IAOM Avrasya Bölge Başkanlığı tarafından düzenlenen “4. IAOM Eurasia Konferansı ve Sergisi” etkinliğinde konuşan Ulusoy, Avrasya’nın küresel tahıl arzındaki etkisini ve Türkiye’nin un ihracatındaki liderliğini gündeme getirdi. Ayrıca, arz görünümü ve gıda güvenliği konularına dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Ulusoy, Avrasya’nın dünya buğday üretiminin yüzde 55’inden fazlasını ve ihracatının yüzde 59’unu gerçekleştirdiğini vurgulayarak, bu bölgenin “dünyanın tahıl ambarı” olarak adlandırılabileceğini ifade etti.
Ulusoy, “Bölgede Rusya ve Ukrayna arasında bir çatışma meydana geldiğinde, dünya tahıl ambarında büyük bir sarsıntı yaşandı. Bu durum, dünya genelinde gıda fiyatlarının hızla artmasına neden oldu ve birçok ülke gıda güvenliğini sağlamak amacıyla aşırı stoklama pratiğine yöneldi,” dedi.
“Türkiye’nin un ihracatı liderliğini koruyacak”
IAOM Avrasya Başkanlığı görevini yürüten Ulusoy, Türkiye’nin un tedarik zincirindeki kritik rolünü vurguladı. Türkiye’nin, hem üretici hem de tüketici pazarları arasında önemli bir köprü işlevi gördüğünü belirtti.
Ulusoy, “Karadeniz ülkeleri önemli buğday üreticileridir. Orta Doğu ve Afrika, önemli tüketici pazarlarıdır. Türkiye, Avrasya’nın kalbinde bu iki bölge arasında köprü görevi üstlenmektedir. Kendi buğday üretimi ve güçlü un sanayisi ile bu tedarik zincirinde aktif bir rol oynuyor,” şeklinde konuştu.
Ulusoy, Türkiye’nin un ihracatı konusundaki konumunu da hatırlatarak, “2014-2015 sezonundan beri dünya çapında en çok un ihraç eden ülke unvanını elinde bulunduruyoruz. İkinci sıradaki Kazakistan ile aradaki mesafe zaman zaman daralsa da, bu sezonda da liderliğimizi koruyacağımıza eminiz. Geçtiğimiz yıl 3 milyon ton un ihraç ettiğimiz düşünüldüğünde, bu yıl 2,5 milyon ton civarında bir beklentimiz var. Ancak yine de liderliğimiz devam edecek,” ifadelerini kullandı.
“Kısa vadede olumlu, orta vadede temkinli bir yaklaşım”
Eren Günhan Ulusoy, tahıl arzı üzerine kısa vadeli tahminlerini paylaşarak, salgın sonrası dönemde bir normalleşme sürecine girdiklerini belirtti. Fiyat endekslerinin, 2020 yılının Ekim ve Kasım aylarındaki seviyelere geri döndüğünü ifade etti.
Ulusoy, mevcut barış görüşmelerinin de tahıl arzına yönelik projeksiyonları olumlu etkileyeceğini dile getirdi ve “Önümüzdeki sezon için tahıl arzında büyük bir şok beklemiyoruz. Ancak orta vadede iklim değişikliğinin etkilerini her alanda hissediyoruz,” dedi.
Ulusoy, iklim değişikliğinin tarımsal üretimde yaratabileceği sorunlara dikkat çekerek, gelecek dönem için yağış beklentilerinin mevsim normallerinin altında olduğunu ifade etti.
Ulusoy ayrıca, “Dünya genelinde ekstrem iklim olaylarının üretim sürecinde kesintilere sebep olabileceği görülüyor. Bu nedenle orta vadede daha temkinli bir yaklaşım izleniyor. Sektör paydaşları ve kurumlar, iklim değişikliğine karşı dayanıklı tarımsal üretim için çalışmalar yürütüyor,” şeklinde ekledi.
Tüketicilerin sürdürülebilirlik ve gıda israfı konularında alabileceği önlemleri de gündeme getiren Ulusoy, “Tarladan tüketiciye uzanan zincirde herkesin sorumluluğu var. İsrafın azaltılması, doğru ürünlerin tüketilmesi ve gıda güvenliğinin sürdürülebilmesi açısından oldukça önemli,” dedi.