Astronomlar, Güneş Sistemi’nde bugüne kadar kaydedilen en hızlı yıldızlararası ziyaretçi olan 3I/ATLAS’a odaklanarak ilginç özelliklerini belirlemeyi başardı.
NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu ile gerçekleştirdiği kısa süreli gözlemler, 3I/ATLAS’ın Dünya’ya gelen uzaylılara ait bir teknolojik alet olup olmadığına dair tartışmaları sonlandırabilir.
Birçok bilim insanı bu gizemli nesnenin bir kuyruklu yıldız olduğu görüşünü savunsa da Harvard Üniversitesi’nden Astrofizikçi Avi Loeb ve ekibi bu değerlendirmeye katılmıyor. Loeb, 3I/ATLAS’ın uzaylılar tarafından gezegenimizi gözetlemek için gönderilmiş bir uzay aracı olabileceğini öne sürüyor.
“KOMA”SI VAR
James Webb Uzay Teleskobu’nun gerçekleştirdiği gözlemler, 3I/ATLAS’ın komasının (kuyruklu yıldızdaki buzun Güneş’e yaklaşırken gaz haline dönüşmesiyle oluşan kuyruk) yapısını detaylı biçimde ortaya koydu. Loeb ve çalışma arkadaşları, 3I/ATLAS’ın bir kuyruklu yıldız olmaması gerektiğini, çünkü bir komaya sahip olmadığını ifade etmişti.
Yeni bulgular, 3I/ATLAS’ın karbondioksit salımı açısından rekor düzeyde olduğunu gösteriyor. Bu nesne, şimdiye kadar gözlemlenen kuyruklu yıldızlar arasında en fazla karbondioksiti yayanlardan biri olarak değerlendiriliyor.
Araştırmanın baş yazarı Dr. Martin Cordiner, bu durumu şu şekilde açıkladı:
“Teleskopla bir yıldızlararası uzay kayasını gözlemleme fırsatı bulduk! Sadece 10 dakikalık kısa bir gözlem olmasına rağmen elde ettiğimiz veri çok kıymetli.”
Araştırma ekibi, 3I/ATLAS’ın Güneş’e doğru alışılmadık bir şekilde gaz saldığını doğruladı. Salınımın büyük ölçüde karbondioksit içerdiği tespit edildi.
FARKLI AMA TANIDIK
Dr. Cordiner, IFLScience’a verdiği demeçte şunları belirtti:
“3I/ATLAS, alışıldık kuyruklu yıldızlardan oldukça farklı. Ancak, normal kuyruklu yıldızlarla birçok spektral özelliği de paylaşmakta: bunlar arasında buz, gaz ve toz da mevcut.”
Araştırmacılar, bu kuyruklu yıldızın çekirdeğinin karbondioksit yönünden zengin olduğunu düşünüyorlar.
3I/ATLAS, 30 Ekim 2025 tarihinde Güneş’e 210 milyon kilometre kadar yaklaşacak. Eylül ayı boyunca Dünya’dan gözlemlenmeye devam edilecek. Ardından Güneş’in arkasına geçecek ve Aralık ayında yeniden gözlemlenebilir duruma gelecek.
Araştırma, The Astrophysical Journal Letters dergisine iletildi ve ArXiv sitesi üzerinden kamuya sunuldu.