Çin, Rusya ve Kuzey Kore liderlerinin ilk kez bir araya geldiği uluslararası zirve, tarihi bir öneme sahip olarak dikkat çekti. Bu üçlü buluşma, 31 Ağustos-3 Eylül tarihleri arasında Tiencin ve Pekin’de gerçekleşti. Zirvenin ana teması, nükleer silaha sahip ulusların Batı ile olan ilişkilerini derinleştirmesi oldu. Etkinlik, Çin’in ünlü Tiananmen Meydanı’nda 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesinin 80. yılı kutlamaları sırasında gerçekleşti.
Üç liderin aynı sahnede yer alması, gözlerin Kuzey Kore Lideri Kim Jong-un’a çevrilmesine neden oldu. Kim, Pekin’e trenle ulaşarak dikkat çekti. Bu durum, iki büyük ülkenin arasında durarak önemli bir konum elde ettiğini gösterdi.
KİM’İN YURT DIŞI ZİYARETLERİ
Kim Jong-un, 2011 yılındaki liderlik görevine başlamasından bu yana ilk yurtdışı ziyaretini 2018’de Çin’e yapmıştı. O tarihten bu yana düzenli olarak Çin’i ziyaret eden Kim, 2023 yılı içerisinde de iki kez burada bulunarak iki ülke arasındaki ilişkilere vurgu yaptı. Kuzey Kore’nin ekonomik yardımlar için Çin’e bağımlılığı, bu tür ziyaretlerin önemini artırıyor.
Kim, ayrıca, 1959’dan bu yana ilk kez bir Kuzey Kore liderinin katıldığı Çin askeri geçit töreninde de dikkatleri üzerine çekti. Bu, Kim’in uluslararası platformda daha fazla görünür olma isteğini de gösteriyor.
ZİRVEDEN ÇIKAN MESAJLAR
Çin, 2 Eylül 1945 tarihinde Japonya’nın teslimiyetini, “Çin Halkının Japon Saldırganlığına Karşı Direniş Savaşı’nın ve Dünya Anti-Faşist Savaşının Zaferi” olarak kutlamaktadır. Bu yılki törenle birlikte, Çin ve Rusya, 2. Dünya Savaşı’nın yalnızca Batı zaferi olarak anılmasına karşı çıktıklarını vurgulayarak, uluslararası düzenin değiştiğini dile getirdiler. Jinping, askeri geçit töreni sırasında, dünyada ekonomik ve siyasi güç dengesinin doğuya kaydığını belirten mesajlar verdi.
Çin’in, Batı merkezli uluslararası düzenin geçerliliğinin kalmadığını, bu süreçte küresel Güney’in sesinin daha fazla yükseldiğini ifade eden Jinping, “Eşit ve kurallı çok kutuplu bir dünya savunmalıyız” dedi. Bu bağlamda, küresel yönetişim sisteminin reforme edilmesi gerektiğini de vurguladı.
ASKERİ GEÇİT TÖRENİ
3 Eylül’de gerçekleştirilen askeri geçit töreni, sadece siyasi mesajlarla sınırlı kalmadı. Çin, en yeni askeri ekipmanlarını sergileyerek, askeri gücünü gösterdi. Bu geçit töreninde yeni kıtalararası balistik füzeler, hipersonik silahlar ve insansız hava araçları gibi gelişmiş teknolojiler yer aldı. Jinping’in, “Çin milleti asla zorbalar tarafından korkutulamaz” vurgusu, uluslararası topluma önemli bir mesaj taşıdı.
ABD tarafından bu mesajın alındığı, eski başkan Donald Trump’ın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarda da görüldü. Trump, mevcut durumun Washington için bir tehdit oluşturduğunu belirtti.
ÇİN’İN GELECEK PLANLAMALARI
Çin’in bu askeri gücü nasıl kullanacağı konusunda çeşitli spekülasyonlar var. Pekin, Tayvan sorunu gibi uluslararası meseleleri etkileme potansiyeline sahip. Bu durum, artık daha caydırıcı bir güç olma yolunda ilerleyen Çin için önemli bir aşama olarak değerlendiriliyor. Ekonomik kalkınma ve serbest ticaret ilkesini içeren diplomatik politikalarını sürdürürken, toprak bütünlüğünü korumanın yollarını arıyor.
Çin, Asya’daki komşuları ile ilişkilerini güçlendirmeye devam ederken, yatırımlarını sürdürüyor. Ancak Batı ile ilişkilerini de tamir etme veya bozma niyetinde olmadığını öne sürüyor. Bu durum, otoriter rejimlerin üzerindeki etkisini arttırarak uluslararası düzeyde daha fazla söz sahibi olma niyetinin bir parçası olarak öne çıkıyor.
BATI’NIN RUSYA KAYGISI
Batı’nın, Rusya’ya yönelik izolasyon çabalarındaki etkisini kaybetmesi ve Putin’in Kuzey Kore’den asker desteği alması, kısa vadede yaşanan bir diğer önemli gelişme. Moskova’nın Ukrayna savaşını sona erdirme çabalarının bu süreçte sulandırılabileceği değerlendirmeleri yapılıyor. Bu ilişki, Trump’ın başlattığı barış sürecine de olumsuz etkiler yaratacak gibi görünüyor.