Dünya Altın Konseyi (WGC) tarafından yayımlanan Altın Talep Eğilimleri raporuna göre, yılın ikinci çeyreğinde küresel altın talebi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3’lük bir artış göstererek 1249 ton seviyesine ulaştı.
Yatırımlardaki güçlü akışlar, artan jeopolitik belirsizlikler ve fiyat dalgalanmalarının talebi desteklemesi sonucunda, küresel altın talebinin değeri yıllık bazda yüzde 45 artarak 132 milyar dolara ulaşarak yeni bir rekor kırdı.
Bu dönemde altın yatırımları, bir önceki yıla göre yüzde 78 oranında büyüme kaydetti.
Altın borsa yatırım fonları, toplam talebi en fazla etkileyen faktör olmayı sürdürürken, külçe ve sikke yatırımları da yıllık bazda yüzde 11 artış gösterdi.
Merkez bankaları ise altın alımlarını ikinci çeyrekte daha yavaş bir tempoda sürdürdü ve toplamda 166 ton altın eklemiş oldu.
Merkez bankalarının altın alımlarında yavaşlama görülmesine rağmen, ekonomik ve jeopolitik belirsizlikler devam ettiğinden, bu alımlar hala oldukça yüksek seviyelerde seyrederken, WGC’nin yıllık merkez bankası anketine göre, rezerv yöneticilerinin yüzde 95’i önümüzdeki 12 ay içinde küresel merkez bankası altın rezervlerinin artacağını öngörüyor.
İkinci çeyrekte mücevher talebinde de düşüş gözlemlendi ve tüketim hacmi yüzde 14 oranında gerileyerek salgın dönemindeki seviyelere indi.
Çin’deki mücevher talebi yıllık olarak yüzde 20 azalırken, Hindistan’da bu oran yüzde 17 olarak kaydedildi. Ancak değer bazında küresel mücevher pazarının büyüklüğü 36 milyar dolara ulaştı.
WGC Kıdemli Piyasa Analisti Louise Street, raporun bulgularına dayanarak, küresel piyasaların ticaret gerilimleri, ABD’deki öngörülemeyen politik değişiklikler ve artan jeopolitik gerilimler nedeniyle dalgalı bir yıl başlangıcı yaptığını aktardı.
Street, yılın ilk yarısında gözlemlenen güçlü yatırım faaliyetinin, altının ekonomik ve jeopolitik risklere karşı bir koruma aracı olarak rolünü pekiştirdiğini belirtti. Altın, yılın ilk yarısında dolar bazında yüzde 26’lık dikkat çekici bir değer artışı sergiledi ve pek çok önemli varlık sınıfını geride bıraktı. Yılın bu kadar iyi bir başlangıç yapmasıyla birlikte, altının 2025’in ikinci yarısında nispeten dar bir aralıkta işlem görmesinin mümkün olabileceği ifade edildi.
Street, makroekonomik ortamın hâlâ öngörülemez olduğunu vurgulayarak, bu durumun altının daha fazla değer kazanmasını destekleyebileceğine dikkat çekti. Ayrıca, küresel ekonomik veya jeopolitik koşullarda meydana gelebilecek herhangi bir önemli bozulmanın, altının güvenli liman cazibesini artırabileceğini ve fiyatları yukarı doğru itebileceğini sözlerine ekledi.