ASELSAN, 2025 yılının ilk altı ayına ait finansal sonuçlarını açıkladı. Şirketin hasılatı, geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak yüzde 11,3 artışla 53,7 milyar liraya ulaştı. Bu dönemde alınan yeni işlerde ise önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10’luk bir artışla 2,8 milyar dolar seviyesinde dikkat çekici bir büyüme kaydedildi.
ASELSAN, enflasyon muhasebesi çerçevesinde 2025’in ilk yarısına ait finansal verilerini duyurdu. Uzun vadeli hedeflerine ulaşmak amacıyla 2024 yılı başında devreye alınan aselsaneXt programından elde edilen olumlu sonuçlar, ikinci çeyrek itibarıyla da devam etti.
Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) aracılığıyla aktarılan bilgilere göre ASELSAN’ın 2025 ilk altı ayı itibarıyla hasılatı, geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak yüzde 11,3 büyüyerek 53,7 milyar lirayı buldu. Hava savunma, elektronik harp, elektro-optik, radar ve silah sistemleri gibi alanlardaki teslimatlar, hasılatın önemli bir kısmını oluşturdu.
ASELSAN, operasyonel verimliliği artırmayı hedefleyerek FAVÖK marjını bir önceki yılın aynı dönemine göre 100 baz puan yukarı taşıyarak yüzde 25 seviyesine çıkardı. Faaliyetlerinden elde ettiği FAVÖK tutarı ise geçtiğimiz yıla kıyasla reel olarak yüzde 15 artışla 13,5 milyar lira oldu. İki yıl üst üste 2 seviyesinde tutmayı başardığı iş/satış oranı, 2025’in ilk yarısında da devam etti ve sektör ortalaması üzerinde bir seyir izledi.
TİCARİ BORÇLARDA DÜŞÜŞ GÖRÜLDÜ
ASELSAN, Türkiye’de yürüttüğü AR-GE projeleri sayısında lider konumda. İlgili dönemde gerçekleştirilen AR-GE harcamaları, bir önceki yıl ile kıyaslandığında yüzde 42 oranında artarak 572 milyon dolara ulaştı.
Seri üretim altyapısını güçlendirmeye yönelik yatırımlar ise önceki yılın aynı dönemine göre iki kat artarak 100 milyon doların üzerine çıktı.
2024 yılının ilk altı ayında yüzde 14,5 olan finansal borçların aktifler içerisindeki payı, bu dönemde yüzde 12,7’ye geriledi. Ticari borçlar, 2024 yıl sonuna göre yüzde 21 oranında düştü.
Net borçta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 38’lik bir azalma yaşandı. Böylelikle ASELSAN’ın 2024 yılı ilk yarısındaki 1,21 olan Net Borç/FAVÖK oranı, bu dönemde 0,57 seviyesine indi ve şirket, sektör ortalamalarının altında kalmayı başardı.
AR-GE ve seri üretime yönelik yatırımlar kesintisiz sürdü ve ticari borçlarda azalma gözlemlendiği ilk altı ayda, nakit akışında da önemli bir iyileşme yaşandı. ASELSAN, işletme faaliyetlerinden kaynaklanan nakit akışlarını 13 milyar 635 milyon lira, serbest nakit akışlarını ise 816 milyon lira seviyesinde pozitif olarak gerçekleştirdi.
Cirosunu, bakiye sipariş tutarını, imzaladığı ihracat sözleşmelerini ve karlılık durumunu geliştiren ASELSAN, 2025 yılının ilk yarısını güçlü sonuçlarla kapattı.
Sadece yurt içindeki değil, yurt dışındaki ürün talebi de yüksek seyrini sürdürdü. Küresel bir şirket olma yolunda ilerleyen ASELSAN, imzaladığı yeni sözleşmelerle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artışla 2,8 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bu sözleşmelerin 1,3 milyar dolarlık kısmı (yüzde 45’i) doğrudan ve dolaylı ihracat sözleşmelerinden oluştu.
İhracat odaklı büyüme stratejisini sürdüren ASELSAN, ilk altı ayda 1,3 milyar dolar tutarında doğrudan ve dolaylı ihracat sözleşmesi imzaladı. Şirketin bakiye siparişleri ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artışla 16 milyar dolara yükseldi. Aynı dönemde, seri üretim altyapılarını güçlendirmeye yönelik yatırımlar ve AR-GE harcamaları da devam etti.
“YENİ ÜRÜNLERLE GELİRLERİ ARTTIRIYORUZ”
ASELSAN Genel Müdürü Ahmet Akyol, 2025 yılının ilk altı ayına ait finansal sonuçları değerlendirerek, “2024 yılında uygulamaya koyduğumuz aselsaneXt programı sayesinde finansal anlamda güçlü bir ivme kaydettik. İkinci çeyrek sonuçlarımız, bu ivmeyi 2025 yılının ilk yarısında da başarıyla sürdürdüğümüzü gösterdi. Reel bazda yüzde 11’in üzerinde artırdığımız ciromuz, 1,3 milyar doları ihracat olmak üzere 2,8 milyar dolarlık yeni sözleşme hacmimiz ASELSAN’ın finansal dayanıklılığını ortaya koyuyor. Bakiye siparişimizin yüzde 30 artışla 16 milyar dolara ulaşması, şirketimizin büyümeye devam edeceğini gösteriyor,” dedi.
Akyol, FAVÖK marjını yüzde 25’e çıkararak, Net Borç/FAVÖK oranını 0,57 seviyesine düşürdüklerine de dikkat çekti. “Bu başarıda, daha yüksek teknolojili ürünlere odaklanmamız, verimlilik artışı ve millileştirme faaliyetlerinin etkisi büyük,” şeklinde değerlendirme yaptı.
Yeni ürünlerden sağlanan gelir artışlarına değinen Akyol, şu ifadeleri kullandı:
“Bu yılın ilk altı ayında 8 yeni ürünü ilk defa piyasaya sunduk. Yapay zeka entegrasyonu ile süreçlerimizde yıllık 25 milyon dolar tasarruf sağladık. Personel sayısındaki artışa rağmen, kişi başına ciroyu yüzde 1,6 oranında artırdık. Millileştirilen ürünlere verilen siparişlerle birlikte müşteri maliyetlerini azaltmayı başardık. AR-GE harcamalarını yüzde 42, seri üretim yatırımlarını ise yüzde 100 oranında artırdığımız bu dönemde, her iki alanda da pozitif sonuçlar elde ettik. Nakit dönüşüm döngüsünde yaşanan 70 günlük iyileşme, nakit yönetimimizdeki gelişmenin bir başka kanıtıdır. Bu başarılar, ASELSAN’ın geleceği de finanse edebilecek bir güce sahip olduğunu göstermektedir.”
“PİYASA DEĞERİMİZ 21 MİLYAR DOLARIN ÜZERİNDE”
2025’in ilk yarısının yalnızca finansal açıdan değil, stratejik anlamda da verimli geçtiğine vurgu yapan Akyol, IDEF fuarında yüksek teknolojiye sahip 10 yeni ürünlerini tanıttıklarını ve bu ürünlerin özellikle uluslararası ziyaretçiler tarafından ilgi gördüğünü belirtti.
Akyol, ASELSAN’ın finansal performanslarının, dünya genelindeki gelişmelerin de etkisiyle bu başarılı sonuçların ortaya konmasında önemli rol oynadığını ifade ederek, ASELSAN’ın Borsa İstanbul’daki değerinin de bu yansımalarının bir göstergesi olduğunu söyledi. Şirketin, 2025 yılı içinde Borsa İstanbul’un en değerli şirketi olma hedefini başardığını belirtti.
Akyol, şu şekilde devam etti:
“Şu anda piyasa değerimiz 21 milyar doları aşmış durumda. Bu durum, yatırımcıların şirketimize olan güveninin ve uzun vadeli potansiyelimize olan inancın bir göstergesi. Yılın ikinci yarısında da kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz. AR-GE yatırımlarını sürdürecek, hava savunma, radar, akıllı mühimmat sistemleri gibi kritik alanlarda seri üretim kapasitemizi artıracağız.”
Akyol, “İhracat odaklı büyüme stratejimizle yeni pazarlara açılacağız. Güvenlik ihtiyacının artması ve jeopolitik gelişmeler, savunma sektörünün büyümesine zemin hazırlıyor. Ülkeler, savunma bütçelerini arttırmakta. Mühendislik gücümüz ve stratejik öngörümüzle bu gelişmeleri doğru analiz ederek, geleceğin savaş ortamında fark yaratacak teknolojilerimizle hem yurtiçinde hem de uluslararası alanda gelişimimizi sürdüreceğiz,” bilgisini verdi.
