1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. Bilim Dünyasını Sarsan Sahte Araştırma Ağı

Bilim Dünyasını Sarsan Sahte Araştırma Ağı

featured

Northwestern Üniversitesi’nden bilim insanları, gerçekleştirdikleri kapsamlı veri analizinde, sahte araştırmaları yaymakla görevli organize bir yeraltı ağına dair önemli bulgular elde etti.

Bu araştırma, küresel ölçekte faaliyet gösteren bu ağın, bilimsel yayıncılığın güvenilirliğini sistematik bir şekilde zedelediğini ortaya koydu.

PNAS (Proceedings of the National Academy of Sciences) dergisinde yayımlanan çalışma, sahte bilimsel makalelerin sayısının, meşru çalışmaların artış hızını geride bıraktığını gösterdi.

Çalışmanın yazarlarından sosyal sistemler uzmanı Prof. Luís AN Amaral, “Bu, hayatım boyunca yer aldığım en moral bozucu proje olabilir” ifadesini kullandı.

Amaral, “Bilim kendi denetimini daha sıkı yapmalı; aksi halde inandırıcılığını tamamen kaybedecek” dedi.

SAHTE BİLİM NASIL İŞLİYOR?

Bilimsel sahtekarlık, genellikle veri uydurma ve intihal gibi yöntemlerle ortaya çıkmakta ve sonuç olarak makalelerin geri çekilmesiyle sonuçlanmaktadır.

Daha önce, bu tür olayların sadece bireysel çıkar arayan akademisyenlere ait tekil örnekler olduğu düşünülüyordu. Ancak yeni bulgular, bunun çok daha organize ve küresel bir mesele olduğunu gözler önüne serdi.

Araştırmacılar, Elsevier’in Scopus ve ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi’nin PubMed veritabanlarından geri çekilen makaleleri, editör kayıtlarını ve görsel manipülasyon örneklerini inceledi. Ayrıca, bilimsel etik ihlalleri nedeniyle listelerden çıkarılan dergileri ve Retraction Watch adlı popüler blogun arşivlerini de taradılar.

MAKALE FABRİKALARI VE SAHTE EDİTÖRLER

Bu çalışma, sahte makaleler üretip sanatçı akademisyenlere satan “makale fabrikaları”, aracılar ve kötü niyetli editörlerden oluşan bir sistemin varlığını açıkladı. Satılan makaleler genellikle düşük kalitede, uydurulmuş verilerle dolu, intihal ve manipüle edilmiş görseller içermektedir.

Prof. Amaral, “Sadece makale değil, atıf da satın alabiliyorlar. Böylece hiçbir gerçek araştırma yapmadan saygın bir bilim insanı gibi gösterilebiliyorlar” dedi.

Amaral, “Bu ağlar, özünde bilim sürecini sahtekarlıkla yönetmek için birlikte hareket eden suç örgütleridir” şeklinde de ekledi.

“Bu süreçlere milyonlarca dolar yatırılıyor” diye de vurguladı.

Araştırmaya göre, bu makale fabrikaları yazarlık sıralarını da parayla satmaktadır. İlk yazar olmak isteyenler yüksek meblağlar öderken, dördüncü ya da beşinci sırada yer almak isteyenler daha az bir bedel ödemektedir.

DERGİ KORSANLIĞI

Sistemin en dikkat çekici unsurlarından biri, sahte hakemlik süreçleridir.

Bazı akademisyenler, makalelerinin yayınlanabilmesi için aslında var olmayan hakemlik süreçlerine para ödemektedir. Bazı durumlarda, bu kişiler arasında anlaşmalar yapılarak çok sayıda sahte makale farklı dergilerde yayınlanmakta, ardından yakalanınca bu makaleler hızlıca geri çekilmektedir.

Ayrıca bu ağ, yayımını durdurmuş ya da işlevsiz hale gelmiş dergileri ele geçirerek “dergi korsanlığı” yapmaktadır.

Örneğin, İngiltere’de bir hemşirelik kuruluşuna ait olan HIV Nursing dergisi kapandıktan sonra, alan adı başka kişiler tarafından satın alınarak, hemşirelikle hiçbir alakası olmayan binlerce makale bu isimle yayımlanmaya başladı.

NE YAPILMALI?

Araştırmacılar, bu küresel sahtekarlık ağına karşı çok yönlü bir mücadeleye ihtiyaç duyulduğunu vurgulamaktadır.

Önerilen önlemler arasında editoryal süreçlerin daha sıkı denetimi, sahte araştırmaların tespitinde yeni yöntemlerin geliştirilmesi, bilimdeki teşvik sistemlerinin köklü bir şekilde yeniden yapılandırılması ve bu sahtekarlığı kolaylaştıran ağların daha derinlemesine incelenmesi yer almaktadır.

Prof. Richardson, yapay zekanın bilimsel yayınlarda daha fazla kullanıldığı bu dönemde, sahteciliğin etkisinin katlanarak artabileceği konusunda uyarıda bulundu:

“Halihazırdaki sahtekarlıkla baş edemiyorsak, gelecekte yapay zekanın üreteceği sahte bilimsel metinlerle nasıl baş edeceğiz?”

Araştırmacılara göre, bu konuda önlem alınmaması halinde, sahte bilimsel çalışmalar sadece akademik dünyayı değil, aynı zamanda kamuoyunun bilimsel bilgiye olan güvenini de ciddi bir şekilde zedeleyebilir.

Bilim Dünyasını Sarsan Sahte Araştırma Ağı
Yorum Yap
Bizi Takip Edin