1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Fed’in Faiz Politikasında Dengesizlik Sürüyor

Fed’in Faiz Politikasında Dengesizlik Sürüyor

featured

Bu hafta, makroekonomik gelişmelerin Fed’in para politikası üzerindeki olası etkileri dikkatle takip edildi. ABD’de temmuz ayı Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) beklentilere uygun gelmesi ve yıllık enflasyonun bir düşüş eğilimi göstermesi, Fed’in faiz indirme ihtimali hakkında olumlu sinyaller verdi. Bu durum, piyasalarda faiz indirim beklentilerini kuvvetlendirdi.

Ancak aynı dönemde açıklanan Üretici Fiyat Endeksi’nin (ÜFE) yüzde 0,3 oranında artarak son üç yılın en yüksek seviyesine ulaşması, Fed’in karşılaşabileceği manevra alanının azalabileceği endişelerini artırdı.

Eylül ayında 25 baz puanlık bir faiz indirimine gidileceği yönündeki beklentiler güçlü bir şekilde korunurken, yüksek üretici fiyatları bu beklentiyi biraz zayıflatmış olsa da, piyasalarda indirim olasılığı hala önemli bir şekilde varlığını sürdürüyor.

Çin’deki makroekonomik gelişmeler de yakından izlenmeye devam etti. Temmuz ayında bankaların yuan cinsinden yeni kredi vermelerinin 50 milyar yuan azalarak 20 yıl içinde ilk kez aylık bazda düştüğü gözlemlendi. Toplam sosyal finansman (TSF) stok büyümesi yıllık yüzde 9’a, M2 para arzı ise yıllık yüzde 8,8 oranında artış gösterdi.

Analistler, veri setinin hanehalkı ve şirket kredilerinde isteksizliğin sürdüğünü gösterdiğini ifade etti. Ayrıca, Çin Ulusal İstatistik Bürosu tarafından yayımlanan temmuz ayı verilerinde, sanayi üretiminin yıllık bazda yüzde 5,7 artarak, son sekiz ayın en düşük artış hızını kaydettiği dikkat çekti. Perakende satışlardaki yıllık artış ise yüzde 3,7 ile zayıf seyrini korudu.

Ocak-temmuz döneminde emlak yatırımlarının yüzde 12 oranında bir gerileme yaşadığı belirtilirken, temmuz ayında kentsel anket işsizlik oranının yüzde 5,2’ye yükseldiği kaydedildi. NBS, temmuz ayında TÜFE’nin yıllık bazda yatay kalırken, ÜFE’nin yıllık bazda eksi yüzde 3,6 seviyesine düştüğünü de bildirdi.

Konut piyasasına ilişkin açıklamalarda, konut fiyatlarındaki düşüş hızının birinci kademe şehirlerde kısmen yavaşladığı belirtildi. Ancak analistler, bu sektörde kalıcı bir denge sağlanabilmesi için daha kapsamlı desteklerin gerektiğini vurguladı.

Tamamlanan hafta içerisinde jeopolitik riskler ve diplomatik gelişmeler, emtia fiyatlarını etkileyen önemli unsurlar arasında yer aldı. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın gidişatındaki belirsizlikler sürerken, Alaska’da gerçekleşen ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin zirvesi de fiyatlamalar üzerinde etkili oldu.

Analistler, Trump’ın Çin ile gümrük tarifeleri konusunda bir ateşkes uzatmasının, özellikle sanayi metalleri açısından en kötü senaryonun ertelenmesine yol açabileceğini dile getirdi.

Öte yandan, Trump’ın müttefik ülkelere karşı yüksek tarifeleri, emtia piyasasında arz-talep dengesini bozarak fiyatlarda dalgalanmalara yol açmaya devam ediyor. Tüm bu gelişmelerin ardından, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi haftayı yüzde 4,32 seviyesinde kapatırken, dolar endeksi yüzde 0,3’lük bir azalma ile 97,9 seviyesine geriledi.

Değerli Metallerde Faiz Belirsizliği

Değerli metaller, ABD’de temmuz enflasyonunun sakin gelmesiyle Fed’in faiz indirimine ilişkin beklentilerin güçlendirilmesinden olumlu etkilenirken, açıklanan üretici enflasyonunun son üç yılın en yüksek artış oranını göstermesi, Fed’in bir gevşeme adımı atmayabileceği endişeleriyle fiyatları baskı altında bıraktı.

Jeopolitik alandaki belirsizlikler, Trump ile Putin’in gerçekleştirdiği zirvenin etkisiyle fiyatlardaki düşüşü kısmen dengelerken, altın fiyatları hafta boyunca dalgalı bir seyir izledi. Haftanın başında Trump’ın altın külçelerine gümrük tarifesi koymayacağını açıklaması da fiyatlamalara yansımıştı.

Değerli metallerde ons bazında fiyatlar, altında yüzde 1,8, gümüşte yüzde 0,9 ve paladyumda yüzde 0,9’luk bir değer kaybı yaşarken, platinde yüzde 0,3’lük bir artış gerçekleşti.

Baz Metallerde Çin Etkisi

Baz metallerde, Çin’in açıkladığı makroekonomik veriler ışığında sanayi üretimindeki yavaşlama, sabit yatırımlardaki sınırlı artış ve emlak sektöründeki düşüş, fiyatlar üzerinde baskı yaratırken, nikel ve bakır dikkat çekici bir pozitif ayrışma gösterdi.

Bakır fiyatları, Çin’de açıklanan makroekonomik verilerin etkisiyle dalgalanırken, arz tarafındaki gelişmeler bakıra destek oldu. Dünya’nın en büyük bakır üreticisi Şili’de, Codelco’ya ait El Teniente madeninde meydana gelen tünel çökmesi, üretimin aylarca durabileceği endişelerini artırdı. Ayrıca, Zambiya’nın ikinci çeyrek bakır üretimi düştü ve 2025 yılı için belirlenen hedefleri tehlikeye soktu.

Bu arz endişeleri, büyük madencilik şirketi Antofagasta’nın yılın ilk yarısında karını yüzde 60 artırdığını açıklamasıyla birleşince bakır fiyatlarını destekledi.

Çinko fiyatlarında, İsviçre merkezli emtia ticaret şirketi Trafigura, Singapur’daki LME onaylı depolardan büyük miktarda çinkoyu çekmeye başladı. Bu çinkolardan bir kısmı, Trafigura’nın iştiraki Nyrstar’ın Tennessee’deki çinko izabe tesisinin bakım alacağı süre boyunca ABD’li müşterilere tedarik edilecek.

Analistler, bu hareketin arkasında, ABD’nin nisan ayında başlattığı ve çinkoyu da kapsayan kritik madenler soruşturması sonucu çinko ithalatına ek vergi gelebileceği beklentisinin yatabileceğini belirtti.

Bu gelişmeler sonucunda, baz metallerde tezgah üstü piyasada bu hafta fiyatlar; bakırda yüzde 0,3, nikelde yüzde 0,4 artarken, çinkoda yüzde 1,3, alüminyumda yüzde 0,5 ve kurşunda yüzde 1,1 azalma görüldü.

Petrol Fiyatlarında Ateşkes Beklentisi

Brent petrolün varil fiyatı, tamamlanan hafta boyunca dalgalı bir seyir izledi. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) raporları, küresel petrol talebinin zayıfladığına işaret edince, Brent petrol varil fiyatı, 2 Haziran’dan bu yana en düşük seviye olan 64,75 dolara kadar geriledi.

Ancak, Trump ile Putin arasındaki zirve öncesinde yaşanan değer kayıpları kısmen telafi edildi. Brent petrol varil fiyatı yüzde 0,1 düşerken, New York Ticaret Borsası’nda işlem gören doğal gazın İngiliz termal birimi (MMBtu) cinsinden fiyatı da yüzde 2,5 değer kaybetti.

Tarım Emtia Fiyatları Karışık Seyretti

Tarım emtia piyasasında geçen hafta karışık bir seyir gözlemlendi. ABD’de mısır ve soya için yüksek verim beklentileri, Rusya ve Avustralya’daki artan buğday rekoltesinin etkisiyle fiyatlar baskılanırken, güçlü ihracat satışları mısır ve buğdaydaki düşüşleri telafi etti. Soya fasulyesindeki ihracat verileri ve rekor iç işleme rakamları ise fiyatlara destek sağladı.

Buğday, geçen haftayı artışla kapatmasına rağmen fiyatlarında büyük dalgalanmalar yaşandı. Buğdayın kile başına fiyatı, 5,0275 dolara kadar gerileyerek son dört yılın en düşük seviyesini gördü.

Küresel buğday arzının fazla olması piyasada baskı oluşturmaya devam ediyor. Avrupa’daki mahsuller sayesinde bu yıl daha yüksek seviyelerde buğday arzı bekleniyor. Ayrıca Avustralya ve Arjantin’deki yağmurlar, Güney Yarımküre’de ortalama ve ortalamanın üstünde buğday verimi elde etme olasılığını artırdı.

Bu gelişmelerle, Chicago Ticaret Borsası’nda bu hafta kile başına fiyatlar; pirinçte yüzde 0,2, soya fasulyesinde yüzde 5,6, buğdayda yüzde 2,5 ve mısırda yüzde 0,1 artış gösterdi. USD’de faaliyet gösteren Intercontinental Exchange’te ise libre bazında fiyatlar; kahvede yüzde 11,1, şekerde yüzde 1,4 ve pamukta yüzde 1,3 artış yaşadı. Kakaonun ton başına fiyatı ise yüzde 3,8 artışla haftayı tamamladı.

“Buğday Tarafında Rekolte Yüksek Kalmaya Devam Ediyor”

Vadeli işlem ve emtia piyasaları uzmanı Zafer Ergezen, buğdayın 4 yılın en düşük seviyesini görmesine ilişkin değerlendirmesinde, buğday rekoltesinin yüksek seviyelerde kalmasının fiyatları baskı altında tuttuğunu ifade etti. Dünya buğday ticaretinin yüzde 30’unun Rusya ve Ukrayna’dan gerçekleştiğini belirten Ergezen, Türkiye’nin katkısıyla oluşturulan tahıl koridorunun, bu ürünlerin uluslararası piyasalara erişimini kolaylaştırdığını vurguladı.

Buğdayın yaptırımlar dışında kaldığı için arz konusunda endişelerin azaldığını belirten Ergezen, rekoltede yaşanan artışların da fiyatları baskı altında tutmaya devam ettiğini ifade etti. Son dönemde artan buğday üretim tahminlerinin de fiyatlardaki düşüşte etkili olduğunu dile getiren Ergezen, “Üretim tahminleri oldukça önemli. Hem ABD Tarım Bakanlığı’nın hem de Uluslararası Hububat Komisyonu’nun rakamları, önceki sezona göre artış gösterdi. Belki de son gelen ABD Tarım Bakanlığı’nın üretim tahminlerindeki ufak düşüş, fiyatlarda bir toparlanmaya yol açabilir. Üretim tahminlerini izlemeye devam edeceğiz,” şeklinde konuştu.

Fed’in Faiz Politikasında Dengesizlik Sürüyor
Yorum Yap
Bizi Takip Edin