1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. Marmara Denizi’nde Müsilaj Sorunu Azaldı mı?

Marmara Denizi’nde Müsilaj Sorunu Azaldı mı?

featured

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın desteğiyle Marmara Denizi Bütünleşik Modelleme Sistemi (MARMOD) Projesi ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın katkılarıyla Deniz Ekosistem ve İklim Araştırmaları Merkezi (DEKOSİM) Projesi çerçevesinde Marmara ve Güneybatı Karadeniz’de kapsamlı bir araştırma seferi gerçekleştirdi.

Enstitüye ait Bilim-2 gemisi ile yapılan ve üç hafta süren sefer süresince, Marmara Denizi ve Karadeniz’den 64 farklı noktada 100’den fazla ölçüm yapıldı; deniz suyundan örnekler alındı. Ayrıca, Marmara Denizi’nin en derin bölgeleri olan üç çukurda müsilajın etkilerine dair incelemeler yapıldı.

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, bu seferin ana amacının Marmara Denizi’nde süregeldiği gözlemlenen oksijensizlik durumunu değerlendirmek olduğunu ifade etti.

Daha önceki seferlerde gözlemledikleri müsilajın devam edip etmediğini ve değişen iklim koşullarının denize etkilerini araştırdıklarını belirten Salihoğlu, “Bu seferde yoğun miktarda Akdeniz suyu gözlemledik ve bunun müsilajın azalmasında katkı sağladığını düşünüyoruz,” dedi.

“2025 müsilajının tarihte yerini aldığını söyleyebiliriz”

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yücel, yılın ilk yarısında Marmara Denizi’nin genelinde yoğun şekilde görülen müsilajın ağustos itibarıyla etkisini kaybettiğini belirterek, “Marmara’da herhangi bir noktada müsilaj bulgusuna rastlanmadı. Bu yılki müsilajın etkisinin azaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Elbette ‘tekrar oluşmayacak’ demek için erken, ancak yaz sonuna geldiğimizde 2025 müsilajının artık tarihte yerini aldığını ifade edebilirim,” açıklamasında bulundu.

Müsilajın deniz tabanındaki etkilerini anlamak amacıyla çalışmalarına devam ettiklerini belirten Yücel, deniz altındaki sedimanların en üst katmanında incelemeler yaptıklarını aktardı.

Kıyı kesimlerinde özellikle sediment yüzeyinde biraz bulanıklık tespit ettiklerini bildiren Yücel, “İç körfezlerde, özellikle Silivri açıkları ve Marmara Ereğlisi’nde ekstra bir bulanıklık gözlemledik. Bu, çökelen müsilajın henüz parçalanmadan orada kalmasından kaynaklanıyor olabilir. Böylece kıyı bölgelerinin sediment düzeninde birikimlerin hala devam ettiğini söyleyebilirim. Müsilaj, aslında daha büyük problemleri işaret eden bir gösterge,” ifadelerini kullandı.

Marmara’daki oksijen azlığının üzerinde duran Yücel, “En büyük sorun oksijen eksikliği. Özellikle İzmit Körfezi, Gemlik ve Bandırma gibi bölgelerde beklediğimizden daha yüksek bir oksijen seviyesine ulaştık. Ancak derin havzalarda; Çınarcık, orta çukur ve Tekirdağ çukurunda durum tam tersi, 50 metre ve ötesinde sorunun devam ettiğini görüyoruz,” bilgisini paylaştı.

Yücel, oksijenin 50 metre derinlikte bir balığın dayanamayacağı kadar düşük seviyelerde olduğunu belirtirken, 200-250 metre derinlikte oksijenin sıfıra düştüğünü aktardı.

“Marmara’dan Karadeniz’e giren nefesin bitmemesi gerekiyor”

Yücel, Karadeniz’de 80-90 metreden sonra oksijen seviyesinin kaybolmasının normal olduğunu ifade ederek, “Hidrojen sülfür birikimi 100 metreden sonra başlıyor. Üst katmanlarda ise 80-90 metreye kadar oksijen girişi mevcut. Akdeniz kaynaklı suyun Marmara’dan geçtikten sonra Karadeniz’e girmesi devam ediyor, bu çok önemli bir süreç. Marmara’dan Karadeniz’e doğru giden bu akışın devam etmesi lazım,” dedi.

“İstanbul Boğazı’ndaki yüzey sularının Marmara’dan Karadeniz’e doğru aktığını belirledik”

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Bilimsel Seferler Koordinatörü Dr. Hasan Örek, Marmara Denizi’nde yüzey sularının genellikle Karadeniz’den Akdeniz’e, dip sularının ise Akdeniz’den Karadeniz’e doğru hareket ettiğini belirterek, zaman zamanda bu akıntıların tersine dönebildiğini söyledi.

Örek, “Ancak bu sefer, güçlü bir rüzgar olmaksızın İstanbul Boğazı’ndaki yüzey sularının Karadeniz’den Marmara’ya değil, Marmara’dan Karadeniz’e doğru aktığını gözlemledik. Bu, bilimsel olarak oldukça değerli bir bulgu ve Marmara için bir fırsat,” dedi.

Seferde elde edilen verilere göre Marmara’ya yoğun şekilde Akdeniz suyunun girdiğini ifade eden Örek, bu suyun normalde Karadeniz’e doğru yaklaşırken azalması gerektiğini, fakat Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün altında bile Akdeniz suyu tespit ettiklerini aktardı.

Marmara’nın yüzeyine giren Akdeniz suyunun suyun üst tabakasını temizlemesi ve ışık geçirgenliğini artırması noktasında önemli katkıda bulunduğunu söyleyen Örek, “Marmara’nın derin sularına baktığımızda, 50 metrenin altında herhangi bir iyileşme görmüyoruz. Bu durumu yüzeydeki bir makyaj olarak değerlendirmek mümkün. Eğer Marmara’ya daha duyarlı bir yaklaşım sergilersek, doğa olayları sayesinde bu bölgenin kendini daha hızlı toparlayabileceğini düşünüyorum,” şeklinde konuştu.

Marmara Denizi’nde Müsilaj Sorunu Azaldı mı?
Yorum Yap
Bizi Takip Edin