İstanbul 5. İdare Mahkemesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin ikinci fıkrası ile ilgili bir karar aldı. Bu fıkrada belirtildiği gibi, idari mahkemelerin, idari işlemin uygulanmasının yaratacağı telafisi güç veya imkansız zararların söz konusu olduğu ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olduğu durumlarda, davalı idarenin savunmasının alınmasından ya da süresinin geçmesinden sonra yürütmeyi durdurma kararı verebileceğine dikkat çekildi.
Kararda, yürütmenin durdurulabilmesi için ilgili iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerektiği vurgulandı. Dava dosyasının incelenmesi sonucunda, belirtilen şartların bir araya gelmediği ifade edilerek, yürütmenin durdurulması talebinin reddine karar verildi. Ayrıca, bu karara karşı 7 gün içinde itiraz edilebileceği bilgisi taraflara iletildi.
Dava konusu
Ekrem İmamoğlu’nun avukatı, İstanbul Üniversitesi’nin diploma iptali ile ilgili yürütmeyi durdurma talebiyle idare mahkemesine başvurmuştu. Avukat Mehmet Pehlivan tarafından sunulan dilekçede, İmamoğlu “davacı”, İstanbul Üniversitesi “davalı” olarak gösterilmişti.
Dilekçede, İmamoğlu’nun yatay geçişinin, mezuniyetinin ve diplomasının iptali için İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu tarafından verilen kararın öncelikle yürütmesinin durdurulması talep edilmişti. Bu durumun telafisi güç veya imkansız zararlar doğurabileceği öne sürülerek, karşı tarafın savunmasının beklenmeden işlem yapılması istenmişti.
Ayrıca, İmamoğlu’nun lise diploması ve üniversite not belgeleri, yatay geçiş belgeleri ve ilgili hukuki mütalaalar, dilekçeyle birlikte mahkemeye sunulmuştu.
Soruşturma
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu’nun lisans diplomasının sahte olduğuna dair ihbarlar ve Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanan rapordaki tespitler üzerine “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla soruşturma başlatmıştı. Başsavcılık, İstanbul Üniversitesi’ne göndermiş olduğu yazıda, İmamoğlu’nun diploması dayanak gösterilerek gerekli işlemlerin bir an önce tamamlanması gerektiğini bildirmişti.
İstanbul Üniversitesinin 18 Mart tarihinde yaptığı açıklamada, İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 28 kişinin diplomasının “yokluk” ve “açık hata” nedenleriyle iptaline karar verildiği belirtilmişti.
İddianame
Yapılan soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, 18 Eylül 2024’te Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının sahte olduğuna ilişkin CİMER’e başvuruda bulunulduğu aktarılıyor. Aynı iddiaya dair 1 Ekim 2024’te savcılığa şikayet dilekçesi sunulduğu ve bu şikayetin ardından soruşturma başlatıldığı ifade ediliyor.
Iddianamede, İmamoğlu’nun Kıbrıs’ta öğrenim gördüğü ve İstanbul Üniversitesine geçtiği University College of Northern Cyprus’ın Yükseköğretim Kurulu tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığı açıklanıyor. YÖK’ün, 1988 ve 1992 tarihli yazılarında, sadece Doğu Akdeniz Üniversitesinin tanınmış olduğu belirtiliyor.
Yatay geçiş başvurularında bazı öğrencilerin listeden usulsüz olarak silinerek yerine yeni öğrencilerin eklendiği, 3 kişilik kontenjanı olan bir bölüme 54 öğrencinin alınması hususları da iddianamede dile getiriliyor. İmamoğlu’nun öğrenci dosyasındaki incelemede, gerçek durum göz önünde bulundurularak, kayıtlı olduğu kurumun YÖK tarafından tanınmadığı anlaşılmıştır.
Iddianamede, bu işlemle İstanbul Üniversitesi yetkilileri ile Ekrem İmamoğlu’nun, University College of Northern Cyprus’ın YÖK nezdinde tanınmadığını bildiği halde İmamoğlu’nun böyle bir geçiş yapmış gibi gösterildiği iddia ediliyor. Hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçlaması yapılırken, İmamoğlu’nun yüksek lisans amacıyla İstanbul Üniversitesi’ne ve askerlik gerekçesiyle Milli Savunma Bakanlığı’na sahte belgeler sunduğu belirtiliyor.
İddianamede, İmamoğlu’nun “zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik” suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor ve suçun kasıtlı olarak işlenmesi halinde belli haklardan mahrum bırakılması gerektiği de vurgulanıyor.