Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Yüce, 4 Eylül 2025 tarihinde düzenlenen Türkiye-Azerbaycan 4. Enerji Forumu’nda alınan kararların Türkiye ve Azerbaycan arasındaki enerji işbirliğinin evrimine nasıl ışık tuttuğunu analiz ediyor.
4 Eylül 2025’te İzmir’de gerçekleştirilen Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi (TÜREK 2025) kapsamındaki Türkiye-Azerbaycan 4. Enerji Forumu, Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Azerbaycan Enerji Bakanı Parviz Şahbazov’un eş başkanlığında toplanmıştır. Forum sonucunda iki bakan tarafından “Forum Protokolü” imzalanmıştır.
Bu forumda, bürokratlar, enerji şirketleri, yatırımcılar ve sektörün diğer paydaşları bir araya gelerek hidrokarbon işbirliğinin yanı sıra elektrik, yenilenebilir enerji dönüşümü ve bölgesel enerji entegrasyonu gibi konularda işbirliği yollarını tartışmışlardır. Alınan kararlar uygulanmaya konduğunda, Azerbaycan, hidrokarbon ihracatçılığından yenilenebilir enerji üreticisi ve elektrik ihracatçısına dönüşme potansiyeline sahip olacaktır. Bu dönüşüm, Azerbaycan’ın enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına daha hızlı ulaşmasını sağlayacak ve iki ülke arasındaki enerji işbirliğini, arz güvenliğini sağlamanın yanı sıra düşük karbonlu enerji ihracatından gelir elde etme hedefleri ile de geliştirilecektir.
TÜRKİYE’NİN ENERJİ POLİTİKASININ TEMEL EKSENİ
Türkiye’nin enerji politikası, ekonomik büyümeyi destekleyerek dışa bağımlılığı azaltmayı ve arz güvenliğini sağlamayı hedeflemektedir. Bu kapsamda yenilenebilir enerji yatırımları, özellikle güneş ve rüzgar alanında hız kazanmakta, 2035 vizyonunda kurulu gücün üçte ikisinin yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşması beklenmektedir.
Akkuyu Nükleer Santrali ve Karadeniz gazı gibi projelerle enerji karması çeşitlendirilmekte, doğal gaz ve kömür bağı mlılığının azaltılması amaçlanmaktadır. Türkiye ayrıca, Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP), Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı (TAP) ve TürkAkım (TurkStream) gibi projeler ile bölgedeki enerji köprüsünü güçlendirmekte, LNG altyapısı ve depolama tesisleriyle piyasa esnekliğini artırmaktadır.
Aynı zamanda Türkiye’nin enerji stratejisinde iklim politikaları ve sürdürülebilirlik konuları giderek daha belirgin hale gelmektedir. 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda emisyon ticaret sistemi oluşturulmakta, yenilenebilir enerjinin yanı sıra batarya depolama ve şebeke modernizasyonu konuları da gündeme gelmektedir. Ancak ithal kömür bağımlılığı, jeopolitik riskler ve yüksek finansman ihtiyacı, Türkiye’nin karşılaştığı önemli kırılganlıklar arasında yer almaktadır. Dolayısıyla, Türkiye’nin gelecekteki başarısı, yenilenebilir enerji yatırımlarını iletim ve depolama kapasitesiyle desteklemeye, gaz ticaret merkezi hedefine uyumlu hale getirmeye ve karbon düzenlemeleriyle uyumlu sanayi dönüşümünü hızlandırmaya bağlıdır.
TÜRKİYE’NİN ENERJİ POLİTİKASINDA AZERBAYCAN’IN ÖNEMİ
Azerbaycan ile işbirliği, Türkiye’nin enerji politikası açısından stratejik bir önem taşımaktadır. Azerbaycan’ın zengin petrol ve doğalgaz kaynakları; Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı (BTC), Bakü-Tiflis-Erzurum Boru Hattı (BTE) ve TANAP projeleri aracılığıyla Türkiye’ye ve Avrupa’ya taşınarak Türkiye’nin enerji arz güvenliğini güçlendirmekte ve ülkeyi bölgesel bir enerji koridoru hâline getirmektedir. İki ülke arasındaki yenilenebilir enerji, elektrik ticareti ve yeşil hidrojen gibi alanlardaki ortaklıklar, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefleriyle uyumlu bir enerji politikası geliştirmesine imkan tanımaktadır.
Azerbaycan, Türkiye ile enerji işbirliği sayesinde ekonomik, jeopolitik ve stratejik avantajlar elde etmektedir. Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşan BTC, BTE ve TANAP gibi hatlar, Azerbaycan’a sürdürülebilir bir ihracat koridoru sağlamakta ve bu da ülkenin enerji gelirlerini çeşitlendirmesine yardımcı olmaktadır. Jeopolitik olarak Türkiye, Azerbaycan’ın enerji kaynaklarını uluslararası pazarlara ulaştıran güvenilir bir ortak konumundadır. Ayrıca stratejik olarak bu işbirliği, Azerbaycan’ın enerji portföyünü yenilenebilir enerji ve yeşil dönüşüm projeleri ile çeşitlendirmesine olanak tanımaktadır.
TÜRKİYE-AZERBAYCAN ENERJİ İŞBİRLİĞİNİN STRATEJİK BOYUTLARI
Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov’un belirttiği gibi, Azerbaycan ve Türkiye, bölgenin jeoekonomik yapısını şekillendiren, barış, istikrar ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunan stratejik müttefiklerdir. “Tek millet, iki devlet” anlayışının gücüyle uygulanan bu politika, Azerbaycan-Türkiye ilişkilerini eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye taşıyarak, tüm enerji projelerinin itici gücü haline gelmektedir.
Türkiye-Azerbaycan enerji işbirliği, ekonomik etkilerinin yanı sıra jeopolitik bir kaldıraç işlevi de görmektedir. Türkiye, Azerbaycan’ın Hazar’daki enerji kaynaklarını Avrupa’ya bağlayan güvenli bir transit ülke olurken, Azerbaycan da Türkiye’nin enerji bağımlılığını dengeleyen önemli bir tedarikçi konumundadır. Elektrik iletim hatları, yenilenebilir enerji yatırımları ve Karabağ sonrası bölgede enerji altyapısının yeniden inşası gibi yeni işbirliği alanları son yıllarda gündeme gelmiştir. Bu işbirliği, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) içindeki enerji entegrasyonuna örnek teşkil ederek, bölgesel dayanışmayı ekonomik gerçekliklerle birleştiren stratejik bir model sunmaktadır.
Ayrıca, Türkiye-Suriye Doğal Gaz Boru Hattı, iki ülke arasında işbirliğini yeni bir boyuta taşımıştır. Bu boru hattı, bölgesel enerji entegrasyonu ve transit kapasitenin genişletilmesi açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Türkiye üzerinden Suriye’ye ve buradan Akdeniz ile Orta Doğu pazarlarına uzanan elektrik ve doğal gaz bağlantıları, Türkiye’nin enerji köprüsü rolünü pekiştirirken, Azerbaycan’ın ihracatını yeni pazarlara ulaştırmasına olanak tanıyacaktır.
TÜRKİYE-AZERBAYCAN 4. ENERJİ FORUMU İLE İLİŞKİLERDE YENİ BİR BOYUT
4 Eylül 2025’te İzmir’de gerçekleştirilen Türkiye-Azerbaycan 4. Enerji Forumu sonunda imzalanan protokol ile hidrokarbon, yenilenebilir enerji, elektrik ticareti, madencilik ve enerji verimliliği gibi konularda altı ayrı çalışma grubunun kurulması kararlaştırılmıştır. Bu durum, iki ülke arasındaki enerji temelli ilişkilerin yalnızca mevcut petrol ve doğal gaz hatlarıyla sınırlı kalmayacağını ve elektrik enterkonneksiyonları, yenilenebilir enerji projeleri ile yeni finansman modellerinin de önem kazandığını göstermektedir.
Özellikle TANAP ve BTC gibi projelerin devamı, Azerbaycan’ın üretim kapasitesinin Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmasını ve Türkiye’nin enerji koridoru rolünü güçlendirmesini sağlamaktadır. Protokol ve çalışma grupları, forumu sadece geçici bir siyasi etkinlik olmaktan çıkarıp, kalıcı ve kurumsal bir işbirliği mekanizmasına dönüştürmüştür. Bu, projelerin izlenmesi ve planlı bir şekilde hayata geçirilmesi açısından büyük önem arz etmektedir.
Forumun Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi (TÜREK) çerçevesinde yapılması, iki ülkenin enerji gündeminin fosil yakıtların ötesine geçtiğini göstermektedir. Yenilenebilir enerji, elektrik ticareti, depolama ve yeşil hidrojen gibi konular, gelecekteki işbirliği alanları olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda Türkiye ve Azerbaycan arasındaki enerji ortaklığı, ikili düzeyde arz güvenliği ve ekonomik faydaları artıracak, aynı zamanda Avrupa’nın enerji çeşitlendirme politikalarıyla uyumlu şekilde bölgesel enerji güvenliğine de katkı sağlayacaktır. Azerbaycan’daki güneş ve rüzgar projeleri ile Türkiye’deki bağlantı, taşıma ve finansman araçlarının birleşimi, bölgesel bir “yeşil elektrik koridoru” oluşmasına olanak tanıyabilecektir.