Başkent’nin iletişim paydaşı olarak destek verdiği TEKNOFEST Mavi Vatan etkinliği, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) öncülüğünde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı iş birliğiyle İstanbul Tersanesi Komutanlığı’nda başladı.
Etkinlik kapsamında gerçekleştirilen Milli Uçak Gemisi Forumunda, projede görevli dört Türk Deniz Kuvvetleri personeli, uçak gemisinin teknik özellikleri hakkında detaylı bilgi paylaştı.
“Milli uçak gemimiz yakıt ikmali yapmadan New York’a gidip gelebilecek”
Forumda söz alan Mühendis Üsteğmen Aykut Demirezen, projenin önemli bir parçası olan ara tahrik sisteminin konfigürasyonunu belirleyerek çalışmalarına başladıklarını ifade etti.
Demirezen, “Dış kaynaklardan ve dünya donanmalarında görev yapan uçak gemilerinin ana tahrik sistemlerini inceledik. Harekat Başkanlığımızın talep ettiği sürat ve 10 bin deniz mili seyir politikası gereği ana makinelerimizin seçimlerini yaparak en uygun ana makine konfigürasyonunu belirledik. Yani, milli uçak gemimiz buradan New York’a kadar yakıt ikmali yapmadan seyrine devam edebilecek. Uzun mesafe seferi gerçekleştirebilecek.” dedi.
Ayrıca, kimyasal, biyolojik ve nükleer (KBRN) sistemlerinin tasarımının gerçekleştirildiğini belirten Demirezen, bu sistemlerin, geminin atmosferini koruyarak personelin sağlıklı bir şekilde görev yapabilmesini sağladığını aktardı.
Mühendis Üsteğmen Burhan Savran ise milli uçak gemisinin elektrik sistemi tasarımına ilişkin detaylar paylaştı. Savran, aydınlatma, ısıtma, havalandırma, iklimlendirme, haberleşme ve silah sistemleri gibi tüm sistemler için gerekli elektrik altyapısını oluşturduklarını ifade etti.
“Bu tüm yüklerin yedekli olarak beslenmesi amacıyla jeneratör kapasitesini ve sayısını hesaplıyoruz. Yapılan analizler sonucunda milli uçak gemimiz 40 MW kurulu güce sahip. Bu değer, evlerimizdeki ortalama elektrik ihtiyacının yaklaşık 3 bin katıdır ve aynı anda 3 bin evi besleyebilecek kapasitededir.” dedi.
Savran, ayrıca milli uçak gemisinde 6 bin 600 volt ile yüksek gerilim kademesine geçildiğini belirterek, bunun, geminin sistem ve cihazlarının yüksek güç ihtiyacından kaynaklandığını vurguladı. Ayrıca alarm ve sensörlerden oluşan kontrol ve izleme sisteminin, çeşitli sistemlerin uzaktan kontrolünü sağladığını aktardı.
“750 kilometre menzile sahip milli imkanlarla geliştirilen ÇAFRAD’ın yerleşimini yaptık”
Mühendis Üsteğmen Ebubekir Er, milli uçak gemisinin savaş sistemlerini belirleme ve yerleşim tasarımı üzerine çalıştığını açıkladı.
Er, “Radarlar, deniz platformlarının gözleri ve kulakları gibidir. Bu bağlamda, milli uçak gemisine, diğer hiçbir uçak gemisinde bulunmayan 750 kilometre menzil kapasitesine sahip milli imkanlarla geliştirilen ÇAFRAD radarını yerleştirdik. Ayrıca, 32 hücreli milli dikey atım sistemi de dahil olmak üzere taarruz maksatlı sistemler de entegre edildi.” şeklinde konuştu.
Radar emisyonu yapılmaması gereken harp ortamlarında 360 derece pasif gözetim imkanı sunan elektro-optik sistemler de gemide bulunduruluyor. Er, “Bu büyük platformun her yönden gelebilecek tehditlere karşı güvenliğinin sağlanması kritik önem taşıyor. Bu nedenle yakın hava savunma sistemi ve savunma silah sistemlerimizi milli uçak gemisine yerleştirdik.” dedi.
Mühendis Üsteğmen Yavuz Alp Oğuzalp, geminin sağlam yapısının kritik öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “Beka konsepti”nin savaş gemilerinin en önemli unsuru olduğuna dikkat çekti.
Oğuzalp, “Geminizin düşman tarafından tespit edilmemesi gerekir. Radar kesit alanını azaltmak için silah yerleşimlerini radar soğurucu malzemelerle optimize ediyoruz.” şeklinde bilgi verdi. Ayrıca, olası patlamalara karşı geminin dayanıklılığını artırmak için çeşitli önlemler alındığını vurguladı.
TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. Genel Müdürü Mahmut Faruk Akşit de foruma katıldı.
