya, Nisan 2023’te NATO’nun 31. üyesi olurken, İsveç’in de Mart 2024’te resmi katılımı bekleniyor. Ayrıca, Ukrayna da Eylül 2022’de NATO’ya hızlandırılmış üyelik talebinde bulunmuş, ancak bu süreçte somut bir gelişme kaydedilmemiştir.
Rusya ise NATO’nun genişlemesini, bölgedeki komşuları için bir tehdit olarak algılamakta ve Ukrayna’nın üyeliği konusunda kalıcı bir yasak getirilmesini talep etmektedir.