İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yürütülen yolsuzluk soruşturmasında dikkat çeken isimlerden biri iş insanı Adem Soytekin. Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü’ndeki ekibinde bulunan Soytekin, “İmamoğlu’nun kasası” ve “Karakutu” ifadeleriyle anıldı. Kısa sürede büyük bir servet sahibi olduğu belirtilen Soytekin, tutuklanmasının ardından etkin pişmanlık yoluna giderek İstanbul’u etkisi altına alan “Sistem” adındaki yapıyı ifşa etmeye başladı. Soruşturmanın gidişatına dair bilgiler vererek adli kontrol şartıyla serbest kalan Soytekin, 116 gün sonra konuşarak, kendisine yöneltilen suçlamaları yanıtladı. Bunun yanı sıra kendisine yapılan milletvekilliği teklifini de açıkladı.
İMAMOĞLU İLE TANIŞMA SÜRECİ
– Öncelikle kendinizden biraz bahseder misiniz?
1979 Trabzon/Araklı doğumluyum. Çocuk yaşta İstanbul’a göç ettik. Gençlik dönemim Avcılar, Beylikdüzü ve Esenyurt’ta geçti. Babam inşaat kalfalığı yapıyordu; onun işlerine gidip gelirdim. Askerlik sonrası ailemin işlerini toparladıktan sonra ticarete girdim. Günal İnşaat adında bir firmaya ortak oldum, inşaat ve park-bahçe işlerine yöneldik. Ortağım vefat ettikten sonra 2010 yılında kendi şirketim ASOY’u kurdum. Şirketim 2010 yılında 1.500 kişi istihdam ediyordu ve 2013’te müteahhitlik işine girdim.
– Ekrem İmamoğlu ile ne zaman tanıştınız?
2010-2011 yıllarında tanıştık. O dönem siyasetçi değildi; Trabzonspor yöneticisi olarak kendi sektörümde tanışma fırsatım oldu. İşimiz gereği bir teklif verdim ve sonrasında birlikte çalışmaya başladık.
KASA OLMA İDDİALARI
– Hakkınızdaki sıvacılık ya da kalfalık iddialarının gerçeği nedir?
Bunu aydınlatmamız gerekiyor. Taahhüt şirketim olarak fatura keserken çalışanlarım da vardı. Benim o dönemde kaba inşaat işlerim olduğu için bu kalfalık gibi nitelendirilebilir. Ancak, sıvacılık yapmam söz konusu değil. İnşaatlardaki sıvacılar ve demirciler kardeşlerimdir. Bu mesleği küçümsemek beni rahatsız ediyor.
– Beylikdüzü’nde İmamoğlu’nun size yönelik talebi oldu mu?
Hayır, kesinlikle. Seçim dönemi dostça yardımcı olduk. İlk zamanlarda belediyenin bütçesi kısıtlıydı, ihtiyaçları karşılama adına işbirliği yaptık. Kreş, muhtarlık çalışmaları gibi işler yaptık; burada kâr amacı gütmedik. Daha sonra okul yapmak isteyen firmalar bize yönlendiriliyordu, karşılıklı anlaşarak yapıyorduk.
– Kasa mısınız?
Beylikdüzü’nde bu yakıştırmalar ortaya çıkmaya başladı. Bazı projelerde okul yapımı için bana para veriliyordu, o yüzden “bu kişi kasa” deniliyordu. Ancak benim kasacılık iddiam kesinlikle gerçek değil. Şirket ve şahsi hesap bilgilerim denetleniyor, her şey açık.
‘SİSTEM’ HAKKINDAKİ GÖRÜŞLER
– İddialara göre ‘Sistem’ adında bir yapı var. Bunu biliyor muydunuz?
Evet, gözaltına alındıktan sonra duydum. Anlaşılan para bir havuzda toplanıyor ve buradan dağıtım yapılıyor. Etkin pişmanlıktan yararlanan diğer arkadaşlarım da benzer şeyler söyledi. Gerçekten ortada bir sistem varsa, bunun sadece nakit olduğunu düşünüyorum; konutun bu sistemle ilgisi yok.
– Bu sistem sadece İmamoğlu’na mı ait?
Eğer böyle bir sistem varsa, İmamoğlu’nun buna sahip olduğu söylenebilir. Ayrım olduğu kanaatinde değilim; sistemin güvenli evleri olduğu yönünde bilgiler, duyumlar aldım.
– Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı Ertan Yıldız’ın Viyana’da inşaat yaptığını belirttiniz. Bu konuda İmamoğlu’nun bilgisi var mıydı?
Yıldız’ın Viyana’da birkaç inşaat projesi olduğunu biliyorum. İmamoğlu’nun bunu bilmediğini düşünmüyorum; çünkü Yıldız, Ekrem Bey’in tanıdığı birisi.
ÖNCEKİ GÜNLERDE OPERASYON BİLGİSİ
– Yolsuzluk operasyonu hakkında ne zaman bilgi sahibi oldunuz?
Ocak ayında bu bilgileri aldım. Operasyonun olacağını biliyordum ama kapsamını kestiremiyordum. O dönem “Bir operasyon gerçekleşecek” dediler.
– Bu bilgiyi kimden aldınız?
Bu bilgiyi birden fazla insanla konuştum; Muhammed Pehlivan bu konuda bilgi verdi. Kendisi “Gözaltına alınırsın” dedi.
– Operasyon öncesinde bir toplantı gerçekleştirdiniz mi?
7 Mart 2025 tarihinde bir toplantı yapıldı. Tapudan gelen mal varlığıma tedbir konulduğuna dair mesajı aldıktan sonra durum değerlendirmesi yaptım. Toplantıda Fatih Keleş, Tuncay Yılmaz ve birkaç kişi daha yer aldı. Toplantıda her katılımcının telefonları toplandı ve bir plan oluşturuldu.
CEZAEVİNDE TEHDİT VE GÖRÜŞMELER
– Cezaevi sürecinde tehdit edildiniz mi, uyarı aldınız mı?
Gözaltındayken etkin pişmanlık kararı aldım. Birkaç defa tanımadığım avukatların gelmesiyle karşılaştım ve tehdit edildim. Bunun üzerine, durumu başsavcılığa bildirdim. Ayrıca, cezaevindeyken not gönderme girişimlerinde bulunuldu, bu da beni oldukça tedirgin etti.
– Ekrem İmamoğlu ile iletişime geçildi mi? Size not gönderildi mi?
Evet, avukatı aracılığıyla iletişim kurdu. Sonradan gelen notlarda Ekrem Bey’in “Kızgın değilim, açıklama bekliyorum” dediğini öğrendim. Ayrıca, milletvekilliği önerisi de geldi. Bu süreç bir süre sonra avukatım üzerinden yürütüldü.
ADEM’İN ADINI VERİN TALEBİ
– Mehmet Pehlivan, diğer müteahhitleri sizin aleyhinize konuşmaya mı yönlendirdi?
Evet, bazı müteahhitlerin “Adem’in adını verelim” dediğini duydum. Pehlivan’ın, ifadesini verdikten sonra “Adem’e yüklen” şeklinde destek verdiği konuşuluyor.
– Murat Ongun Beşiktaş Belediye Başkan adayı olmak istedi mi?
O dönemde Ongun, bu pozisyon için istekliydi ancak durumu beklediğinden daha karmaşık hale geldi. Rıza Akpolat’ın güçlü bir aday olduğu tahmin edilmemiş olabilir.
– Belge teslim süreciniz nasıl geçti? Ne kadar belge sundunuz?
Tüm ifadelerimi belgelerle destekleyerek savcılığa teslim ettim. 200’den fazla belge verdim ve bütün anlatımlarımın belgeleri mevcut.
