4. Kazan Küresel Gençlik Zirvesi, Selet Gençlik Merkezi Direktörü Aygul Gabdrakhmanova’nın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Oturumda, Hong Kong’daki Eğitimde Bilgi Teknolojileri Merkezi Kurucu Direktörü Nancy Law, Birleşmiş Milletler Gönüllüleri Dış İlişkiler ve İletişim Bölümü Şefi Sukhrob Khosmukhamedov, Drawit Araştırmaları Kurucusu Dania Mubiden ve Arap Gençliği Sürdürülebilir Kalkınma Ağı İcra Direktörü Mohammed Ahmed Mohammed Alyatari gibi önemli isimler konuşmacı olarak yer aldı.
Moderatör Gabdrakhmanova, dijitalleşmenin çocukların potansiyelini artırmada önemli bir araç olduğunun altını çizerken, Tataristan’da son 15 yıldır güçlü bir dijital altyapı oluşturma çabalarının sürdüğünü ifade etti. Bu bağlamda, dijital eğitim çevresi projesinin hayata geçirildiğini anlattı.
Gabdrakhmanova, kişiselleştirilmiş eğitim çalışmalarında çocukların ilgi alanlarına göre bir düzenleme yapıldığını belirtti ve bu konudaki yürütülen projeleri paylaştı.
Nancy Law, teknoloji ve yapay zekanın hızlı gelişimine dikkat çekerek, gençlerin ve toplumun iyiliğinin gözetilmesi gerektiğine işaret etti. Ayrıca, dijital bölünme sorunuyla ilgili sektörler, nesiller ve toplumlar arasında köprüler kurulması gerektiğinin önemini vurguladı.
Law, bu konunun göz ardı edilmesi durumunda gençler için daha fazla olumsuz etkiler doğurabileceğini kaydetti. İnsan zekasının değişiminin, bireylerin erişim sağladığı teknolojiyle bağlantılı olduğunu ifade etti.
“Dijital okuryazarlık olmadan dijital teknoloji zararlı olabilir”
Law, yetersiz dijital okuryazarlığa sahip öğrencilerin internet bağımlılığı, siber zorbalık, siber suç ve zihinsel stres gibi sorunlarla karşılaştığını belirtti. “Dijital teknolojiye dijital okuryazarlığınız olmadan erişmek, zararlı olabilir” şeklinde uyarıda bulundu.
Moderatör ayrıca, yapay zekanın kişiselleştirilmiş öğrenme, yazma, yaratıcı düşünme ve araştırma analizi süreçlerini destekleme potansiyeline işaret etti. Üretken yapay zekaların profesyonel sınavlarda başarı oranlarının yüksek olduğu görüldüğünden bahsederek, bunun etik açıdan sorunlar yaratabileceğine vurgu yaptı.
Sukhrob Khosmukhamedov, yapay zeka ve teknolojik ilerlemelerin büyük fırsatlar sunduğunu, ancak bu süreçte derin eşitsizliklerin de yaşandığını vurguladı. “Dijital dışlanma”, savunmasız grupların kapsayıcı eğitim almasının önündeki en önemli engellerden biri olarak belirtildi.
Khosmukhamedov, fikir alışverişinde bulunacaklarını ve daha kapsayıcı bir dijital eğitim sistemi için pratik önerilerde bulunacaklarını ifade etti. Kapsayıcılığın yalnızca erişim ile ilgili olmadığını, her öğrencinin geçmişine ve koşullarına bakılmaksızın en iyi olasılıklarla kendi eğitim yolculuğunu şekillendirebilmesi gerektiğini vurguladı.
Dania Mubiden, yapay zekanın çocukların psikolojisi üzerindeki etkilerini ele aldı ve “Çocuktan doğrudan çizim yapmasını istemek yerine, yüz ifadelerini eşleştirebileceği bir örüntü oluşturan işlevsel bir yapay zeka geliştiriyoruz.” dedi. Ebeveynlerin, çocuklarının çizim yaptığı anları kaydettiklerinde, yapay zekanın bu veriler üzerinden duygusal analiz gerçekleştirip öneriler sunabileceğini belirtti.
Mubiden, eğitim süreciyle birlikte çocukların duygusal durumları, stres seviyeleri ve zihinsel sağlıkları hakkında kapsamlı bir profil çıkarılabileceğini ifade etti.
Mohammed Ahmed Mohammed Alyatari, yapay zeka ve teknolojinin herkes için parlak bir gelecek sağlayabileceğini belirtti. Kurucusu olduğu programların ve çevrimiçi platformların etkisini vurguladı ve tüm ülkelerin dijitalleşme sürecinde ilerlemeleri gerektiğini dile getirdi.
Alyatari, bazı ülkelerde hala geleneksel öğrenme yöntemlerinin kullanıldığını ve bunun bir sorun teşkil ettiğini ifade etti. Öğretmenler için teknoloji kullanımında destek sağlamanın önemine dikkat çekti.