Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Sanayimizin Sorunlarına Yeni Nesil Bir Bakış Açısıyla Çözüm Arayışı” teması ile gerçekleştirilen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi 2025 Yılı Ağustos Ayı Olağan Toplantısı’nda bir konuşma yaptı.
Yılmaz, Türkiye’nin sanayideki dinamik yapısının, 24 binden fazla üyesi bulunan İstanbul Sanayi Odası tarafından oluşturulduğunu ifade etti. İSO’nun, Türkiye sanayi üretiminin üçte birinden fazlasını sağladığını ve toplam katma değerin yaklaşık yüzde 36’sını üstlendiğini, aynı zamanda sanayi istihdamının da yüzde 30’una yakın bir pay kattığını anlattı. İSO’nun, Türkiye’nin büyüme ve kalkınma vizyonunu somutlaştıran bir iskelet olduğuna vurgu yaptı.
Orta Vadeli Program’ın (OVP) güncellenmesi sürecine dair bilgi veren Yılmaz, bakanlarla birlikte yapılan toplantılarla OVP üzerinde çalışmalar yürütüldüğünü belirtti. Her yıl eylül ayının ilk haftasında OVP’nin yenilendiğini hatırlatan Yılmaz, bu güncellemelerin üç ana başlık altında gerçekleştiğini ifade etti: “Birincisi makro ekonomik göstergeler, ikincisi bütçe büyüklükleri, üçüncüsü ise yapısal reformlar.”
Yılmaz, yapısal reformların, ülkenin gelecekteki beklentilerini iyileştirdiğini, bu durumun da reel ve beklenti kanalıyla olumlu sonuçlar doğurabileceğini ifade etti. Cumhurbaşkanı’nın sürekli olarak ortak akıl, istişare ve katılıcılığı sıkça vurguladığını dile getiren Yılmaz, tarım sektöründen turizme, sendikalardan iş dünyasına kadar birçok kesimle bu politikaların geliştirilmesi için işbirliği yapıldığını sözlerine ekledi.
Sanayinin stratejik öneminin bilincinde olduklarını ve içinde bulundukları küresel ekonomik belirsizlikler dönemini detaylandıran Yılmaz, uluslararası arenada ticaret savaşları ve jeopolitik gerilimler gibi olumsuz ortamların yaşandığını aktardı. Bu bağlamda, üretim merkezlerinin yer değiştirdiğini, uluslararası ekonomik mimaride de değişimlerin yaşandığını ifade etti.
“Uyguladığımız makro ekonomik istikrar ve reform programı birçok testten başarıyla geçti”
Küresel ekonominin büyüme hızının son 20 yılda yüzde 3,5 seviyelerinde kaldığını, ancak Türkiye’nin bu süreçte yüzde 5,3 büyüme gösterdiğini belirten Yılmaz, “Bu rakamlar, Türkiye’nin dünya ekonomisinden 1,8 puan daha hızlı büyüdüğünü kanıtlıyor,” dedi. 2024 itibarıyla milli gelirin 1,3 trilyon doları aşacağını ve bu yıl için beklentinin de 1,5 trilyon dolara yakın olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin son 22 yılda alt orta gelir seviyesinden üst orta gelire terfi ettiğini, 2026 yılında yüksek gelirli ülkeler grubuna katılmayı hedeflediklerini aktaran Yılmaz, kişi başına geliri geçen yıl 15 bin 500 dolar seviyesine geldiğini, bu yıl ise 17 bin dolara ulaşılmasını beklediklerini açıkladı. Türkiye’nin sürekli büyüyen bir ekonomi olduğunu ifade eden Yılmaz, yıllıklandırılmış ihracatın Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığına da dikkat çekti.
Yılmaz, 2023’te meydana gelen depremler sonrası başlatılan inşa seferberliği hakkında da bilgi vererek, yapılan harcamaların 3 trilyon lira seviyesine ulaştığını ve tamamlandığında 100 milyar dolarlık bir bütçeye varacağını söyledi. Bu sayede şehirlerin altyapılarını güçlendirdiklerini, yenilenen hastaneler, okullar ve yollar ile yüz binlerce konut inşa ettiklerini ifade etti. Hükümetlerinin mali disiplinin önemine değinen Yılmaz, güçlü bir ekonomik yapıya sahip olmanın bu olağanüstü yüklerle başa çıkmalarını kolaylaştırdığını belirtti.
“Gelecek yıl finansal koşulların da yatırım ortamının da çok iyi olacağı bir yıl olacak”
Günümüzde enflasyonun temel meselelerden biri olduğunu söyleyen Yılmaz, bazı sosyal medya hesaplarında karamsarlık yayılmaya çalışıldığını ifade etti. Ülke için önemli olan güvenin zedelenmemesi gerektiğini düşündüğünü dile getiren Yılmaz, enflasyonla mücadelede kararlılık göstererek yıl sonunda oranların daha iyi seviyelere ulaşacağını belirtti.
İklim Kanunu’na değinen Yılmaz, bu düzenlemenin yenilenebilir enerji ve madencilik gibi alanları etkileyeceğini, emisyon ticaret sisteminin oluşturulması gerektiğini vurguladı. Ayrıca bu kanunların yapılmadığı takdirde, Türkiye’nin belirli sanayilerinin Avrupa’ya ihracat yapmada sorun yaşayacağını belirtti.
Sanayi üretim endeksindeki artış ve istihdam verilerine değinen Yılmaz, işsizlik oranlarının son 26 aydır tek haneli seviyelere indiğini, İstanbul’daki organize sanayi bölgelerinde 335 bin kişinin istihdam edildiğini, tüm parsellerin üretime geçmesiyle bu rakamın 435 bine yükselebileceğini söyledi.
Türkiye’nin istikrarlı bir şekilde ilerlediğini belirten Yılmaz, sektörel desteklere de devam edeceklerini ifade etti. Tekstil, deri ve mobilya sektörlerinde prim destekleri verdiklerini söyledi. Yıl boyunca sanayicilere farklı destek mekanizmaları sunmaya devam edeceklerini, hedefin ülkenin kalkınmasına katkıda bulunmak olduğunu açıkladı.
