Diyarbakır’da ikamet eden Seher Karakuş, 8 yaşında sol bacağında tümör teşhisi aldı. Kemoterapi prosedürleri ve iki ameliyat sonrası, Seher’in durumu ilerleyerek enfeksiyon nedeniyle bacağında bir kısalma yaşanmasına yol açtı. Bu süreçte yürümekte zorlandığı için bacağının kesilmesi önerildi. Ailesi, Seher’i Ankara’ya götürerek özel bir hastanede tedavi ettirdi. Burada gerçekleştirilen üçüncü operasyon sonucunda tümör tamamen temizlendi. Ayrıca, bacağındaki 25 santimlik kısalık, tekrar yapılan bir operasyonla 10 santime indirildi. Seher, yeniden ayağa kalkarak koltuk değnekleriyle yürümeye başladı. Tedavi sürecinde kaleme aldığı günlüklerini kitaplaştıran Seher, bu sürecin yanı sıra yeniden ayağa kalkma mücadelesini de yeni kitabına eklemeyi planlıyor.
“En çok korktuğum şey, bacağımın kesilmesiydi”
Seher Karakuş, hastalığını öğrendiği zaman sadece 8 yaşında olduğunu, o dönemde hastalığın ciddiyetini tam olarak kavrayamadığını ifade etti. Sol bacağında oluşan tümör hakkında bilgi sahibi olduğunu ancak hastalığın sonuçları hakkında endişeler taşıdığını belirtti. “Kemoterapi aldım, ameliyatlar geçirdim ve enfeksiyon kaptım. Sonrasında bir kez daha ameliyat geçirdim. Çok zorlu bir süreçti. Sürekli başka bir sorunla karşılaştım. En büyük korkum ise bacağımın kesilmesi oldu. Ardından Murat hoca ameliyatı üstlendi ve başarılı bir operasyon geçirdim. Şu an çok mutluyum çünkü çok zor bir gelişmeydi ve birçok kişi bacağımın kesileceğini düşünüyordu,” dedi.
“Hastalara örnek olsun diye yazdım”
Hastalığı ile başa çıkarken çok zamanını hastanede geçirdiğini vurgulayan Seher, “Hastanede canım sıkılıyordu. Bu nedenle günlükler yazmaya başladım. Çiğdem halam, bunları bir kitap haline getirebileceğimizi söyledi. Yazmanın hem benim için hem de sonraki hastalar için örnek teşkil edeceğine inanıyorum. İlk kitabı 10 yaşında yazmaya başladım ve şu an ikincisini kaleme alıyorum. İnşallah tamamlandığında bastıracağız,” şeklinde konuştu.
Okula gidemediği için evde eğitim alan Seher, arada sırada arkadaşlarını görmeye gittiğini, bu buluşmaların moral kaynağı olduğunu dile getirdi. Ameliyat sonrası ilk başlarda yürümekte zorluk çektiğini belirten Seher, “Sinan hoca, ‘Yürüyeceksin,’ dedi. Önce inanmıyordum ama bana yardımcı oldu ve yürümeye başladım. Bu beni çok mutlu etti,” ifadelerini kullandı.
“Yatağa bağımlı haldeydi”
Seher’in doktoru Prof. Dr. Şefik Murat Arıkan, Seher’in geçirdiği ameliyatlardan dolayı bacağındaki kısalık sebebiyle yürümekte zorlandığını belirterek, “Devamlı enfeksiyonla mücadele ettiği için yatağa bağımlı bir durumdaydı. İlk hedefimiz onu yataktan kurtarmaktı ve bu başarıyla gerçekleştirildi. Gelecekte tamamen desteksiz yürüyebilecek. Henüz kısalık minik bir sorun olsa da bağımsız yürümesini bekliyoruz. Şu an ayağa kalkma noktasına geldi. Basit bir aparatla protezine ilave yaparak daha iyi duruma getireceğiz. Cildi de uygun, yakın bir tarihte tam anlamıyla bağımsız yürüyebileceğini öngörüyoruz,” şeklinde konuştu.
“En önemlisi kanseri yendik”
Op. Dr. Sinan Yılmaz, bu tür hastalıkların çoğunlukla uzuv kaybıyla sonuçlandığını ifade ederek, Seher’in ulaştığı noktayı sevindirici buluyor. Yılmaz, “Seher için olumlu bir gelişme. Bacağını kaybetmedik. Şu an protez ile ilerliyoruz. En önemlisi kanseri atlattık. Enfeksiyon da negatif seyrediyor, bu da sevindirici bir durum. Hedefimiz, yavaş yavaş fizik tedavi uygulamalarıyla Seher’i günlük yaşamına entegre etmek,” dedi.