1. Haberler
  2. Magazin
  3. Zararlı İlişkileri Neden Seçiyoruz?

Zararlı İlişkileri Neden Seçiyoruz?

featured

Neden sürekli olarak beni aldatan insanlarla birlikteyim? Neden zarar veren kişilerle arkadaşlığı sürdürmekte ısrar ediyorum? Bu işe yarar mı yoksa beni daha fazla tüketen bir ortamı neden bırakamıyorum?

Bu tarz sorular, çoğumuzun kendisine ya da tanıdığımız birine sıkça yönelttiği düşüncelerden biri olabilir. Dışarıdan bakıldığında, bizi zarar veren bir kişiyle ilişkiyi sürdürmek çoğu zaman mantıksız görünse de, bazı durumlarda bunu yapmaya devam ederiz. İster arkadaşlık, ister romantik bir ilişki veya iş ortamı olsun, zarar gördüğümüzü içten içe fark ettiğimizde bile, o ilişkide kalmaya devam edebiliyoruz. Bazılarımız, zamanla bu durumu değerlendirip zararlı ilişkilerden uzaklaşabilirken, kimileri benzer bir durumu tekrar tekrar deneyimleyebilir. Peki, bazı insanlar neden kendilerine zarar veren kişiler ve durumlarla bağ kurmaya devam eder?

BOZUK PUSULA: KENDİMİZ İÇİN İYİ OLMAYANI NEDEN SEÇİYORUZ

Amsterdam Üniversitesi’nden araştırmacılar Renée Visser ve Arnoud Arntz, bu durumu “uyumsuz durum seçimi” olarak tanımlamaktadır. Çalışmalarında, çoğu kişinin kaçındığı tehlikeleri neden bazı insanların tercih ettiğini ele almaktadırlar. “Bozuk pusula: Neden bazı insanlar kendileri için iyi olamayan durumları seçer?” başlıklı yazılarında, herkesin zaman zaman karşılaşabileceği bu ilginç durumu anlamaya çalışıyorlar.

UYUMSUZ DURUM SEÇİMİ NEDİR?

Uyumsuz durum seçimi, romantik partner, arkadaş çevresi, yaşanacak mekanlar, sosyal medya platformları ve işyeri gibi birçok yaşam alanını kapsamaktadır. “Uyumsuz” ifadesi, kişinin duygusal ve fiziksel acı çekme olasılığını artıran veya yeni travmalar yaşama riskini barındıran durumları ifade eder.

Örneğin, çocukluk döneminde istismara uğramış bireylerin, yetişkinliklerinde benzer özellikler taşıyan partnerlerle ilişki kurması ya da travma geçmişi olan insanların riskli meslekleri tercih etmesi gibi durumlar bu kapsamdadır. Bu seçimler, bireylerin kendi mutluluğunu riske atma pahasına gerçekleşir. Ancak, bu konuda gerçek bir psikolojik sorun olduğunu iddia edebilmemiz için, kişinin gerçekten başka bir seçeneği olmasına rağmen zararlı durumları tercih etmesi gerekmektedir. Dış baskılar veya çaresizlik nedeniyle yapılan tercihler bu gruba dâhil edilmez.

İnsan neden bile bile kendine zarar verdiği oldukça net olan seçimler yapar?

Buna dair dört temel neden öne sürülmektedir:

1. Geçmişteki Travmaları Çözme Girişimi

Birinci açıklama, bireylerin geçmişte yaşadıkları olumsuz deneyimleri tekrar yaşayarak bu travmaları “onarma” veya kontrol etme girişiminde bulunmalarıdır. Örneğin, çocukluğunda yeterince sevgi görmemiş biri, duygusal olarak mesafeli partnerlerle ilişki kurarak bu durumu değiştirmeye çalışabilir. Ancak, bu tür bir ilişki terapi ortamı gibi güvenli bir alan sağlamadığı için çoğunlukla tekrar aynı travmalarla yüzleşmek durumunda kalır.

2. Alışkanlık ve Tanıdık Olanın Çekiciliği

İkinci görüş, insanların bilinmeyenden ziyade tanıdık durumları tercih etme eğiliminde olduklarını ortaya koyar. Psikolojide “maruz kalma etkisi” olarak bilinen bu olgu, bireylerin aşina oldukları uyaranları olumlu değerlendirerek onlara yaklaşma eğilimini işler. Çocukluk döneminde sürekli olumsuz deneyimler yaşamış bireyler, bu ortamları normal olarak algılayabilir ve bilinmezliğin yarattığı kaygıdan kaçmak için bu tür ilişkiler kurmaya devam edebilirler.

3. Tutarlı Kalma İsteği

Üçüncü açıklama ise, bireylerin kendi benlik algılarıyla tutarlı seçimler yapma eğiliminde olmalarıdır. Düşük benlik saygısına sahip olan bir kişi, değerli olmadığını düşündüğünde, bu inançla uyumlu durumlardan uzaklaşmamak adına yine kendine zarar veren ilişkileri seçebilir.

4. Dikkat Dağıtma

Dördüncü açıklama, uyumsuz durumların, başka duygusal sorunlardan kaçış yöntemi olabileceğini öne sürer. Genel olarak sorunu olan bir eşin “düzeltme” çabası, bireye bir amaç sağlar ve böylece kişiyi kendi sorunlarından uzaklaştırır. Aynı şekilde, çivi çiviyi söker mantığıyla, birey yoğun duygular içeren riskli durumları tercih ederek daha ağır bir acıdan uzaklaşmaya çalışabilir.

ÇÖZÜM YOLLARI

Bu alanda henüz yeterli bilimsel araştırma yapılmamış olsa da, terapistlerin klinik gözlemleri, başarılı tedavi süreçlerinin ardından hastaların daha sağlıklı seçimler yapmaya başladığını ortaya koymaktadır. Psikolojik tedavilerin, bu bozuk pusula sorununu azaltma veya ortadan kaldırma potansiyeli taşıdığı düşünülmektedir.

Araştırmacılar, bu konudaki sistematik çalışmaların artırılması gerektiğini vurgulamaktadır. Önyargıları azaltmaya yönelik kontrollü psikoterapi çalışmaları, uzun dönemde kazanımların kalıcılığını sağlamak amacıyla yürütülmelidir. Ayrıca, sağlıklı tercihler yapabilen bireylerin incelenmesi, konuyla ilgili önemli ipuçları sunabilir.

Kendi kendimize kurduğumuz bu tuzakları anlamak, bireysel iyileşmenin yanı sıra, ilişki ağlarında umut verici bir değişim yaratmak için de kritik öneme sahiptir. Zira, yaşam ve insanlarla olan en büyük engelimiz, kendi “bozuk pusulamız” olabilir.

Zararlı İlişkileri Neden Seçiyoruz?
Yorum Yap
Bizi Takip Edin